Mesut Bilginer’in “Hz. Mevlana ve Mevlevilik” Konuşması
Ali Avgın

Ali Avgın

Gözlem

Mesut Bilginer’in “Hz. Mevlana ve Mevlevilik” Konuşması

15 Aralık 2016 - 01:16 - Güncelleme: 15 Aralık 2016 - 01:19

KAHRAMANMARAŞ TARİH KÜLTÜR VE TURİZM PLATFORMU’NUN “KIRAATHANE SALI KONUŞMALARI” BÜTÜN HIZIYLA DEVAM EDİYOR

MESUT BİLGİNER’İN  “HZ.MEVLANA VE MEVLEVİLİK” KONUŞMASI 

Kahramanmaraş Tarih Kültür ve Turizm Platformunun gelenekselleştirdiği “Kıraathanede Salı Konuşmaları” devam ediyor.

Platformun bu haftaki konuşmacısı, K.S.Ü. Öğr. Gör. Mesut BİLGİNER’di. “Hz.Mevlana ve Mevlevilik” üzerine yaptığı konuşması  ilgi ile izlendi.

HÜMANİST DEĞİL, AŞKIN EFENDİSİDİR.

Mesut Bilginer, öncelikle Hz.Mevlâna kimdir? den önce, kim değildir? Sualinden bahsetmek gerekir, diyerek yaptığı konuşmasında:

“ O, hümanistmiş, düşünürmüş… Hümanizm gibi ifadeler batıdan ithal edilen seküler kavramlardır. Hz.Mevlâna ve O’nun varislerini tanımlayabilmek için bu tür yakıştırmalar çok yetersiz kalır.  Hz.Mevlâna büyük bir Hak aşığıdır. Aşkın efendisidir. Aşkta yok olmuştur. Bizzat aşktır. Aşkın ne olduğunu soranlara ise; "Ben ol da bil." Buyurmaktadır.”


“BEN, HZ. MUHAMMED MUSTAFA'NIN YOLUNUN TOZUYUM”

O, bir sözünde, “ Ben yaşadıkça Kur’an’ın bendesiyim. Ben, Hz. Muhammed Mustafa’nın yolunun tozuyum. Kim benden bundan başka söz naklederse ondan da şikâyetçiyim. O sözden de şikâyetçiyim.” Demişti.

Hz. Mevlana’nın hayatı hakkında bilgiler veren Mesut Bilginer konuşmasını şöyle devam ettirdi:

“Muhammed Celâlettin-i Rumî Efendimiz ’in 30 Eylül 1207 (6 Rebîulevvel 604) tarihinde, o zamanlar Horasan bölgesinin önemli merkezlerinden biri olan; bugünkü Afganistan’ın kuzeyinde bulunan Belh şehrinde dünyaya geldi. Asıl ismi Muhammed Celâlettin’dir. “Efendimiz” manasına gelen “Mevlâna” ise eskiden, büyük zatlara ve âlimlere verilen bir unvandır. “Rûmî” ise , “Anadolulu” demektir

Kimya, astronomi ve riyaziye yanında, Arab ve Acem dillerine ve edebiyatlarına da vâkıftı. Ayrıca, eski Yunanca’yı ve İbranî dillerini de bilirdi.” 


ŞEB-İ ARUS DÜĞÜN GECESİ

Bütün bir ömrü aşk, ıstırap ve mücadelelerle geçen Mevlâna Celâleddîn-i Rûmî, 17 Aralık 1273 (5 Cemâziyelâhir 672) Pazar günü gurub vakti bütün güzelliğiyle ebediyet âleminin âsumanına doğdu.

Mevleviler bu geceyi “şeb-i arûs” yani düğün gecesi olarak adlandırır ve yüzyıllardır bu müstesna geceyi çeşitli kutlamalarla ihya ederler. Hz.Mevlâna, büyük küçük herkesin, hatta müslüman olmayan kimselerin iştirakiyle âlem-i cemâle uğurlandı.”

CENAZE NAMAZINI KADI SİRACEDDİN-İ URUMEVİ KILDIRDI

“Hz.Mevlâna’nın cenaze namazını vasiyeti gereğince Şeyhülislâm Sadreddîn-i Konevî kıldıracaktı. Âdet olduğu üzere bir cami görevlisi Sadreddîn-i Konevî’ye “Şeyhlerin sultanı, buyur” deyince, Ekmeleddin Tabib: “Edebe riayet et, zira Şeyhlerin sultanı Hz.Mevlâna’dır, O da göçtü.” dedi. Bunu duyan Sadreddîn-i Konevî, namaza başlayacağı sırada dayanamayıp baygınlık geçirince Hz.Mevlâna’nın cenaze namazını, dönemin büyük âlimlerinden Kadı Siraceddîn-i Urumevî kıldırdı.”

PAPAZLAR, ”BİZ MUSA’NIN VE İSA’NIN GERÇEKLERİNİ ONDAN ANLADIK”

Cenazesine başta müslümanlar olmak üzere diğer dinlerin mensupları da katıldı. Çok büyük bir kalabalık vardı. Bir ara bazı müslümanlar, aşırı kalabalıktan rahatsızlık duydukları için diğer dinlere tâbi olan insanların dağılmasını istediler. Bunun üzerine Hıristiyan papazlar: “Biz, Musa’nın ve İsa’nın, hatta bütün peygamberlerin gerçeklerini onun sözlerinden anladık. Bizler de O’nun muhibbiyiz. O, insanların üzerine doğan; iyilikler ve güzellikler dağıtan bir güneştir. Bütün evler O’nun nuruyla aydınlanır.” dediler. Bir Rum keşiş de: “Hz.Mevlâna, ekmek gibidir. Hiç ekmeğe ihtiyacı olmayan kimse var mıdır? Hiç ekmekten kaçan bir aç gördünüz mü?” diyerek bu isteğe karşı çıktı. Çünkü Hz.Mevlâna papazların ve keşişlerin dahi gönüllerini fethetmişti.


HZ. MEVLANA’NIN VASİYETİ

Hz.Mevlâna etrafındakilere şu vasiyeti bırakmıştır: “Ben size gizli ve aşikâr olarak Allah’tan korkmanızı, az yemenizi, az uyumanızı, az söylemenizi, günahlardan çekinmenizi, oruç tutmaya ve namaz kılmaya devam etmenizi, dâima nefsî arzulardan kaçınmanızı, insanların eziyet ve cefasına tahammül göstermenizi, manen büyük ve sâlih kişilerle görüşüp bayağı kimselerden uzak durmanızı tavsiye ederim. İnsanların hayırlısı, insanlara faydalı olandır. Sözün hayırlısı ise az olup maksadı ifade edendir. Hamd, yalnız bir olan Allah’a mahsustur. Tevhid ehline selâm olsun.”

KAHRAMANMARAŞ TARİH KÜLTÜR VE TURİZM PLATFORMU GÜZEL İŞLER YAPIYOR

Bünyesinde kırk beş STK bulunduran  Kahramanmaraş Tarih Kültür ve Turizm Platfotmu, Kahramanmaraş tarihi ve kültürü üzerine, çok önemli bir misyon üslenmişlerdir. Her on beş günde bir Öğretmenevi Kıraathanede  “Salı Konuşmaları” adıyla, alanında uzman kişilere çeşitli konularda  konuşmalar  yaptırmaktadırlar.

Bu haftaki konuşmacı, KSÜ. Öür.Gör.Mesut Bilginer hoca idi. Hz. Mevlana haftası nedeniyle,  “Hz.Mevlana ve Mevlevilik” üzerine yaptığı etkili konuşma dinleyiciler tarafından büyük ilgi gördü.   

Bu tip etkinliklerden herkesin istifade etmesi temennisiyle, Kahramanmaraş’ta güzel işler yapan Kahramanmaraş Tarih Kültür ve Turizm Platformuna ve Mesut Bilginer hocamıza bu vesileyle çok teşekkür ediyoruz.

Selam ve sevgilerle.

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar