Kentsel dönüşüm Türkiye için milli dava olmalı

Çukurova Gayrimenkul Başkanı Tamer Son, Dünya Konut Günü kapsamında deprem gerçeğine dikkat çekti.

Türkiye’de yapı stoğunun yüzde 67’sinin ruhsatsız ve kaçak, yüzde 60’ının ise 20 yaşın üzerindeki konutlardan oluştuğunu hatırlatan Çukurova Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Son, Dünya Konut Günü kapsamında depreme ve kentsel dönüşüme dikkat çekti. Ülkemizde nüfusun yüzde 95'inin deprem tehdidi altında yaşadığını belirten Tamer Son, kritik düzeyde önem taşıyan konut seçimi konusunda tüketicilerin çok dikkatli davranmaları gerektiğini vurguladı. Güvenli bir yaşam için depremin yaratabileceği zararlardan en az etkilenecek güvenli yapıların şart olduğunu ifade eden Son, kentsel dönüşümün Türkiye için milli bir dava olması gerektiğini söyledi.


Dünyada Ekim ayının ilk Pazartesi günü kutlanan Dünya Konut Günü kapsamında açıklamalarda bulunan Çukurova Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Son, deprem gerçeğine ve kentsel dönüşüme dikkat çekti. Türkiye’nin yüzölçümünün yüzde 92'sinin deprem kuşağında bulunduğunu ve nüfusun yüzde 95'inin deprem tehdidi altında yaşadığını hatırlatan Tamer Son, güvenli bir yaşam için depremin yaratabileceği zararlardan en az etkilenecek güvenli yapıların şart olduğunu söyledi.


Türkiye’nin 20 milyonu aşan yapı stoğunun yüzde 67’sinin ruhsatsız ve kaçak, yüzde 60’ının ise 20 yaşın üzerindeki konutlardan oluştuğunu ifade eden Son, şu açıklamalarda bulundu; “2012 yılında başlatılan kentsel dönüşümde yenilenmesi hedeflenen 6,5 milyon binaya karşın, bugüne kadar kentsel dönüşüm sürecine girebilmiş bina sayısı yaklaşık 120 binde kaldı. Olası bir depremde yaşanabilecek kayıpların önlenmesi için öncelikli olan bu 6,5 milyon binanın acilen yenilenmesi şart. Binaların deprem anında kaçılacak değil, aksine içine güvenle sığınılacak güvenli liman olması gerekiyor. Kentsel dönüşüm, deprem gerçeği ile yaşayan Türkiye için adeta milli bir dava olmalı. Dönüşümle birlikte Deprem Yönetmeliği’ne uygun olarak, kaliteli malzemeler ve en son inşaat teknolojileri ile inşa edilmiş binaların sayısı hızla artacak. Bu noktada tüketicilerin de konut seçerken ve binalarını yeniletme sürecinde gerekli sorgulamaları yapmaları çok önemli.”


Statik ve estetik değerler birlikte sorgulanmalı

Deprem ülkesi Türkiye’de insanların ancak dayanıklı, uzun ömürlü, nitelikli projelerde huzur içinde yaşayabileceklerini hatırlatan Tamer Son, “Tüketicilerin konut seçerken hem statik hem de estetik değerleri birlikte sorgulamaları gerekiyor. En son Deprem Yönetmeliği’ne uygun olarak inşa edilen projeler bina dayanımı açısından avantaj sağlar. Bununla birlikte binayı dış etkenlere karşı koruyan, enerji tasarrufu, konfor ve güvenlik sağlayan ısı, su, ses ve yangın yalıtımı gibi uygulamaların da sorgulanmasında fayda var. Elbette binanın dışı kadar içinde kullanılan malzemelerin kalitesi ve yaşarken mutlu hissettirecek estetik unsurlar da çok önemli” dedi.


Köklü ve güvenilir firmaları tercih edin

Konut alırken huzurlu olabilmenin en kesin yolunun köklü ve güvenilir firmaları tercih etmekten geçtiğine dikkat çeken Tamer Son, “Tüketicilerin konut almayı düşündükleri firmanın referanslarını araştırması ve mümkünse eski projelerini yerinde görmesi çok faydalı olur. Mühendislik ve mimarlık hizmetlerine gereken önemi veren, projelerini zamanında teslim eden, taahhüt ettiği tüm özellikleri eksiksiz bir şekilde hayata geçiren, projeleri prim yapan köklü inşaat firmalarını tercih etmek büyük avantaj sağlar. Zemin etüdünden projelendirmeye, malzeme kalitesinden yapım faaliyetine kadar bina üretim sürecinin her aşamasında alınacak mühendislik hizmetinin yapıların güvenli ve sürdürülebilir olmasının en önemli teminatı olduğunu unutmamak gerekiyor” diyerek sözlerini tamamladı.