‘Aileyi kuran ve yaşatan üç kavram vardır’

‘Günümüz Ailesinin Problemleri ve Çözüm Önerileri’ konferansında konuşan İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, “Kur’an-ı Kerim’de Cenab-ı Hak aileyi kuran, yaşatan ve mutluluğu sağlayan üç temel kavramdan bahsediyor. Eğer bir ailede üç şey varsa orada mutluluk vardır. Aileyi kuran ve yaşatan üç temel kavram ise rahmet, meveddet ve sekinetdir” dedi.


‘Aileyi kuran ve yaşatan üç kavram vardır’

Kahramanmaraş İl Müftülüğü ve Aile ve Dini Rehberlik Bürosu işbirliğinde düzenlenen konferanslar hız kesmeden devam ediyor. Özellikle din görevlilerini bilgilendirmek amacıyla düzenlenen konferansların en sonuncusuna ise İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse konuşmacı olarak katıldı.

Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezi’nde, ‘Günümüz Ailesinin Problemleri ve Çözüm Önerileri’ konu başlığıyla düzenlenen konferans Abdülhamithan Cami İmam Hatibi Salih Akben'in Kur'an tilavetiyle başladı. Müftülük personelleri, din görevlileri ve Kur’an Kursu öğreticileri ve vatandaşlar dikkatle Saffet Köse’yi dinledi.

“TÜKETEREK BİREYSELLEŞEN BİR TOPLUM OLUYORUZ”

Konferansın açılış konuşmasını Kahramanmaraş İl Müftüsü Celal Sürgeç yaptı. Konuşmasında ailenin önemine değinen Müftü Sürgeç, “İnsanlığa, vefanın, sadakatin, samimiyetin yolunu gösteren Peygamber Efendimiz Hz. Muhammet Mustafa’ya binlerce selam olsun. Programımızın hayırlara, güzelliklere vesile olmasını yüce Rabbimden temenni ediyorum. Bizler, her geçen gün bir şeyin fiyatını bilip de değerini bilmeyen bir toplum olmaya doğru gidiyoruz. Ve her şeyi yavaş yavaş tüketen bir toplum oluyoruz. Bu tükettiğimiz değerlerden birisi de aile değeridir, ailedir. Bizler, paylaşarak, sosyalleşme yerine tüketerek bireyselleşmeye doğru giden bir toplumuz. Ailenin önemiyle ilgili Mehmet Akif Ersoy’un, “Biz ki her mevcudu yıktık, gayesiz bir fikr ile; Yıkmadık bir şey bıraktık, sade bir şey: Aile. Hangi bir bünyânı mahvettik de ıslah eyledik? İşte viran memleket! Her yer delik, her yer deşik! Bunların tamiri kabil olsa ciddiyet, sebat; Lakin, Allah etmesin, bir düşse şayet ailat...” diye devam eden şiirini sizlere okumak istedim. Bu konuları en güzel şekilde hocamdan dinleyeceğiz. Şehrimize teşrif ederek bizleri bilgilendirdiği için Saffet Köse hocamıza teşekkür ediyorum” dedi.

“DEĞERLİ BİR İŞ YAPTIĞIMIZIN FARKINDA OLMALIYIZ”

Müftü Sürgeç’in konuşmasının ardından konferansını sunmak üzere kürsüye Prof. Dr. Saffet Köse geldi. Sözlerinin başında din görevlilerinin önemli bir görevi ifa ettiğine dikkat çeken Köse, “Peygamber Efendimiz ahirete irtihal ettikten sonra yeni bir halife seçilmesi gerekiyordu. Kim olsun diye düşünüyorlar, Hz. Ebubekir Efendimiz öne çıkıyor, kendisine, ‘Namazda Peygamber efendimizin bir iki defa yerine geçtin, namazı sen kıldır demişti. O yüzden namazda sen onun yerine geçiyorsan dünyevi işlerde onun yerine geçmeye daha layıksın’ diyorlar. Hz. Ebubekir’de bu görevi kabul etmek istemiyor, çünkü idarecilik zor, yaptığımızdan ve yapmadığımızdan her şeyden hesap vereceksiniz. Hz. Peygamberimizin namazda bir iki defa yerine geçmek, hilafet için bir ölçü oluyorsa, her gün Peygamber Efendimizin yerine geçen imamlarımız, onun müezzini Bilal Habeşi’nin yerine geçip ezan okuyanlarımız ya da Kur’an öğreticilerimiz ne kadar değerli bir iş yaptığımızın farkında olmamız lazım. Bu görev gerçekten muhteşem bir görev. Onun için ben din görevlilerimizin çok şanslı olduğunu düşünüyorum, kendimi de bu yüzden bunun dışında görmüyorum. Bir yere gidildiğinde namaz kıldır dediklerinde pat diye atlarım, hiç nazlanmam. Peygamber Efendimizin yerine geçmekten daha değerli bir şey  yok” şeklinde konuştu.

“SORUMLULUK BİLİNCİYLE HAREKET ETMELİYİZ”

Din görevlilerinin sorumluluk bilinciyle hareket etmesi gerektiğinin altını çizen Köse, “Eğer insanlar bizim izimizden gidecekse onun bir anlamı var. İnsanlarla oksidosin diye bir hormon tespit edilmiş, bağlanma hormonu var deniliyor. O yüzden insanlar bizi görmek istiyor önlerinde. ‘İmam şey yaparsa cemaat daha büyüğünü yapar’ diye bir söz var ya bizde işte bundan dolayı. Bu sorumluluk çok önemli. O yüzden bunun bilincinde olmalıyız. Örneğin kadın ve erkek boşanır, ‘Allah’ın sevmediği halde izin verdiği tek helal varsa o da boşanmadır’ diyor. Şurada iki insanın boşanmasıyla, bir imamın, müezzinin boşanması aynı şeyler değildir. Onun bilincinde olmalıyız. Onun için bizim hem şanslı bir tarafımız var, hem de şanssız bir tarafımız var. Kendimizi tartmamız, bilmemiz lazım” ifadeleri kullandı.

“HERŞEYE RAĞMEN EN SAĞLIKLI KURUMUMUZ AİLE”

Sözlerinin devamında ailenin önemine dikkat çeken Köse, “Bütün dünyada ailede bir çözülme var. Hatta öyle ülkeler var ki yüzde 70’i nikahsız yaşayan insanlar var. Sosyolojiye bir kavram girdi, tek ebeveynli çocuklar diye. Çocuk annesi var babasını bilmiyor, babası var annesini bilmiyor. Böyle bir trend var ama biz şuna sevinmeliyiz. Bizim ülkemizde ailemiz hala en üstün, en güçlü kurumumuz. Evet boşanmalarda bir artış gözüküyor, evlenme yaşı yükseliyor, evlenmeler gecikiyor ama buna rağmen en sağlıklı kurumumuz ailemiz. Buna ne kadar şükretsek az. Bu gerçekten sevindirici bir şey. Türkiye İstatistik Kurumu’nun istatistiklerine baktığınızda en azından bazı istenmeyen şeyler olsa bile ailemiz yine de diğer ülkelere bakınca iyi. O sebeple bundan sevinç duymalıyız. Kur’an-ı Kerim’de cenab-ı hak aileyi kuran, aileyi yaşatan, ailede mutluluğu sağlayan üç temel kavramdan bahsediyor. Eğer bir ailede üç şey varsa orada mutluluk vardır. Kur’an-ı Kerim’de ifade edildiği üzere bu dünyada başlayıp ahiret yurduna gittiğinde Cenab-ı Hakkın onlar için görevlendirdiği özel melekler olacak, özel içecekler olacak, tören gibi bir köşke alacaklar. Bu üç kavrama dayalı olarak biz bunu sağlayabiliyoruz. Eğer bir ailede bu üç şeyden biri yoksa bilmek lazım ki biri diğerine katlanıyordur eğer aile devam ediyorsa. Şimdi bunlar neler?” dedi.

“RAHMET, MEVEDDET VE SEKİNET”

Aileyi ayakta tutan üç önemli faktörü açıklayan Köse, “Rahmet, meveddet ve sekinet. Aileyi kuran ve yaşatan üç temel kavram budur. Rahmet, merhamet karı koca arasında olması gereken en temel değerdir. Rahmet İslam’ın ana dinamiğidir. Karı koca arasında rahmet ve merhamet bu kadar önemliyse rahmet ve merhamet ne demektir. Karı koca arasında merhamet acımak demek değildir. Acımak incitici bir şeydir. Karı koca arasında bir birine acıyor dediğiniz anda bu inciticidir. Oradaki ilişki yataydır, dikey değildir. O zaman rahmet, nezaket ve zarafetle muamele etmek demektir. Kırıp dökmemek, kaba saba, olmamak, zarif ve nazik olmaktır. Peygamber Efendimiz hayvanlara bile ne kadar zarif davranıyordu. Ailelerde ne bu konulara dikkat etmeliyiz” şeklinde konuştu.

Köse’ye konuşmasının ardından Müftü Celal Sürgeç ve Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi Genel Sekteteri Züver Çetinkaya tarafından kente özgü bakır tepsi takdim edildi.

HABER-KAMERA: HACI ALİ GÜNEÇIKAN