'Masa başında risk var'

Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. İdris Perktaş, Kronikleşen bel fıtığı konusunda en riskli grubu masa başı işlerinde çalışan kesimler oluşturuyor.

Kahramanmaraş Özel Devakent Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. İdris Perktaş, “Yetişkinlerin yüzde 80’i bel bölgesinde yaşadıkları ağrılardan şikâyetçi olduklarını söylüyor, bilinenin aksine, vücudumuzun yükünü sadece omurga taşımıyor. Boyun, sırt, bel ve karın kasları da önemli görevlere sahip. Spordan uzak ve hareketsiz bir yaşam tarzı, kasların taşıması gereken tüm yükün omurgaya binmesine yol açıyor” dedi.

Kaslar güçlü olmadığından, DİSKler üzerinde fıtıklar meydana geldiğini belirten Op. Dr. Perktaş, “Eğer kişide fazla kilo problemi de varsa, durum daha sıkıntılı bir hale geliyor. Ancak, yaşam tarzınızı değiştirerek bu sorunu hayatınızdan uzaklaştırabilirsiniz.”

 

“FITIKLAŞMA ANİDE GELİŞEBİLİR AYLAR SONRADA ORTAYA ÇIKABİLİR”

Toplam beş adet olan bel omurlarının arasında disk adı verilen kıkırdaklar bulunduğunu belirten Op. Dr. Perktaş, sözlerine şöyle devam etti: “Her disk anulus denilen kauçuk kıvamında bir halka ve jöle kıvamındaki bir maddeden oluşur. Anulusun yırtılması ya da çatlaması nedeniyle koyu jel kıvamındaki madde disklerden dışarı doğru fırlayarak bel fıtığı meydana gelir. Ağrı ve diğer yakınmalar hasar gören diskin, omurilik ya da sinir köklerine baskı yapmasıyla ortaya çıkar. Fıtıklaşma ani gelişebileceği gibi, haftalar ya da aylar içerisinde de ortaya çıkabilir. Bel omurları arasındaki kıkırdağın zamanla yıpranması, yanlış duruş ve oturuş, hatalı ve aşırı yük taşıma gibi omurga biyomekaniğini bozan hareketler bel fıtığına davetiye çıkarır. Sigara tüketimi, düzenli egzersiz yapmama ve şişmanlık da diğer nedenler arasında” dedi.

 

ŞİKÂYETLER BEL FITIĞININ HABERCİSİ OLABİLİR

- Basit ağrı kesicilerle geçmeyen bel ve bacak ağrısı, Bacaklar ve bel bölgesinde uyuşma, Bacakta karıncalanma, hastalık ilerledikçe güç kaybı ve incelme, Hareket kısıtlılığı, topallayarak yürüme, vücudun bir tarafa doğru çarpılması, Duyu kaybı ve refleks kusurları, Cinsel fonksiyonların kaybı vs. gibi şikayetler bel fıtığının habercisi olabilir.

 

NE ZAMAN BAŞVURMALI?

Fizik tedavi, ilaç tedavisi ve istirahate rağmen geçmeyen şikayet varsa hemen başvurulması gerektiğini söyleyen Perktaş, Belirgin ve ilerleyici nörolojik bulgular ve Ürolojik problemler (idrarı tutamama) gibi durumlarda doktor kontrolünden geçilmeli” dedi.

 

YATAK İSTİRAHATİ

“Bel fıtığı çoğu zaman ameliyata gerek kalmadan tedavi edilebilir. Doktorun önerisi doğrultusunda ilaç tedavisi ve yatak istirahatı ilk adımı oluşturur. Yatak istirahatıyla sinirlerin üzerindeki baskının ortadan kalkması hedeflenir. Şikayetlerin oluştuğu ilk 24-48 saat içerisinde bölgeye soğuk uygulamak; ödem, kas spazmı ve ağrıyı azaltmak için yararlı olabilir.Fizik tedavi ve rehabilitasyon yöntemleriyle ağrı azaltılabilir. Kas spazmı ortadan kaldırılabilir ve vücudun esneklik kazanması sağlanabilir. Tüm bu yöntemlerle sonuç alınamayan hastalarda ise ‘epiduralenjeksiyon’ yarar sağlayabilir. Bu işlem, baskı altında kalan sinirlerin olduğu bölgeye iğneyle girilerek, ağrı, ödem ve yangı giderici çeşitli ilaçların enjekte edilmesi esasına dayanır.”

 

DİSK CERRAHİSİ

Tam endoskopik disk cerrahisi, bel fıtığı bölgesine kamera sitemiyle ulaşılmasını ve müdahale edilmesini sağlar. Bu yöntemde genişliği yaklaşık 0.8 cm olan endoskop sistemleri kullanılır. Tam endoskopik disk ameliyatı, bel fıtığı nedeniyle ameliyat olması gereken tüm hastalara uygulanabilir.

 

İKİ HASTALIK KARIŞTIRILIYOR

Nadir görülen bir hastalık olan sırt fıtığı, genelde bel fıtığıyla karıştırılır, çünkü kendine ait spesifik bir bulgusu yok.

Hastalar doktora; sırt ve karın ağrısı, idrar kaçırma, bacaklarda güçsüzlük, uyuşma, güç kaybı şikayetleriyle başvurur.

Teşhiste ‘Torakal MRG’ görüntülemesi rol oynar. Bel ağrısı olan hastaların yüzde 2’sinde sırt fıtığı görülür. Kadın ve erkeklerde eşit olarak, genellikle 30 yaş üzerinde görülür. Nadiren cerrahi tedavi gerektirir. Fıtık, omuriliğe ciddi bir bası yaparsa ameliyat düşünülür. 

 

ANİ BOYUN AĞRISI FITIK HABERCİSİ

Boyun fıtığı, genelde boyun ağrısıyla başlayıp, kol ve göğsün ön duvarında ağrı şeklinde ilerleyebilir. Başı öne aşırı eğdiğimizde ağrı artabilir. Aniden ortaya çıkan kol ve boyun ağrısı, parmaklara kadar yayılan uyuşma, ilerleyen dönemlerde güçsüzlük akla boyun fıtığını getirmeli. Ağrının sıklığı, süresi, niteliği ve beraberinde eşlik eden faktörler de önemli.

Boyun, hassas bir bölge olduğu için detaylı muayene edilmeli. Nörolojik tetkikler yapılmalı ve boyun hareketleri incelenmeli. Duyu muayenesi de atlanmamalı.

Tedavi aşamasında öncelikle boyun fıtığının derecelendirilmesi, hastanın muayenesi, ağrısı göz önüne alınır. Mekanik bir boyun ağrısı varsa; istirahat, fizik tedavi ve egzersizlerle geçmiyorsa, omuriliğe baskı yapıyorsa, ağrı kola vuruyorsa,  kolda güçsüzlük varsa, hasta gençse cerrahi seçenekler düşünülebilir.

Cerrahide ‘mikroskobik mikrocerrahidiskektomi’ denilen yöntemle, boynun ön tarafından 1.5-2 cm’lik bir kesiden girerek operasyon gerçekleştirilir. Hasta ameliyattan üç saat sonra boyunlukla ayağa kalkar ve genel anestezi aldığından bir gece  hastanede kalır. Hasta, 7-10 gün içerisinde iş hayatına dönebilir. Yüzme ve benzeri sporlar için iki ay beklemesi gerekir.