Binlerce sarışın sarışınlar festivalinde buluşuyor

Dünyanın neresine gidilirse gidilsin karşılaşılan küçücük bir manzara, kültürel farklılıkların ne denli hoş ve ne denli ayrıksı olduğunu göstermeye yeter.


Binlerce sarışın sarışınlar festivalinde buluşuyor

Dünyanın neresine gidilirse gidilsin karşılaşılan küçücük bir manzara, kültürel farklılıkların ne denli hoş ve ne denli ayrıksı olduğunu göstermeye yeter. Bu manzara kimi zaman tadılan bir yemeğin lezzetinde gizlidir, kimi zamanda sorulan bir yolun tarif ediliş biçiminde. Fakat öyle durumlar olur ki, bu farklılıkları algılamak oldukça zorlaşır. Örneğin, bir arkadaşınız bir gün çıkıp da “ben Letonya’ya Sarışınlar Festivali’ne gidiyorum” dese, aklınızda ne canlanır. Bakın böyle bir cümle duyduğunuzda aklınızda canlanması gereken tablo ne?

Dünyanın farklı noktalarında yapılan birbirinden çılgın partiler ve festivaller, katılımcıların eğlencede sınırları zorlaması için gerekli olan ne varsa sunuyor. Her yıl mayıs sonu – temmuz ortası tarihleri arasında, Letonya’nın efsane şehri Riga’da yapılan Sarışınlar Festivali, bu sıra dışı ve eğlencenin yeniden anlam kazandığı ünlü festivallerden biri. Dünyanın birçok yerinde “sarışın olmak, güzel olmaktır” gibi algı oluşmuşsa da, Letonya’da durum çok da böyle değil.

İsminden kaynaklı bizde farklı duyguların oluşmasına neden olan bu eğlenceli festivalin hizmet ettiği amaç öylesine önemli ki, festivalin kendisini deneyim etmeden durumu anlamak gerçekten zor. Aslında baskın genden kaynaklı halkın büyük kısmının sarışın olduğu Letonya’da söz konusu bu festival, katılımcılara farklı bir eğlence hizmeti sunarak gelir etmek ve elde edilen bu geliri, Letonya’nın yoksul halkıyla paylaşmak amacıyla yapılıyor. Örneğin, yapılan son Sarışınlar Festivali’nin tüm geliri engelli çocuklara lunapark yapılması için harcanmış.

Letonya’da bir ayrıcalık olmamakla birlikte festivalin neden kısa zamanda evrensel bir popülariteye kavuştuğu sorusunun yanıtı oldukça açık; Festivale sarışınlar dışında hiçbir kadının katılamıyor olması. Her ne kadar festivalin iyi niyetinden bahsetsek de, konseptin evrensel beklentileri karşılayacak bir düzeye geldiğini söylemek mümkün. Şöyle ki, festivale katılan kadınlar en çok kısa etek ve pembe renkli çekici kıyafetler giymeyi tercih ediyor. Dünyanın çeşitli bölgelerinden gelerek bir meydanda toplanan bu sarışın kadınlar, düzenlenen bir geçit töreni ile deyim yerindeyse tüm insanlığa güzelliklerini sergiliyor.

 

MARİLYN MONROE’YA EN ÇOK BENZEYEN SARIŞIN SEÇİLİYOR

Gerek yurt içinden gerekse yurt dışından binlerce insanın akın ettiği Sarışınlar Festivali’nin en keyifli yanı ise, düzenlenen yarışmalar. Bu yarışmaların her yıl düzenli yapılan ve aralarında en ünlüsü olan ikisi, Marilyn Monroe’ya en çok benzeyen ve en güzel köpeğe sahip olan sarışının seçildiği yarışmalar. Festivalin en can alıcı ve belki de en çekici yanı ise, festivalin sonu anlamına geliyor. Gün boyunca süren geçiş töreni ve yarışmaların ardından tüm katılımcılar sabahın erken saatlerine kadar süren plaj partisinde müziğin ve eğlencenin tadını doyasıya çıkarıyor.

Festival bu yıl 11 temmuz cumartesi başlayacak!