Sanal Bayramlaşmalar


Bayramlar gittikçe çok samimiyetsiz havaya bürünmeye başladı. Temenniler bütün samimiyetsizliği ile sosyal medya üzerinden dilenmeye başladı. Güler yüzler, kucaklaşmalar, sıcak sohbetler, çocukların saçlarını okşamalar, yine bekleriz demeler, el sallamalar, bayram şekeri, harçlıklar, vedalaşmalar… Ne olacak şimdi? Bunları da sosyal medya üzerinden mi yapacağız!

Bayramlar inancımızın, kültürümüzün insanlar arasındaki samimiyetin en önemli aracıdır. Son yıllarda inanç ve kültürümüzün sanal erozyona uğradığına şahit oluyorum. Gün evvelinden süslü bir bayram mesajı ile her şeyi çözdüğümüzü sanıyoruz. Sonra da çok iş yapmış gibi sitem ediliyor:” ya mesaj atmıştım ya” diye övünüyoruz. Uzaktakiler siz olsun sesinizi duyurun sevdiklerinize

Hele bu bayram da seçim takvimine yakın olunca sohbetler! Alabildiğine mübalağalaştı. İnsanlar bayramı da unutmuş gönül yerine fikir tellerine acımasızca vurmaya başlamışlar. Siyaset dolayısı ile fikirlerin farklılıklarımız, bayramların ortak paydamız olduğu şuurunu hatırlamamız gerektiği kanaatindeyim.

Keşke bayramı yaşayışımız özüne uygun devam etse. Bilindiği gibi bayram, sevinç ve neşe günü demektir. Öteden beri her milletin birçok millî günleri, tarihî hatıralarını canlandıran bayramları bulunmaktadır. Aynı şekilde bir dine mensup kimselerin de dinî günleri ve dinî bayramları vardır. Bayramlar, inananlar üzerinde çok müspet tesirler meydana getirir, dinî şuur ve duygularını kuvvetlendirir. İnsanlara yeni bir heyecan ve çalışma zevki kazandırır. Bayramların, millî ve dinî duyguların, inanışların pekişmesi, taze ve canlı tutulması fonksiyonu yanında, toplumun birlik ve beraberliğini sağlamada ve bunun bireylerin bilincinde yer etmesinde de büyük önemi vardır.

 Gerçekten dinî bayramlar, insanlar arasında kaynaşmanın, dostlukları ve ahbaplıkları ilerletmenin bir yolu olarak belli bir öneme sahip oldukları gibi, dinî his ve şuurun sosyal hayatta tazelenmesinin de bir vesilesidir. Bayramlar, sosyal dayanışma ve barış şuurunun fertlere kuvvetle hâkim olduğu günlerdir. Dargınların kucaklaşması, aralarında kin, nefret bulunan kabile, aile ve şahısların, düşmanlık ve husumet duygularının sevgiye dönüşmesi, küçüklerin büyüklere saygı, büyüklerin küçüklere sevgi göstermesi, hastaların ziyaret edilmesi, verilecek küçük hediyelerle çocukların gönüllerinin alınması, hısım ve akrabanın bir kere daha yeniden kaynaşması, genellikle bayram günlerinde mümkün olmaktadır.

   Bayram günleri, sevinç günleridir. Bu günlerde sevinçli ve güler yüzlü olmak tavsiye edilmiştir. Bayram günleri toplum şuuru bütünleşir. Toplum fertleri birbirleriyle sevişip kaynaşır. Hayatın bitmek tükenmek bilmeyen sıkıntıları içinde bunalan, bitkin ve yorgun hâle gelen insanları bayramlar dinçleştirir ve çalışma azimlerini artırır. Bu günlerde akraba ve komşularımızla olan ilişkilerimiz kuvvetlenir, birlik ve kardeşliğimiz güçlenir. Bayram sabahı camilerimizi dolduran Müslümanların hep birlikte ve içtenlikle Yüce Allah’a yönelmeleri, O’ndan af ve bağış dilemeleri ayrı bir önem taşır. Çünkü böyle bir amaçla bir araya gelen, aynı iman ve heyecanı taşıyan toplulukları Yüce Allah’ın rahmeti kuşatır ve onları affeder.   

  Her zaman olduğu gibi bayram günlerinde de, İslâm’ın emrettiği şekilde, çevremizdeki insanlara iyi davranmalı, incitici ve zarar verici davranışlardan sakınmalıyız. Bütün bunlar, toplumu oluşturan fertleri birbirleriyle kaynaştırarak millî birliğin sağlanmasında ve toplumu rahatsız eden ayrılık ve düşmanlıkların yok olmasında etkili olan hususlardır.