Modern Dünyanın Sanal Tehdidi Yapay Zeka

Yapay Zeka’nın faydaları kadar getireceği olumsuzluklar da uzmanlar arasında büyük tartışmalara yol açıyor.


Modern Dünyanın Sanal Tehdidi Yapay Zeka

“Yapay Zeka”, Teknoloji Çağı’nı yaşadığımız bu dönemde, hayatın her alanında en sık duyduğumuz terimler arasında yerini aldı. Finans, güvenlik sistemleri, sağlık, sanayi, eğitim ve daha pek çok alanda insanlığa büyük faydalar sağlıyor ve ilerleyen dönemde, gelişen teknolojiyle şüphesiz ki bu faydaları daha da artacak.

Yapay zeka genel tabirle, bir bilgisayarın veya bilgisayar kontrolündeki bir robotun çeşitli faaliyetleri zeki canlılara benzer şekilde yerine getirme kabiliyeti olarak tanımlanıyor. Bu tanımdan da anlaşılacağı gibi yapay zeka insanı rahatlıkla taklit edebiliyor. Uzun yıllardır bu teknoloji üzerine yapılan çalışmalar, bilim dünyasında yarattığı korkular nedeniyle çok kez durduruldu. Yapay zekanın insan kontrolünde gelişmesi elbette ki insanlığın yararına olacak, fakat kendi kendini kontrol etme aşamasına geldiğinde, bilim insanları tarafından endişe verici ön görüler ortaya atılıyor.

Yurt içi ve yurt dışında uzun yıllar teknoloji üzerine çalışmalar yapan, Intexcoin CEO’su ve Blockchain Teknolojileri Uzmanı Erdoğan Köse, yapay zekanın gelecekte ne gibi riskli durumlara sebep olacağını şöyle açıklıyor: “Yapay zeka konusunda birçok tanım var ve henüz ortak bir ifadeye ulaşılmış değil. Ben de kendi tanımımı yaparak herkesin basitçe anlamasına yardımcı olmak istiyorum. Yapay zekayı genel olarak tanımlarsak;insanın ihtiyaçlarını karşılamak için insandan bağımsız hareket eden bilgisayar sistemleri, makineler ve robotların yazılımlar aracılığı ile insanı taklit edebilmesine verilen isimdir diyebiliriz. Yapay zekanın olumlu yönlerinden ve faydalarından çok kez bahsettim ama ben yapay zekanın tehlikelerini daha çok önemseyenlerdenim. Getirilerinin yanında götürüleri ne olacak, bu konuda konuşmak gerekir kanaatimce. Teknolojik gelişmeler tıpkı kullandığımız ilaçlar gibidir. Bir sorunu çözerken birçok sorunu da beraberinde getirir. Yapay zekadan önce gelişen teknoloji ile neler yaptık bir bakalım. Doğayı nasıl tahrip ettik, birçok canlı türünü nasıl yok ettik, milyarlarca insanı nasıl perişan halde bıraktık. Birleşmiş Milletler’in raporlarında her 60 kişiden birinin evsiz olduğu yazıyor. Bunu biz gelişen teknolojiyle başardık. Ölümcül silahlarla sürekli savaşan insanlığın elinde bir de yapay zeka ve robot ordularının olduğunu bir düşünün. Duyguları ve fiziksel özellikleri robotlarca taklit edilmiş bir insanlığın, ihtiyacı için yarattığı bu teknoloji iyi kurgulanmaz ve olası yıkıcı etkilerine yönelik şimdiden önlemler alınmazsa durum pek iç açıcı değil.

Üretim ve hizmet sektöründen medyaya kadar her alanda robotik teknoloji ile yapay zeka birlikteliği insanı hızla oyunun dışına itiyor. Üretim ve hizmetler insan için yapılıyor, ancak üretime katılmayan insan tüm bu kendisi için üretilenleri nasıl alacak? Bu konuda henüz bir çözüm yok. Rekabet ortamında yapay zeka ve türevlerinden, otonom ve robotik sistemlere kadar ve endüstri 4.0’ın dışında kalan işletmelerin, fabrikaların hayatta kalma şansı olmayacak. Kar ve verimliliği daha çok artırmak adına, toplu işten çıkarmalar yapılacak ve bu durum artarak devam edecek. Çünkü en büyük maliyet insan…

Yukarıda bahsettiğim gibi iştahla bu teknolojilere güzellemeler yapılırken, işinden olan insanın ne olacağını kimse konuşmuyor. Bu işsiz ve ihtiyaçları karşılanamayan toplulukların her gün savaşların yaşandığı dünyamızı daha da büyük bir kaosa sürükleyeceğini söylemek için kahin olmaya gerek yok.”

Kontrolü Elden Bırakmamak Gerekiyor

Kontrolün bugün bizde olmasının, yarın da bizde olacağı anlamına gelmediğinin altını çizen Erdoğan Köse, “Aslında birçok bilim kurgu filminde bu tehlikeler etraflıca bizlerin dikkatine sunuluyor. Bu filmleri tekrar izleyin ve gerçekleşme ihtimalini bir düşünün. Gerçekte ne kadar çaresiz olduğumuzu sizler de idrak edeceksiniz. İnsanoğlu olarak egomuz yüksek, insan beyninin gücüne hiç bir makinenin ulaşamayacağı söyleniyor. Bu boş bir kuruntudur. İspatı çok kolay, en basit hesap makinası bile bizi yenecek kadar güçlüdür. Çok değil 3- 4 basamaklı bir sayıyı çarpın ve hesap makinasından önce doğru sonucu bulun. Bulabildiniz mi? Şimdi uyanma vakti. İnsan beyni çok güçlü doğru, henüz hiçbir teknoloji beynin kapasitesinde değil. Ancak insanın beyni aynı anda birçok alanda en yüksek kapasiteyle çalışamıyor. Oysa bir bilgisayar aynı anda hem hukuksal hem tıp hem enerji hem matematik hem mühendislik alanında en üst seviyede çalışabiliyor. Big data problemini biliyorsunuz, insanlığın bugüne kadar ürettiği tüm bilgiyi bir insandan ya da tüm insanların toplam gücünden daha iyi analiz eden bilgisayar ve yapay zekanın karşısında hangi beyin gücünden bahsedilebilir ki? Şimdilerde quantum bilgisayarlar üretiliyor ayrıca konuşulması gereken çok önemli bir konu. İnsan duygusal ve narin bir varlık, oysa makineler öyle mi? İnsanın duygu durumu, enerjisi, içinde bulunduğu çevre ve birçok şey insanı verimsiz hale getirirken yarattığı makinalarla nasıl baş edebilecek.

Yapay zeka sistemleri, bir insanın öğrenme kapasitesinden çok daha ileriye gidecek. Bir örnek vereyim; yeni doğmuş bir bebeğin ayağa kalkıp yürümesi en erken 7 ayda gerçekleşirken, içinde yapay zeka bulunan, kod ile çalışan ve hiç bir yönerge tanımlanmayan örümcek benzeri bir robot 1 hafta içinde emeklemeden koşmaya geçebildi. Bu kıyaslamayı en basit ve başlangıç seviye olarak kabul edelim. Quantum bilgisayarların üretildiği ve gelecekte daha da güçlü bilgisayarların olacağı dünyadaki yapay zekanın gücünü tahmin dahi edemezsiniz. DNA’mızdan meteorolojik simülasyonlara, evrenin işleyiş kurallarının çözümüne kadar her tür verinin işlenmesi ve çözümünde yapay zeka hayatımızda vazgeçilmez olacak. Facebook yaptığı 2 yapay zeka robotunun fişini çekti. Bu botlar kendi aralarında bir dil geliştirdi ve işin sonunun nereye varacağı tahmin edilemediğinden sistem kapatıldı. Benzer örnekler diğer şirketlerin de sorunu halinde. Ve insanoğlu şu anda, yarattığı bu yeni oyuncağı nasıl kullanacağını ve onunla nasıl başa çıkacağını tam olarak kestiremez durumda. Bu durum bile yukarıda bahsettiğim kötümser tablonun ne kadar gerçekçi olduğuna bir delil oluşturuyor. Gelişen teknolojiyi otobana insanlığı da bir araca benzetecek olursak, geri dönülemez bir yolda ilerlediğimizi söyleyebilirim. Son yüzyılda yaptığımız gibi değil de, gelişmenin getirdiği sorunları daha çok düşünmeli ve önlemler alarak ilerlemeyi tercih etmeliyiz” dedi.