İnsanlık taş mı kesildi?
Doğu Türkistan'da yaşanan Türk katliamına Kahramanmaraşlı sendika yöneticileri ve üyeleri de sessiz kalmadı. Kamu-Sen Kahramanmaraş İl Temsilcisi Adem Demir, Türk milletinden, Çin mallarını boykot etmesini talep etti.
Cumartesi günü, Kahramanmaraş İl Özel İdare Binası önünde toplanan Kamu-Sen, Türk Eğitim-Sen, Türk Büro-Sen ve Türk Sağlık-Sen ortak basın açıklaması yaparak; Doğu Türkistan’da Uygur Türklerine yapılan katliamı kınadılar.
Basın açıklamasında konuşan Kamu-Sen İl Temsilcisi Adem Demir, Doğu Türkistan’da evlerinden, yurtlarından edilmiş yüz binlere, katledilen canlara kimsenin gözlerini kapatma hakkı olmadığını dile getirerek; mesele Müslüman olmaksa Uygur Türklerinin de Müslüman olduğunu, mesele insan olmaksa Türklerin de insan olduğunu söyledi.
Bir dönem sözde dünya liderliğine soyunup, diktatörleri hizaya getirme peşinde koşanların Türk katliamına sessiz kaldığını kaydeden Kamu-Sen Kahramanmaraş Temsilcisi Demir, “Milletin değerlerini oya tahvil etmek için ‘Yeni Osmanlıcı’ kesilenler, dantelli kefenlerle yola çıkanlar neredesiniz? Haydi çıkın ortaya; bir ses verin Allah aşkına! Kayıp vatanın çilekeş evlatları, kardeşlerimiz! Saltuk Buğra Han, Dilşad Sultan, Osman Batur, Kaşgarlı Mahmud, Yusuf Has Hacib, Ahmet Yüknek, Yusuf Alptekin hepinizden özür dileriz. Ata yurdumuza sahip çıkamadık. Emanetiniz vardı bizlere; Canınız, malınız, namusunuz…” dedi.
Dünya bu zulmü seyrediyor
Gözümüze uzak, gönlümüze yakın Doğu Türkistan’dan yükselen çığlıklara insan yüreğinin dayanmayacağını belirten Demir, şöyle konuştu: “Ramazan ayında, Doğu Türkistan’da bir millet kan ağlarken; bütün dünya yine kör, sağır, dilsiz; bu hayasız, bu alçakça zulmü seyretmektedir. Ne yazık ki, milletimizin büyük çoğunluğunun yaşanan insanlık dramından haberi dahi yoktur. Çin Devleti, yıllardır işgal ettiği Doğu Türkistan’da sistematik katliamlar gerçekleştirmektedir. Türkistan kan gölü haline gelmişken Hükümet, yaşanan dramı görmezden gelmekte, sözde insan hakları savunucuları susmakla yetinmektedir.”
Batı sağır ve dilsiz kaldı!
150 yıldır Türkistan’ın çığlığının Batı’da duyulmadığına dikkat çeken Kamu-Sen Temsilcisi Demir, “Nedense işine gelen her olayda ayağa kalkan Batı, konu Müslüman ve Türk olunca kör, sağır, dilsiz oluveriyor. Bugün Türkistan kan ağlıyor. Katil Çin’in namahrem eli Türk’ün ırzı üzerinde geziyor. Katil Çin’in namahrem eli ezanların sesini kesiyor. Bugün Türkistan kan gölü ve Batı Türk’ün kanı eşliğinde ayaklar altına alıyor insanlığı: susarak kusuyor içindeki kini! Kardeşlerimiz, gözyaşlarınızı silmeye ellerimiz uzanamıyorsa da bugün milyonlarca yürek, acını hafifletmek için atıyor Türkiye’nin dört bir yanında. Türkistan; çilekeş insanların güzel yurdu, Kürşad’ını bekliyor” diye konuştu.
Türkistan bayrağını salonlara sokmayanlar utansın!
Konuşmasında Türkistanlı kadınlara seslenen Kamu-Sen Temsilcisi Adem Demir, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Size bu topraklarda toplantı yapacak yer vermeyenler utansın! Türkistan bayrağını salonlara sokmayanlar utansın! Vahşete sesini çıkaramayanlar utansın! Stratejik derinlik diyerek Türk milletini dipsiz kuyulara mahkûm edenler utansın! Ey yetkililer, ey sözde insan hakları savunucuları! Binlerce yıllık kadim Türk yurdunda, en temel insani değer olan insana saygı ayaklar altına alınıyor. Soydaşlarımızın ibadet etmeleri engelleniyor. Doğu Türkistan’da çocukların boynu bükük, minareler ezansız, camiler cemaatsiz kalmış durumda…”
İnsanlık taş mı kesildi?
Uygur Türklerinin katliamına sessiz kalan çoğunluğa seslenen Demir, katliama kör, sağır ve dilsiz kalanlara şöyle seslendi: “Ey insanlık! Taş mı kesildiniz, neredesiniz? Kürsülerde aslan kesilen sözde dünya lideri, gerçekler karşısında süt dökmüş kedi mi oldun? Bir Türk olarak, sınırlarımız dışında kalan Doğu Türkistan’da yaşanan soykırım, Musul’da, Telafer’de, Suriye’de Türklerin yaşadığı bölgelerde yaşanan etnik temizlik ve dünyanın dört bir yanında soydaşlarımızın yaşadığı zulüm, yüreklerimizi yakıyor.”
Türk ismi silinmeye çalışılıyor
Dünyanın her yerinde Türk’e karşı yapılan saldırıların, tarihten Türk isminin silinmesi için çabalayan şer odaklarının bir planı olduğunu vurgulayan Demir, şöyle devam etti: “Beşikteki bebeklerin çığlığı, yüreklerimizi yakıyor. Binlerce yıldır Türkmen kardeşlerimizin yaşadığı bu topraklardan sürülmesi, ırzlarının ayaklar altına alınması, katledilmesi yüreklerimizi yakıyor. Türkmen kardeşlerimizin dünyanın uzak köşesinde yapayalnız bırakılması yüreklerimizi yakıyor. Türkmenler üzerinde uygulanan bu katliama ne hükümetin ne de dünya devletlerinin seyirci kalması asla kabul edilemez.”
Bu vahşete ‘Dur’ denilmeli
Dicle kenarında bir koyun kaybolsa hesabının kendilerinden sorulacağını ifade edenlere, ‘Doğu Türkistan’dakileri ne olarak görmektesiniz’ sorusunu soran Sendika İl Temsilcisi Demir, Türk hükümetinin bir an önce bu vahşete “Dur” demek zorunda olduğuna değinerek Türk Hükümetinin konu hakkındaki sorumluluklarını şöyle sıraladı: “Doğu Türkistan’daki zulüm sona ermeden, gümrük kapılarından tek bir Çin malının Türkiye’ye giremeyeceğini ilan etmek zorundadır. Daha önce de ifade ettiğimiz gibi, bu vatanın gönlümüzdeki sınırları, Türk’ün yaşadığı en uzak yerden başlar. Dünyanın neresinde bir Türk’ün burnu kanasa, bizim yüreğimize kan damlar. Hiç kimsenin bu milletin içini yakmaya, soydaşlarımızı yalnız ve çaresiz bırakmaya ve katil bir devletin insafına terk etmeye hakkı yoktur. Türk devleti, büyük olacaksa sınırlarımız dışındaki kardeşlerimizle büyüyecektir. Türkiye, dünyanın neresinde olursa olsun, bütün soydaşlarımıza sahip çıkmak zorundadır. Tarih, bu sorumluluğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin omuzlarına yüklemiştir. Bu nedenle bu devletin politikası değerli yalnızlığı kaldırmaz; milliyetçi bir bakış, onurlu bir duruş, ilkeli bir yaklaşım ister.”
Demir: Bu bir insanlık dramıdır!
Bölgede yaşananlara, başta Türk Hükümeti olmak üzere tüm dünya devletlerinin kısa zamanda müdahale etmesi gerektiğinin altını çizen Demir, Doğu Türkistan’da yaşanan bu insanlık dramına bir son verilmesi gerektiğini belirterek; “Türkiye Kamu-Sen olarak Mısır’da iç çatışmada ölen bir çocuk için aylarca eylem yapıp, mitinglerde gözyaşı dökerken; Filistin için ayaklanıp, sokaklara dökülürken; Türkmenlerin, Uygur Türklerinin katliamına sessiz kalanları şu mübarek günlerde vicdanları ile baş başa bırakıyoruz. Unutulmasın ki, Doğu Türkistan’daki Türkler de Kobani’dekiler kadar insan, Filistin’dekiler kadar Müslüman’dır. Unutulmasın ki her çocuk; hepimizin öz çocuğu kadar masum, hepimizin öz çocuğu kadar sevgiye, merhamete ve korunmaya muhtaçtır. Unutulmasın ki, nerede olursa olsun; Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. İnsanlık katledilmeden, yaşanan trajedi daha da büyümeden Türk Hükümeti’ni, İslâm alemini ve Birleşmiş Milletler Örgütünü, bu vahşeti durdurmak üzere yetkili organlarını harekete geçirmeye ve etkili tedbirler almaya davet ediyoruz. Aksi halde bu katliama sessiz kalan her kurum, örgüt ve ülke, işlenen bu insanlık suçuna ortak olacaktır” şeklinde konuştu.
“Türkleri cellatlara teslim eden zihniyeti kınıyoruz”
Ata yurdumuzda, bizden olan ve yüz yıllardır işgallere direnen, soykırımlara dayanan, İslam’ın, Türklüğün sancağını güneşin doğduğu en uzak noktada dalgalandıran Doğu Türkistanlı kardeşlerimizi ilgisizliğin girdaplarında, cellatlara teslim eden anlayışı şiddetle protesto ettiklerini aktaran Kamu-Sen İl Temsilcisi Demir, sözlerini şöyle tamamladı: “Türk milleti uyan, kardeşin katlediliyor! Bu katliama seyirci mi kalacağız; elimize kardeşkanı mı bulaştıracağız? Yerin dibine geçsin katil Çin Devleti! Kırılsın Türk’e saldıran eller! Yok olsun Türklüğe kefen biçen hainler! Irzımızdır çiğnenen, evladımızdır doğranan. Hey sıkılmaz, ağlamazsan, bari gülmekten utan!”