“Kahraman görmek isteyen Maraş’a baksın!”

Ülkü Ocakları Kahramanmaraş İl Başkanı Hüseyin Kayış, CHP Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran’ın MHP lideri Devlet Bahçeli’ye karşı söylemiş olduğu “terörist arıyorsa Maraş’a baksın” sözlerine sert tepki gösterdi. “Kişi kendinden bilir işi” diyen Kayış, “Kahramanmaraş’ı necip Türk milleti iyi bilmektedir. Bilmeyenlerde kendileri gibi bilmektedir. Terörist görmek isteyenler kendi geçmişine, kahraman görmek isteyenler Maraş’a bakmalıdır!” dedi.


“Kahraman görmek isteyen Maraş’a baksın!”

Ülkü Ocakları Kahramanmaraş İl Başkanı Hüseyin Kayış yaptığı yazılı basın açıklamasında aşağıdaki ifadelere yer verdi:

 “Maraşlı kahramandır.

Kahramanlık mayandır.

Dostuna pamuk gibi

Düşmanına yamandır!”

Dizelerinde olduğu gibi adı her zaman Kahramanlıkla anlatılan şehre, Terörist diye itham eden, iftira atan, saygısızlık yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran ağzını toplamalı, aklını başına almalıdır. Kahramanlıkla yoğrulmuş onurlu, şerefli Kahramanmaraş halkı bu hakareti hak etmemiştir.

Kişi kendinden bilir işi. Kahramanmaraş’ı necip Türk milleti iyi bilmektedir. Bilmeyenlerde kendileri gibi bilmektedir. Terörist görmek isteyenler kendi geçmişine, kahraman görmek isteyenler Maraş’a bakmalıdır!

Dört bir yanı kahramanlık anılarıyla dolu şehrimizin her bir ferdi kutsal değerlerine el uzatanlara karşı her zaman dimdik duran; onurlu, haysiyetli, şerefli ve KAHRAMAN insanlardır. Kahramanmaraş, Kurtuluş Savaşı’ndan bugüne binlerce şehit vermiş ve milli mücadelede ilk ayaklanmayı başlatarak benliği ve kimliği ile ortaya çıkmış edelerin diyarıdır.

Bağımsızlığımızı sürdürmek, başı dik insanlar olarak huzur içinde yaşamak, ecdadımızın 98 yıl önce sergilediği kahramanlığı kuşanmakla mümkündür. İlâyı Kelimetullah idealinin sembolü olan şanlı bayrağımızın yurdumuzun üstünde ebediyen dalgalanması, şahadetleri dinin temeli olan ezanların memleket semalarında günün beş vakti inlemesi, Kurtuluş Savaşımızdaki ruh ve inancın muhafazasına bağlıdır.

Türk milleti, bu ruh ve inançla tüm Anadolu’ya bağımsızlık için umut ışığı olan Kahramanmaraş’ı İstiklal Madalyası ve “Kahraman” ünvanı ile şereflendirmiştir. Türk kurtuluş mücadelesinin önderi olan Maraş, 5 nisan 1925 tarihinde(dünyada ilk olarak) kırmızı şeritli istiklal madalyası ile taltif edilmiş ve yine 7 şubat 1973 gün ve 1657 sayılı kanunla “Kahramanlık” payesi verilerek ismi Kahramanmaraş olarak değiştirilmiştir.

Kahramanmaraş’ın 98 yıl evvel verdiği Milli Mücadelesi Türk Kurtuluş savaşının başlangıç noktasıdır.

İnsan, hafızasıyla insandır. Tarih, bir milleti dirilten en önemli ilham kaynağıdır. Kahramanmaraş; tarihi hafızamızı yenilememizi, tarihin aynasından bugüne bakmamızı sağlayan müstesna bir geçmişe sahiptir.

Azın çoğu, küçüğün büyüğü ve zayıfın kuvvetliyi nasıl yendiğini görmek isteyenler Kahramanmaraş’ın şanlı tarihine bakmalıdır. Yerel tarihimizin ulusal tarihimize ilham olduğu; ya istiklal ya ölüm yemininin vücut bulduğu yerdir, Kahramanmaraş!

Bu millî mücadele, ulusal kurtuluş mücadelemizin önsözüdür. Kahramanmaraş’ın verdiği mücadele, sonraki zamanlarda mazlum milletlerin de özgürlük ateşi olmuştur.

Kahramanmaraş, bir dirilişin adıdır. Kahramanmaraş’ın verdiği kahramanca mücadele adeta 20’nci yüzyılın Ergenekon Destanı, geçmişle geleceğin buluşma ve tanışmasıdır.

12 Şubat 1920, Kahramanmaraş’ın vatan için her şeyini feda etmekten çekinmeden bağımsızlık aşkı ve vatan sevgisiyle gösterdiği kahramanlık destanının tarihidir. Bu destanla Maraş halkı “Maraş bize mezar olmadan düşmana gülzar olamaz” diyerek topyekûn  verdiği varoluş mücadelesinde tarihe adını altın harflerle yazdırmıştır. İşgale karşı bağımsızlık mücadelemizin ilk zaferini kazanan Kahramanmaraşlı hemşerilerim bununla ne kadar gurur duysalar azdır.

Bu vesileyle Bozkurtça bir direniş ile adını Türk tarihine altın harflerle yazdıran; Sütçü İmam’ı, Abdal Halil Ağa’yı, Rıdvan Hoca’yı, Ali Sezai Efendi’yi, Arslan Bey’i, Avukat Mehmet Ali Kısakürek’i, Şehit Evliya’yı, Mıllış Nuri’yi, Yörük Selim’i, Senem Ayşe’yi, Muallim Hayrullah’ı, Doktor Mustafa’yı, Çakmakçı Sait’i, Çuhadar Ali’yi ve adlarını sayamadığımız nice kahramanları bir kez daha rahmet ve minnetle anıyor, Kahraman ecdadımızı şükranla yad ediyorum.

İçerdeki ve dışarıdaki düşmanlarımıza son sözümüzü tekrardan şan ve şerefle, ilk günkü gurur ve ihtişamla söylüyorum:

Maraş Bize Mezar Olmadan,

Düşmana Gülizar Olamaz!

Ne Mutlu Türküm Diyene!