Camiler Haftası başladı
Her yıl 11-18 Ekim tarihleri arasında kutlanan 'Camiler ve Din Görevlileri Haftası' başladı
Kahramanmaraş İl Müftüsü Muhammet Gevher, Camiler ve Din Görevlileri Haftası nedeniyle yazılı olarak yaptığı açıklama da şu ifadelere yer verildi: “Kâbe’nin yeryüzündeki şubeleri, Allah’ın evleri olan camilerimiz, Müslümanlığımızın ve istiklalimizin simgesi olarak yükselen huzur, bilgi, birlik ve ibadet mekânlarımızdır. Başkanlığımız çeyrek asırdır Ekim ayının ilk haftasını (bu sene Hac mevsimine geldiği için 11-18 Ekimde) camilerimizi hayatın merkezine, şehirlerin kalbine taşımak amacıyla “CAMİLER HAFTASI” olarak kutlandığını söyleyen Gevher sözlerine şöyle devam etti:
“CAMİ VE NAMAZLA DİRİLİŞ”
“Bu hafta münasebetiyle düzenlenen etkinliklerle toplumsal bir farkındalık ve ortak bir bilinç oluşturulması hedeflenmektedir. Camiler Haftasının son yıllarda belirli bir tema etrafında kutlanması, bir yandan camilerimizin fiziki şartlarının yeniden gözden geçirilmesi yönünde önemli çalışmalar başlatılmasına, diğer yandan da engelli, çocuk, genç, kadın gibi farklı toplum kesimlerinin camiyle daha fazla buluşabilmesi için kampanyalar düzenlenmesine vesile olmuştur.. Bu yıl ise dinimizin direği olan namaz ibadetine olan ihtiyacımızı daha yüksek bir sesle dile getirmek ve camilerdeki cemaatsizlik sorununa hem bireysel hem de toplumsal açıdan dikkat çekmek amacıyla Camiler Haftasının teması “Cami ve Namazla Diriliş” şeklinde belirlenmiştir.”
“BAYRAK GİBİ… SANCAK GİBİ… GAZİLİK VE ŞEHİTLİK GİBİ…”
Gevher: “Camiler, dua ve ibadetlerin Allah'a topluca arzedildiği, gönüllerin aydınlandığı, kalplerin yıkandığı, elem ve sevinçlerin paylaşıldığı, mü'minlerin kucaklaştığı mübarek yerlerdir. Camiler, bilmediklerimizi öğrendiğimiz, irfanımızı yükselttiğimiz, nefsimizi ve âlemi tanıdığımız İlim ve hikmet yuvalarımızdır. Camiler, dünyanın çeşitli problemleri ve sosyal sıkıntılarına karşılık, gerçek mutluluğu bulabildiğimiz manevî sığınaklar olduğunu ifade eden Gevher konuşmasını şöyle sürdürdü: “Camiler, dargınların barıştırıldığı, kin ve nefretin unutulduğu, öksüz ve yetimlerin sevindirildiği, açların doyurulduğu, fakirlerin giydirildiği, yolcu ve misafirlerin ağırlandığı, hastaların tedavi ettirildiği yardım ve iyilik merkezleridir. Camilerimiz, kendimizden ayrı düşünemeyeceğimiz, koparıp atamayacağımız değerlerimizdir. Bayrak gibi. Sancak gibi. Gazilik ve şehitlik gibi. İstiklâl aşkı ve hür yaşama duygusu gibi. Haysiyet ve şeref gibi. Camiler, vatanımızın temel taşı, millî bütünlüğümüzün teminatı, dinî ve millî birliğimizin ilham kaynağı, ahlâk ve aşkımızın heyecan pınarıdır.”
“NAMAZLARIN CEMAATLE EDÂ EDİLMESİ…”
İslâm cemiyetinin ayrılmaz bir parçası ve en önemli birimlerinden birisidir, Rasûlüllah (s.a.s)'in Medine'ye vardıkları zaman ilk işleri, bir cami inşa edip, ensar, muhacir, köle, efendi, siyah, beyaz bütün Müslümanları bir çatı altında birleştirip bir araya getirmek olduğunu ifade eden Gevher sözlerine şöyle sürdürdü: “Fethedilen veya yeni kurulan bir yerleşim merkezine ilk önce yapılan camidir. İslâm Dini, cemiyet dinidir. İnsanın kendisini cemiyetten koparıp dağ başlarında uzlette kalması pek hoş karşılanmamıştır. Müslüman, cemiyet içinde yaşayacak, gerektiğinde bir din kardeşinin elinden tutacak, emr-i bi’l-ma'ruf nehy-i ani'l münker yapacaktır. Namazların cemaatle edâ edilmesi hususunda hassasiyetle durulmasının sebebi de budur.”
“YİRMİ YEDİ DERECELİK SEVABA NAİL OLABİLİR Mİ?”
“Cemaatten gaye nedir? Bir semtte bulunan mü'minlerin beş vakitte birbirlerinin hallerinden haberdar olması, herhangi bir sıkıntısı varsa, elbirliği ile giderilmesi, hasta varsa, yardımına koşulması için olduğunu söyleyen Gevher, “Cemaate gelemeyenin mutlaka meşrû bir mazereti olduğu göz önüne alınarak evine gidilip yoklanılır ve müşkili giderilmeğe çalışılır. Bugün ise bu gaye kaybolmuş ve yalnız şahsî sevab kazanma endişesi hakim olmuştur. Sadece nefsini düşünüp de iştirak ettiği cemaatin dertleriyle ilgilenmeyen, elinden geldiğince onlara Islâm'ı tebliğ etmeyen ve eksiklerini gidermeye çalışmayan bir kimse, bu yirmiyedi derecelik sevaba nail olabilir mi?
“Hz. Peygamber (sas) namazı “gözünün nuru” olarak nitelendirmiştir. Onun En Yüce Dost’a giderken ümmetine son vasiyeti namaz olmuştur. Bugün de Müslümanlar, namazlarını Allah’ın emrettiği, Resûlünün (sas) öğrettiği şekilde, camilerde cemaatle eda ettiklerinde; ruhlarını namazla güçlendirip, namazın ruhuyla dirildiklerinde; namazı sevip, evlatlarına sevdirdiklerinde Allah’ın izniyle karşılaştıkları her türlü sorunun üstesinden geleceklerdir.”
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI MÜŞAVİRİ BELGİN KONARILI ÖĞRENCİLERLE BULUŞACAK
14 Ekim Çarşamba günü saat 14.00 de Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezinde, Diyanet İşleri Başkanlığı Müşaviri Sayın Belgin Konarılı ve Uzman Vaiz Nimet Yılmaz hanımefendilerin katılacağı bir panel düzenlenecektir. Ayrıca İmam Hatip Lisesi ve Avşar kampüsünde Öğrenci buluşması yapacaklardır. Bütün Kahramanmaraşlı Hanım kardeşlerimiz Panelimize davetlidir.