Sözde 24 Nisan ve Ermeni Diasporası


Bugün Türkiye’nin üzerine atılan sözde soykırım meselesi her ne kadar asılsız kaynaklara dayansa da son yıllar içinde Türkiye’ye Uluslararası ilişkilerde bir imaj kaybı oluşturdu ve Türkiye’nin Uluslararası arenada önünü kapatmak isteyen 15 devlet tarafından da maalesef resmi olarak tanındı. Ermenilerin iddialarının mesnetsiz olduğunu ne tür çıkar kaygıları ile ortaya atıldığını ve çıkarlarına ulaşabilmek için Ermenileri kullanan devletlerin yürüttüğü politikayı anlamak için tarihi gelişimi incelemek lazımdır ve hatırlatmak gerekir ki tarih parlamentolarda yazılmaz.

Ermeniler 1915 Tehciri sonucunda dünyanın çeşitli ülkelerine dağıldıklarını ve böylelikle bir Ermeni Diasporasının oluştuğunu iddia ederler.  Ancak araştırmalar ve belgeler sonucunda görülmektedir ki bu iddianın sözde “Ermeni Davası”nı desteklemek amacı ile ortaya atıldığı görülmektedir. Aralarındaki sıkı bağlar ve uluslararası bağamda birbiri ile iletişimini koparmayan Ermeni Diasporası Türk düşmanlığı ve Türkiye’nin 1915’de Ermenilere soykırım yaptığını kabul ettirmeyi kendilerine kuruluş maksadı olarak belirlemişler ve bu maksat etrafında toplanmışlar ve 24 Nisan’ı sözde Ermen’ Soykırımı anma haftası olarak belirlemişlerdir.

Türkiye-Ermenistan arasındaki diplomatik ilişkilerinde de en büyük sorun olan Ermeni Diasporası Türkiye ile Ermenistan arasında Ermenistan yönetiminin soykırım iddialarını uluslararası alanda gündeme getirme çabalarından ve Karabağ sorunundan kaynaklanan gerginlik Diasporanın da devreye girmesiyle diğer ülkeler ile Türkiye ve Ermenistan’ın ilişkilerini etkileyen bir noktaya geldi.

Sınırların açılmasıyla ekonomik ve politik istikrarında gelişme kat edecek olan Ermenistan’ın diplomatik ilişkileri geliştirmesi yönünde adım atması gerekirken Türkiye’den toprak talebinde bulunması, sözde soykırım iddialarını gündeme getirmesi ve Karabağ sorununda uzlaşmaz bir tutum izlemesi hayret vericidir ve izlenen bu Ermenistan’ın mevcut politikası Türkiye ile normal diplomatik ilişkiler kurmasına engeldir.

Sözde soykırımı tanıtma çabaları bu tarihsel iddia ve suçlama Türkiye’nin dış politikasını sürekli baskı altında tutmakta ve Türkiye’ye yönelik psikolojik operasyonlar yapılması için değişik ülkelerin eline büyük fırsatlar vermektedir.

Ermeni Diasporası üçüncü ülkeler karşısında Türkiye’yi karalama kampanyası Türkiye’nin dış politikasında da sorun yaratmakta ve her yerde karşımıza çıkan bir engel olmaktadır. Türkiye’nin gerektiği kadar ehemmiyet vermediği Ermeni Diasporası 17 Aralık 2004’te Bürüksel görüşmelerinde önüne çok büyük bir engel olarak çıkmıştır. Avrupa Birliği Ermeni sorunu konusunda Türkiye’ye iki dayatmada bulunmuş ve Türkiye’nin AB’ye girmesi için Türkiye’nin Ermeni Soykırımını tanıması ve Türkiye’nin Ermenistan’la sınır kapısını açmasını istemiştir. Karabağ konusunda uzlaşmaz bir politika izleyen Ermenistan’la hiçbir şekilde anlaşma mümkün olmamaktadır.

 Yahudilerin ana yurtlarından ayrılarak yabancı ülkelerde yerleşen kolları, kopuntu manasını veren Diaspora kelimesi 20.yy ortalarında Ermenilerin de sahiplendiği bir kelime olarak siyasi niteliğe bürünmüş, dünyanın dört bir tarafında Türkiye’nin imajını karalamak için basın yayın tiyatro ve konferanslar düzenlemiş, Türkiye’ye ve Türklere karşı terör girişimlerini organize etmiştir. Ermeni Diasporası 20.yy sonlarında ve günümüzde ise tamamen yurt dışındaki Ermeni faaliyetlerini organize eden ve Ermenistan dış politikasını yürüten bir kuruluşa dönüşmüştür.

Başta ABD, Fransa, İngiltere ve Almanya olmak üzere Avrupa’da söz sahibi olabilecek bir ortam oluşturan Ermeni Diasporası, Türkiye’nin AB’ye girişini bile etkileyebilecek faaliyetlerde bulunmuştur. Ermeni Diasporası Türkiye’nin Uluslararası ilişkilerinde yaptığı imaj karalama, sözde soykırımın tanınması yolundaki propagandalarla ülkemizi zor duruma sokmak istemektedir. Türk gençlerine, tarihi süreç içerisinde sözde ermeni patırtısını ve diğer devletlerin Ermenileri destekleyen açıklamalarının arkasında yatan gerçekleri iyi anlatmalı araştırma yapmaya sevk etmeliyiz.