Bebek özlemi çeken ailelere koronavirüs darbesi

Koronavirüs salgını sonrası tüp bebek tedavileri de doğal olarak askıya alındı. Bebek özlemi çeken aileler hayal kırıklığına uğradı.

Binlerce çift, tüp bebek merkezlerinin karantina uygulaması yüzünden hasta alımını durdurması ve şehirlerarası seyahat yasağıyla son ümitlerini de yitiriyorlar.

Kadın  Hastalıkları  Doğum  ve  Tüp  Bebek  Uzmanı  Op.  Dr.  Betül  Kalay  (Görgen), yaşanan süreç ve çiftlerin yaşadıkları travmalar hakkında şu bilgileri verdi:

SON ŞANSLARINI YİTİRMİŞ OLABİLİRLER

“Binlerce  çift,  tüp  bebek  tedavi  merkezleri  kapılarını  hastalara  kapattığından,  tüp bebek yoluyla çocuk sahibi olmak için son şanslarını yitirmiş olabilirler. Özellikle ileri yaşı olan ya da genç olmasına rağmen yumurta rezervi çok düşük olan hanımlar ucu görülemeyen bu süreç sonunda belki şanslarını tümüyle yitirecekler.Birçok kadının korkulu rüyası bu.

Biyolojik  saati  tersine  çevirmek ne yazık ki mümkün değil. Doğurganlık  tedavisi  söz  konusu olduğunda  zaman  en önemli  parametredir. Bu da bazı  çiftlerin   asla  ebeveyn olamayacakları anlamına geliyor. Onların son şansları da elden kaçıyor ve belki bir daha bunu yakalayamayacaklar. Bu gerçekten son derece üzücü ve travmatik bir durum.

RUH SAĞLIĞI ÜZERİNDE YIKICI BİR ETKİ

Özellikle  30’lu  yaşların  sonunda  ve  40’lı  yaşların  başında  olan  kadınlar,  endişe içindeler.  Karantina  sona  erdiğinde  doktorların,  tüp  bebek  tedavisi  için  çok  yaşlı olduklarını söylemesinden korkuyorlar. Yaşananlar, bu insanların ruh sağlığı üzerinde yıkıcı bir etkiye neden oluyor. Koronavirüs, pek çok insan için bir aile sahibi olma ümidini ellerinden aldı.

Başka insanların etrafta koşuşturan çocuklarından duydukları rahatsızlığı anlatmaları ya da dokuz ay sonra doğumlarda büyük artış yaşanacağına dair şakalar yapılırken bu durum özellikle bu çiftler için son derece acı verici oluyor.

Kimisi evini, kimisi arabasını satarak tedavi hizmeti aldı. Bu insanların çaresizlik ve depresyon hissi tarif edilir gibi değil.

Tüm öfke ve kederlerini dökecekleri bir yer yok onlar için. Bu insanlar bu duygularla kalır ve bunları ifade edemezlerse, depresyona kadar götürebilir.”