Alerjiden korunmak için burunları açık tutun!
Mevsim geçişlerinde ortaya çıkan alerjik hastalıklara karşı uzmanlar uyardı: Mevsim geçişlerinde etraftaki alerjik etkenleri yok etmek mümkün olmadığı için hastanın alerjisini baskılaması gerekir. Bunun da tek yolu burnun açık tutulmasından geçiyor.'
Mevsim geçişlerinin, insan sağlığında pek çok sıkıntının arttığı bir dönem olduğunu belirten Özel Hayat Hastanesi doktorlarından Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzm. Dr. Zekeriya Büyükdereli, mevsim geçişlerinde ortaya çıkan alerjik reaksiyonlara karşı vatandaşları uyardı. Mevsim geçişlerine bağlı olarak hava olaylarının çok fazla değişkenlik gösterdiğini kaydeden Uzm. Dr. Zekeriya Büyükdereli, “Gün içinde veya günler içerisin de hızla soğuma, hızla ısınma, polenler, dökülen yapraklar, tozlar, nem oranının değişikliği alerjik sendromları, alerjik buluntuları tetikler. Bu tetikleyici unsurlar da hastanın yaşam konforunu bozar. Bunlar alerjik nezle ya da alerjik ilişkili diğer buluntular olarak tanımlanabilir” dedi.
Mevsim geçişlerinde en sık karşılaşılan sağlık problemlerinden biri olan alerjiden korunmak için bir filtre görevi gören burnun sürekli açık tutulması gerekiyor.
Alerjik reaksiyonlar içinde en çok karşılaşılan rahatsızlığın naza sendromu olarak adlandırılan burunla ilgili sıkıntılar olduğunu ifade eden Büyükdereli, şöyle konuştu: “İnsan, normalde rahatça solumalıdır. Solurken aldığı hava nemlenir, ısınır, katı tozlardan arınır. Akciğer ve ağız gerisinde, bizim nazo faniks dediğimiz bölgeye temizlenmiş ve biraz arınmış olarak geçer. Alerjik nezle kronik bir burun tıkanıklığına neden olur. Bu, burun tıkanıklığı ağızdan solumayla sonuçlanır. Ağızdan solunan hava soğuktur, nemsizdir. Aynı zamanda da katı partiküller, polenler gibi pek çok şeyi içerebilir. Ve doğrudan akciğere doğru inen bu alerjenler dediğimiz gurupta, çocukta bronşit, kronik farenjit, kulak yoluna giden kulağa giden hava kanalının tıkanması sonucu, kulakta sığ birikimiyle başlayan orta kulak intihabı gibi sıkıntıları ve her türlü sorunu ve enfeksiyonu doğurabilir.”
“Alerji kökü kazınamayan bir hastalıktır!”
Alerjik reaksiyonlara karşı en önemli tedbirin burnun açık tutulması olduğunu aktaran Dr. Büyükdereli, “Özellikle alerji mevsiminde yani mevsim geçişlerinde etraftaki alerjik faktörleri, yok etmek mümkün olmadığı için hastanın alerjisini baskılamak gerekir. Burundan solumayı sağlayacak tedavileri gerektiği kadar ve sürede, düzenli olarak vermek gerekir. Ayrıca grip aşısı uygulayarak nezle geçirmesini, viral etkenlerden korunmasını önleyerekten burunun açık kalmasını sağlamak mümkündür. Alerjinin getirdiği diğer sendromlar olan, bronşit ataklarında da atağa yönelik tedaviler verilmelidir. Temelde alerji tedavisi kesin olarak olmayan, kökü kazınamayan, çocukluk çağında, çocuğun büyümesiyle azalan, ergenlikle beraber çoğu vakit kaybolan 40’lı yaşlardan sonra yeniden atak yapan bir durumdur. Bu zamanı ne kadar kaliteli geçirdiği ne kadar acil başvuruya ihtiyaç duyduğu, ne kadar az antibiyotik kullandığı gibi kriterlerle konforu arttırmak gerekir. Yani hastanın, sık hastalanmasını önleyebiliriz” şeklinde konuştu.
Büyükdereli: İlaçsız tedavi söz konusu değildir
Günümüzde alternatif tıpa olan eğilim neticesinde ilaçsız tedavi diye bir akımın başladığını dile getiren Uzm. Dr. Zekeriya Büyükdereli, bir tıp doktorunun “ben ilaçsız bir tedavi ediyorum” diye bir iddiada da bulunmasının yanlış olduğunu vurgulayarak; şu ifadelere değindi: “Alerjik hastalıklar, kronik süreç olup aslında kontrol altına alınabilir ama hastalarımızın beklentisinin yüzde yüz iyileşme olmaması gerekir. Yaşam konforunun arttırılması gerekir. alternatif tıpa olan eğilimler nedeniyle, işte ilaçsız tedavi, bitkisel tedavi gibi bir moda akım söz konusudur. Tıp Bilimi, ihtiyaç duyduğunda her türlü ilacı kullanır. İlacı kullanma kararını, hekim verdiği sürece; ilaçlar gerekliyse kullanılır ve ihtiyaçtır. Hastaları, ilaçsız tedavi ediyorum diye bir iddiada bulunanın tıpla olan ilişkisini sorgulamak gerekir. Alerji hastalıkları, gerektiği kadar sürer. Gerekirse mevsim geçişlerinde, gerekirse sonbaharda başlayıp ilkbahar sonuna kadar, gerekirse tüm yıl boyunca klinik şikâyetlerine göre ilaç kullanmalıdır. Ancak buna bir hekim karar vermelidir. İlaçsız bir tedavi söz konusu değildir. Biz tıp hocalarıyız. Tıp uzmanlarıyız. Tabi ki cami hocaları, ilaçsız tedavi verebilir. Ama bunu onlar iddia edebilir. Bir tıp doktorunun, ‘ben ilaçsız bir tedavi ediyorum’ diye bir iddiada bulunması da yanlıştır. Neşter çok tehlikelidir. Elinize alıp birine takarsanız, adam öldürebilir; ama doğru kullanırsanız hayat kurtarır. Bu neşteri kötü yapmaz. İlaç ta böyledir. Doğru yerde kullanırsanız; hayat kurtarır yanlış yerde kullanırsanız, zarar verir. Doğruluna da yanlışlığına da karar verecek kişi de o işin uzmanıdır.” Uzm. Dr. Zekeriya Büyükdereli, aileleri, evde sigara kullanılmaması yönünde de uyardı.
Mevsim geçişlerinde çocuklar iyi gözlemlenmeli!
Birçok alerjik reaksiyonun baş gösterdiği mevsim geçişlerinde; ailelerin, çocukları iyi gözlemlemesi gerektiğine dikkat çeken Özel Hayat Hastanesi doktorlarından Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzm. Dr. Sercan Uysal, ilk hastalık belirtisinde hemen antibiyotiğe sarılmanın yanlış olduğunu belirtti. Düzensiz ve bilinçsiz ilaç kullanmanın hayat kurtarmaktan uzak olduğunu bildiren Uzm. Dr. Sercan Uysal, alerjik hastalıkların belirtileriyle ilgili şu açıklamalarda bulundu: “Bu çocuklar, hasta oldu. Hemen antibiyotik… Yani mevsim geçişlerinde polenin, tozun etkisi çok. Sonuçta çiçekler döllenme hevesin de polen ortaya çıkıyor. Mesela siz alerji değilsiniz. Sizde bir etken yapmıyor. Polen burun gıgısına alındığı zaman ilk reaksiyon burada şişerek, kaşıntı yaparak, akıntı yaparak ya da tıkanarak ortaya çıkar. O çocukların ailesi, ‘çocuk sürekli burnuyla oynuyor mu? İşte burnunun üzerinde çizgilenmesi var mı? Gözlerini altın da bir kızarıklık ya da gözaltın da bir çizgilenme oluştu mu?’ diye bir kontrol etmesi gerekiyor. Bahar geçişlerinde, ‘benim çocuğum biraz daha kötü oluyor’ dediği zaman zaten bize çok güzel öyküyle geldiği zaman alerjiyi direkt sendromlarıyla beraber yakalıyoruz. Yani bunların alerjen bir gereken olduğunu kanıtlamak ve tedaviye öyle devam etmek gerekiyor.”