Bunun hesabını verecekler

Eski Bakan Ünal; 'Bu yapının 15 Temmuz gecesi nasıl bir çılgınlık, nasıl bir cinnet, nasıl bir ihanet içerisinde olduklarını bir kez daha gösterdiler. Bunların Askerimizle bir ilgisi yok, bunlar Asker kıyafeti giymiş teröristlerdir. En ağır cezaları alacaklar ve yaptıklarının hesabını soracağız' dedi.

Kültür ve Turizm eski Bakanı Ak Parti Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal, demokrasi nöbeti tutan Elazığ ve Malatya’dan sonra önce Elbistan’a sonra da Afşin ve Göksun’daki kalabalığa seslendi. Dün gece saat 01.10’da Kahramanmaraş’a gelen eski Bakan Ünal gittiği bölgelerde demokrasi nöbeti tutan vatandaşların heyecanına tanık olduğunu belirtti.

Ünal; “Bütün meydanlarda duygu bir, dava bir, heyecan bir ve kalpler ortak atıyor.  İşte Millet olmak böyle bir şey.  Hani diyor ya M. Akif Ersoy ‘Toplu attıkça sineler, onu top sindiremez!’  bu Milletin sinesi toplu atıyor artık. O yüzden Elâzığ’ın bu meydana selamı var. Malatya’nın bu meydana selamı var. Elbistan’ın, Afşin’in, Göksu’nun bu meydana selamı var. Kalpleri ortak atıyor. Sineleri ortak artık atıyor.  Bugün bu meydanda bulunan herkesin artık anlatacak bir hikâyesi var. Çocuklarına anlatacağı bir hikâyesi var. Bugün bu meydanda bulunan her bir kardeşimin Bayrağın değerine, Vatanın değerine, Devletin, Milletin, Dirliğin düzenin kıymetine dair bir duygusu var. İşte Kardeşlerim Millet olmak budur! 15 Temmuz gecesi biz dünyaya millet ne demek olduğunu hep birlikte gösterdik.” Dedi.

 

BİR İNSANLIK VE HAKKANİYET ADASIDIR

Anadolu’nun bin yıllık bir insanlık, bir hakkaniyet adası olduğunu ve merhametin kalbi olduğuna da vurgu yapan Ünal konuşmasını şöyle sürdürdü; “Anadolu’nun Yunus’u Mevlana’sı yaratılmışı yaratandan ötürü seven ve asla Haktan Hukuktan ayrılmayan insanların yaşadığı yer olmuştur. O yüzden o gece Allah bu Millete yardım etmiştir.

Allah bu Milletle beraberdir. Ve Allah tuzak kuranların tuzağını başlarına geçirmiştir kardeşlerim.  O yüzden asla korkmayacağız. Endişelenmeyeceğiz. Kaygılanmayacağız. Çünkü biz Haktan ve Hakikatten yanayız. Adaletten yanayız. Çünkü bizim kalbimiz merhametin kalbidir

 

15 TEMMUZ’DA YILANLARI VE ÇİYANLARI GÖRDÜK

Yıllarca bu ülkede kuzu postuna bürünmüş Sivil Toplum Örgütü görünümünde diyalogdan, sevgiden, kardeşlikten bahsederek samimi insanların duygularını istismar ederek maalesef devletin içerisine sızmış, yapılanmış bir yapının yılanların ve çıyanların 15 Temmuzda bir cinnet hali ile neler yapılabileceğini gördük. Ve bu Sivil toplum örgütü görünümündeki yapı 2012’de ilk defa kendini deşifre etti. 2013’te 17-25 Aralık darbesi ile gerçek niyetini ortaya koydu. Ama 15 Temmuz gecesi nasıl bir çılgınlık, nasıl bir cinnet, nasıl bir ihanet içerisinde olduklarını gösterdiler. Bunların Askerimizle bir ilgisi yok, bunlar Asker kıyafeti giymiş teröristler! Bunlar asker kıyafetinde çocuklarımızın, ekmeğine, aşına zehir doğrayan yılanlar ve çıyanlardır! Ve Hamdolsun Allah onların tuzaklarını başlarına geçirdi ve biz işte burada bu meydanda dim dik ayaktayız. Ve onlar şimdi en ağır cezayı çekecekler.

O akşam Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız hepimiz ne dedik? Bunun hesabını vereceksiniz! En ağır şekilde vereceksiniz dedik. Ve bunun hesabını en ağır şekilde verecekler kardeşlerim.  Gönlünüz rahat olsun.

 

BAŞKOMUTANIMIZ DİYENE KADAR MEYDANLARDAYIZ

Burada özellikle hanımefendilere teşekkür etmek istiyorum. Çünkü onlar merhametin, anne olmanın Bayrağın ve Vatanın ne demek olduğunu çok iyi bilirler. Bir anne kucağında çocuğuyla Ülke aramaktansa bu meydanda günlerce hasırın üstünde oturmanın daha iyi olacağını bilir.  O yüzden Başkomutanımız: ‘’Bu meydandan ayrılabilirsiniz.’’ diyene kadar bu meydanda nöbetteyiz. Yorulmayacağız. Yılmayacağız. Asla yılgınlık göstermeyeceğiz. Bu meydanları dolduracağız kardeşlerim. Çünkü gün bu gündür kardeşlerim. Bugün hepimiz bu Al Bayrağın altında adeta Bayram kutlar gibi birliğimizi beraberliğimiz kutlayacağız. Hamdolsun her siyasi görüşten her düşünceden insanlar var. Cumhur Başkanımızın dediği gibi ‘’ Tek Devlet, Tek Bayrak, Tek Millet, Tek Vatan!’’ Dedi. Bizi birleştiren üst, bu dört kimliğin altında hangi düşünceden olursak olalım bu Bayrağa âşık olduğumuz sürece bizim birliğimize ve beraberliğimize Helal gelmez kardeşlerim.  Ve bir şeyin altını çizmemiz lazım… Bir şeyin altını çizmemiz ve bütün Cihana haykırmamız lazım kardeşlerim. Büyük Milletler Büyük Liderler çıkarırlar. Ve ancak Liderleri olan Milletler cesaretle özgüvenle tarihin içindeki akışlarını sürdürürler. Bizim bir Liderimiz var. Cesaretle sağlam iradesi ile bu Bayrağa Bu Millete Bu Devlete duyduğu sevgili ile sevda ile aşk ile önümüzde yürüyor. Bize özgüveni öğretti bize cesareti öğretti. Bize birlik olmayı beraber olmayı Elif gibi dim dik durmayı öğretti.  O yüzden bugün biz liderimiz ile birlikte Cumhurbaşkanımız ile birlikte meydanları dolduruyoruz aynı şarkıyı söylüyoruz. Aynı Türküyü söylüyoruz aynı duygu paylaşıyoruz. Aynı dertle dertleniyoruz. Allah ondan Razı olsun. Allah onu önümüzden eksik etmesin kardeşlerim.  Ve kardeşlerim bu Bayrak varya bu Bayrak, Şehitlerimizin kanından rengini alan bu Bayrak! Her birimiz o Bayrağa öyle sevdalıyız ki. Hele gençler. Ah o gençler… Her birinin alnından öpüyorum o gençlerin. O Bayrağın renginde benimde bir damla kanım olsun bende şehit olayım diye en önde koştu o gençler.

 

ŞEHİTLERİMİZİ ASLA UNUTMAYACAĞIZ

Canlarımızı verdik. 246 şehit verdik. Her biri giderken içimizi yaktı. Tayyip Erdoğan’ın yol arkadaşı, Bu partinin kuruluşundan beri her kademesinden alın teri, aklı, zekâsı olan Erol Olçak kardeşimizi kaybettik. Abdullah Tayyip, evladı 16 yaşında babası ile birlikte şahadete koştu. İlhan Varak kardeşimizi kaybettik. Telekom’un önünde Ahmet kardeşimi kaybettik. Karşısındaki hain halini hiç düşünmeden Devletine kastettiğini anladığı anda anlının ortasından vuran o Kahraman Ast Subayı kaybettik.  Ama kardeşlerim onları unutmayacağız. Onlarda Bayrak şahsiyetleri olarak önümüzde duracaklar onlar bize her seferinde Vatan ne demek, Bayrak ne demek, Devlet ne demek, özgürlük ne demek, özgür yaşamak ne demek bize hatırlatacaklar kardeşlerim. Tekrar söylüyorum: Bu geceyi bize Nasip eden Allaha hamdolsun. Burada imanlarıyla, burada sadakatleriyle, burada hakkaniyetleriyle, cesaretleriyle nöbet tutan her bir kardeşimi alnından öpüyorum. Buralar size emanet, Ankara bize emanet.

Büyük Şehir Belediye Başkanımız burada, İl Başkanımız burada, Diğer Siyasi Partilerden, diğer farklı görüşlerden olan kardeşlerimiz burada. Kadın Kollarımız, MYK üyemiz, hangi düşünceden olursa olsun, hangi, siyasi görüşten olursa olsun bu Al Bayrağın altında, Nazlı Nazlı dalgalanan bu Al Bayrağa âşık olan herkes bizim kardeşimizdir. Devlet, Millet bütünleşmiştir. Valisi, Kaymakamı, Askeri, Polisi, İş adamı… Hepimiz artık tek yüreğiz. Bundan sonra bu Milletin önünde hiçbir engel yoktur kardeşlerim.”