Nevruz


Dünyanın köklü kültür ve medeniyetine sahip milletlerinden biri olan Türk milletinin, kendine özgü inanç, örf, âdet ve gelenekleri vardır. Çin içlerinden Avrupa içlerine, Sibirya sahillerinden Yemen, Afrika sahillerine kadar nice coğrafyada binlerce yıl hükümran olan Türklerin dünya medeniyetine bahşettiği önemli geleneklerden biri Nevruz geleneğidir.

 Türkler, gecenin ve gündüzün eşit olduğu 21 Mart gününü yılın ilk günü kabul etmiş ve binlerce yıl bu günü, “Yeni Gün” veya “Ergenekon Günü”, “Çağan”, “Ulusun Ulu Günü” gibi adlarla yılbaşı olarak kutlaya gelmişlerdir. Dünyanın en eski bayramlarından biri olan Nevruz, dinî bir bayram olmaktan öte bir halk bayramıdır. Her dinden insanlar bu bayramı kutlamaktadır. Nevruz, tabiatla insan arasındaki münasebeti artıran neşe demlerinden biridir.

Nevruz, Türk dünyasında, ortak kültürel değer olması yönüyle önemli bir yere sahip olup, Türklük dünyasında ve Anadolu’da ortak inanmalarla, ortak heyecanlarla yüzyıllardır Türk kültürüne özgü özelliklerle kutlanılmaktadır. Başka bir ifade ile Nevruz, Türk boylarının genel ve ortak bir tarihî değeridir. Nevruz’a mahallî veya politik renk verenler yanılırlar. Nevruz ulu Türk tarihinin, Türk millî tefekkürünün, halk felsefesinin bayramıdır.

Türklerin dünya medeniyetine bahşettiği önemli geleneklerden birisi olan Nevruz, Türk soyunun yaşadığı her yerde, özünü kaybetmeden, yerel kültür motifleri ile renklenerek varlığını devam ettirmekte, önemli günlerden biri, hatta yılbaşı olarak kutlanmaktadır. Gece ile gündüzün eşit olduğu 21 Mart günü, yani Nevruz, her bir Türk boyu arasında yerel kültür değerlerinden de etkilenerek zengin anlamlar kazanmıştır.

 Bazı Türk topluluğunda bahara giriş bayramı olarak kutlanır, bazılarında, bütün varlıklar için uyanış ve yaratılış günüdür. Bazılarında, yeryüzüne iyiliğin geldiği gündür, bazılarında, tabiatın kıştan çıkarak bolluk ve berekete kavuşmasını simgeler. Her biri bir değişik coğrafyada yaşayan Türk boyları, öz millî, tarihî, coğrafî, gelenek, âdet ve anane zenginliklerini bu bayrama katmışlardır.

Türk soyunun kültür hafızasında yüksek seviyede hüsnü kabul gören Nevruz tutkusu hiçbir dönemde hiçbir güç tarafından engellenememiştir. Sovyet rejiminin o kanlı ve baskıcı döneminde bile Türk insanı Nevruz geleneğinden mahrum bırakılamamıştır. Nevruz her zaman birbirinden ayrı düşürülmüş Türk boyları arasında köklü bir iletişim unsuru olmuştur. Nevruz, genel olarak Türklerde, tabiat bayramı, yılbaşı günü olarak kutlanır. Bununla birlikte eski inançlardan kaynaklanan birtakım kültler, hatta ilginç itikatlar da Nevruzun renkleri arasında yer almıştır.

 Diğer yandan Nevruz, Türk insanının, suyu, ateşi, toprağı, havayı ve bunca nimeti veren yaratana karşı teşekkürünün bir ifadesidir. Nevruz’a mahallî, politik renk vermek yanlıştır. Türk milleti için önem taşıyan bu kıymetli geleneğimizi korumalıyız, geliştirmeliyiz ve bütün incelikleriyle yaşatmalıyız.