Her 5 kadından 1'i tecavüz mağduru!
CHP Onikişubat İlçe Başkanı Ünal Ateş, kadınlar gününe özel yaptığı açıklamada her 3 kadından 1'inin şiddet, her 5 kadından 1'inin ise tecavüz mağduru olduğunu söyledi.
Dünyada erkeklere oranla kadınların yüzde 25 ile 50 oranında daha düşük ücretle çalıştığını belirten Cumhuriyet Halk Partisi Onikişubat İlçe Başkanı Ünal Ateş, “Her 3 kadından biri şiddete, her 5 kadından biri tecavüze maruz kalıyor. Üstelik bu şiddet ve tecavüz vakalarının yüzde 50’sinden fazlası, kadınlarımızın ya ayrıldıkları eşleri ya da hala evli olmak zorunda kaldıkları eşleri tarafından gerçekleştiriliyor.
Çocuk yaşta denebilecek kadınlarımızın, genç kızlarımızın ise, bu şiddete maruz kalma oranı yüzde 7. Yani eğitim seviyesi ne olursa olsun; her 10 aileden birinde şiddet vakası görülürken, her 100 çocuktan 4’ü tacize ve şiddete maruz kalıyor” dedi. Eğitim sisteminin 4+4+4 şeklinde değiştirilmesiyle toplumun çocuk gelin sayısının artmasından büyük bir endişe duyduğunu ifade eden Ateş, şöyle konuştu: “Bu sistemin dezavantajlarının büyük olacağı da vurgulanmaktadır. 21 yüzyılda kadınların hala en yakınları tarafından öldürüldüğü, kız çocuklarının okula gidemediği, çocuk gelin ve çocuk annelerin bulunduğu, insan Hakları Bildirgesi’nin ilk maddesi olan Yaşama Hakkını bile kullanamayan kadınların olduğu bir dünyada yaşamaktan dolayı utanç duymaktadırlar. Birleşmiş Milletler Kadına Yönelik her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılması sözleşmesi(CEDAW) ülkemiz tarafından imzalanmış olmasına rağmen, ne yazık ki yasal düzenlemeler; töre cinayetleri, kız çocuklarının okutulmaması, iş yaşamında kadın istihdamının engellenmesine neden olan düşünce ve önyargıların önüne geçememektedir. Üniversitelere öğrenci alırken kadın erkek ayrımı yapılmazken, bugün özel sektör başta olmak üzere personel alım ilanlarına da yansıyan cinsiyet ayrımcılığı da oldukça düşündürücüdür.” Açıklamasında 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmasının öyküsüne yer veren CHP İlçe Başkanı Ateş, şu ifadelere yer verdi: “
Tarih boyunca horlanan dövülen öldürülen ezilen, hatta şairin dediği gibi soframızdaki yeri öküzümüzden sonra gelen kadınlarımızın günü. Oysa ayaklarının altına cennet serilen analarımız onlar, dağlara kaçırıp uğruna hapis yattığımız yârimiz onlar. İşte 8 Mart 1857 yılında Amerikalı dokuma işçisi kadınlar, eşit işe eşit ücret ve sekiz saatlik iş günü taleplerinin bedelini canları ile ödediler. 1910 yılında Kopenhag’da Avrupa da oy hakkı mücadelesi için güç birliği yapmak amacı ile toplanmış olan sosyalist kadınlar kongresi aldığı kararla 8 Mart’ı Amerikalı dokuma işçisi kadınların anısına ‘ Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ olarak ilan etti. Ama 106 yıl geçmiş ama ne dünya ne de ülkemizde çok da bir şeyler değişmemiş. Yıl 2016, Suudi Arabistan’da bir konferans ‘Kadınlar İnsan mıdır?’ Ve hedefi daha demokratik daha uygar bir ülke olan Türkiye’nin müttefik olduğu ülke Suudi Arabistan. İşte bu olanlar bizi ülkemiz adına kaygılandırıyor. Ortadoğu başta olmak üzere kendi sınırlarımızda ve yakın komşularımızda süren çatışma ve savaşlarda her gün onlarca kadın ölüyor, binlercesi başta evlat acısı olmak üzere her türü acı ve şiddetle kavruluyor. Onlarcası her gün daha iyi bir yaşam için çıktıkları yolda ya azgın sularda can veriyor ya da tecavüze, şiddete, işkenceye maruz kalıyor.” Ülke nüfusunun yüzde 50’sini kadınların oluşturduğunu belirten Ateş, “Kadınların evde oturmasının beklenmesi nüfusun yüzde 50’sinin atıl bırakılarak hiçe sayılması demektir. Kadınların ekonomik özgürlüklerini kazanamadıkları toplumda, kadınların kendi kararlarını kendilerinin aldıklarından bahsedemeyiz. Demokrasinin olduğu yerde kadın erkek ayrımı yapılmadan herkesin kendi ekonomik özgürlüğünü kazanma imkânı vardır. Kadına yönelik her türlü tacizin giderek arttığı ve bunun hak olarak görülmeye başlandığı günümüz şartlarında kadın ve erkeğin eşit haklara sahip olduğu, kadınların çalışma alanlarında cinsel kimlikleriyle değil, çalışma disipliniyle, bilgi, tecrübe ve üretken fikirleriyle sorgulanmak ve değerlendirilmek istediklerini söylemekteler” şeklinde konuştu.
Ülkemizde ve diğer bazı ülkelerde kendine ”bilim adamı“ yada “din alimi” dedirten birtakım soytarıların 9 yaşındaki kızların evlendirilebileceğini, kadına şiddetin haklı bir uygulama olduğunu, kişinin kendi öz kızına şehvet duymasının olabilecek bir durum olduğunu söyleyebilecek kadar aşağılık bir davranış ve tutum içine girdiklerini kaydeden Başkan Ateş, açıklamasına şu ifadelerle son verdi: “Başta bir insan olarak, herkesin ve daha çok kadının, insana yaraşır iş koşullarında ve insanca yaşamaya yeterli ücretlerle çalışabilecekleri; temel insan haklarının, çalışma hakkının, sağlık, eğitim ve sosyal güvenlik haklarının güvenceye alındığı öldürülmeden, şiddete uğramadan, taciz edilmeden ve kadın kimliğiyle değil Yüce Yaradan’ın yarattığı en değerli varlık insan olarak görüldüğü bir dünyaya kavuşmalarını diliyor; 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutluyoruz.”