Havuz keyfiniz kabusa dönüşmesin!

Bayram tatilinin Haziran ayına denk gelmesi ile birçok kişi tatil beldelerine akın etti. Sıcak yaz günlerinin vazgeçilmezi olan havuzlardaki yoğunluk ise, bu eğlenceyi can sıkıcı bir hale getirebilir. Ortaklaşa kullanılan havuzlarda temizlik ve dezenfeksiyonun yeterince yapılmamasının oluşturduğu risklere dikkat çeken uzmanlar, kapılabilecek enfeksiyonlara karşı uyarıyor!


Havuz keyfiniz kabusa dönüşmesin!

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Songül Özer, havuz enfeksiyonları hakkında önemli uyarılarda bulundu.


Havuzdaki klor, mikropları öldürmüyor!

Uzm. Dr. Songül Özer, özellikle havuzların birçok enfeksiyona yol açtığını belirterek, şunları söyledi:

“Bu enfeksiyonların oluşmasında en önemli etken; ortaklaşa kullanılan havuzlarda temizlik ve dezenfeksiyonun yeterince yapılmamış olmasıdır. Havuzlardaki suyun dezenfeksiyonu için yoğun bir şekilde klor kullanılır ancak klor mikroorganizmaları çok hızlı öldüremez. Hatta bazı mikroorganizmalar klora karşı dirençli bile olabilirler. Aynı tehlike su buharının bulunduğu sauna, kaplıca gibi ortamlar için de geçerlidir. Bu gibi ortamlarda, su buharının solunması da enfeksiyona neden olabilir.”

Havuzdan kaynaklanan enfeksiyonlar neler?

Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Songül Özer, havuzların yol açtığı enfeksiyonlar hakkında şu bilgileri verdi:

Sindirim Sistemi Enfeksiyonları: Havuzlardan bulaşan enfeksiyonların en başında sindirim sistemi enfeksiyonları ve özellikle ishaller gelmektedir. Özellikle rotavirüs, nörovirüs enterovirüs, Hepatit A virüsü gibi virüsler; Cryptosporidium, amip, Giardia ve kıl kurdu gibi parazitler ve Salmonella (Tifo), Shigella (Dizanteri), E. Coli (Turist İshali) gibi bakteriler iyi temizlenmemiş ve yeterince dezenfekte edilmemiş havuzlarda uzun süre canlılığını koruyabilir. Bu mikropları içinde barındıran havuz suyunun çok az miktarda yutulması ile bile sindirim sistemi hastalıklarına; bulantı, kusma, yüksek ateş , karında ağrı, karın krampları ve kramplara ve ishallere neden olabilir.

Cilt ve mantar enfeksiyonları: İyi temizlenmeyen, yeterli dezenfeksiyon yapılmayan havuzlardan, banyo ve tuvaletlerden; terlik, havlu vb. eşyaların ortak kullanılmasından kaynaklanabilirler. Ayrıca havanın sıcak olması ve terlemenin fazla olması gibi durumlar da deride yaz aylarında enfeksiyon gelişimini artıran faktörlerdir. Bazı havuzların dezenfeksiyonunda kullanılan klor, eğer aşırı miktarda kullanılmışsa, hassas olan kişilerde deride tahrişlere ve sonrasında da deri enfeksiyonlarına neden olabilir. Deri lezyonlarının ilk belirtileri genellikle kaşıntı, kızarıklık, yanma veya batma hissi şeklindedir.En sık rastlanan cilt enfeksiyonları; mantar, molluscum contagiosum, uyuz ve impetigo’dur.

Genital sistem enfeksiyonları: Havuz kaynaklı genital enfeksiyonların ortaya çıkmasının en önemli sebeplerinden biri de havuz suyu içerisinde bulunan klordur. Klor, vajen florasını bozarak vajenin doğal yapısını oluşturan yararlı bakterilerin ölmesine ve mantar gibi diğer mikroorganizmaların ortamda üremesine neden olur. Vajen florasında bulunan doğal bakteriler, kadınların enfeksiyonlara karşı en önemli savunma mekanizmasıdır. Bu organizmaların kirli su, klor ve hatta sabun ile temas etmesi çeşitli enfeksiyonlara yol açabilir. Havuz enfeksiyonlarının en önemli belirtisi vajinal akıntılardır. Bu akıntılar; sulu kıvamlı, sarı-beyaz veya yeşil renkli ve kokulu olabilirler. Bu bölgede kaşıntı, batma ve sızlama hissi de oluşabilir.

Üriner sistem enfeksiyonları: İdrar yolu enfeksiyonları, sistit gibi enfeksiyonlar, havuz kaynaklı oluşabilir. Sık ve ağrılı idrar yapmaktan karın ağrısı, ateş , kusma, kasıklarda ağrı ve bel ağrısına kadar değişik belirtiler ile kendini gösterebilir.

Dış kulak yolu enfeksiyonları: Yaz aylarında hava sıcaklığının ve nemin artması, uzun süre suda kalma ya da kulağa su kaçması dış kulak yolunun normal florasını bozarak kulağa giren mantar, bakteri ve virüslerin bu alanda enfeksiyon oluşturmasına zemin hazırlar.Önce kaşıntı, kulak kepçesinde dokunmaya karşı hassasiyet, daha sonra iltihaplı ve pis kokulu, sarı-beyaz renkte akıntı şikayetlerine neden olur. Kulak ağrısı, yüksek ateş, bulantı, baş dönmesi, kusma, ağrının çeneye ve boğaza doğru yayılması görülebilecek diğer belirtilerdir.

Orta kulak enfeksiyonları: Başta Pseudomonas aeruginosa olmak üzere çeşitli bakteriler ve mantarlar dış kulak yoluyla giriş yaparak kulak zarına doğru ilerleyebilir, kulak zarında zedelenmelere neden olabilir.

Sinüzit: Eğer yeterince temizlenmemiş ya da dezenfekte edilmemiş havuza girilmişse, havuza dalma sırasında suda bulunan bakteriler, burun yoluyla sinüslere kadar ulaşabilir ve sinüzite neden olabilir. Şiddetli baş ağrısı, burun çevresinde ve burun kökünde dokunmaya karşı hassasiyet , yüksek ateş, bulantı şikayetlerine neden olabilir.

Göz enfeksiyonları: Havuz suyunun direkt tahrişi ya da içerdiği mikroorganizmaların etkisi ile gözde kızarıklık, yanma, batma hissi, ağrı, gözlerde çapaklanma ve göz kapaklarında şişlik oluşabilir.

Kimler risk altında?

Özellikle 2 yaş altındakiler olmak üzere tüm çocuklar, gebe kadınlar, organ nakli yapılmış olanlar, kemoterapi veya radyoterapi alan kanser hastaları, şeker ve böbrek hastaları havuzdan en kolay mikrop kapıp hemen hastalanabilecek riskli kişilerdir.

Havuz enfeksiyonlarından korunmak için, bu uyarılara dikkat!

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Songül Özer, havuz enfeksiyonlarından korunmak için alınabilecek önemleri şöyle sıraladı:

•”Havuz yerine mümkünse, deniz tercih edilmelidir.

•Havuza gidilecekse, mümkün olduğunca büyük ve su sirkülasyonunun fazla olduğu havuzlar tercih edilmelidir.

•Havuzda gözle görülür bir kirlilik, suyunda bir bulanıklık varsa o havuza girilmemelidir.

•Evcil hayvanlarla insanların birlikte havuza girilmesi engellenmelidir.

•Özellikle çocuklar ve hamileler, havuza girmeden önce ve çıktıktan sonra duş almalıdır.

•Havuza girerken deniz gözlüğü kullanılmalıdır.

•Mümkün olduğunca havuz suyu yutulmamaya çalışılmalıdır. Eğer yutulduysa, havuzdan çıktıktan sonra bol miktarda sıvı tüketilerek enfeksiyon olasılığı azaltılmalıdır.

•Şezlongların temiz olduğundan emin olunmalı, üzerine temiz havlu serilmelidir.

•Islak mayo ile uzun süre kalınmamalı, hemen kurusu ile değiştirilmelidir.

•Havlu, terlik gibi eşyaları ortak kullanmaktan kaçınılmalıdır.

•Havuz kaynaklı enfeksiyonlar genellikle antibiyotiklerle tedavi edilir. Bu noktada, kendi kendinize değil mutlaka hekime danışarak, hekim kontrol ve müsaadesiyle antibiyotik kullanmaya özen gösterilmelidir.”