Matematik, oyunlaştırılarak öğretilmeli!

Türk toplumunun en hassas olduğu ders olan matematik dersinde birçok öğrenci başarısız oluyor. Bunun sebebi ise toplum tarafından öğrencinin gözünde matematik olduğundan daha fazla büyütülüyor. Çözüm ise matematik eğitimi aile desteğiyle oyunlaştırılarak verilmeli!

Öğrencilerin matematik dersindeki başarısızlığın temelinde toplumun baskıları olduğunu ifade eden Eğitimci Yazar Baki Yerli, toplumun baskıları nedeniyle öğrencinin bilinçaltında matematiğin zor bir ders olduğu algısı oluştuğunu belirterek; öğrenciye, matematiğin korkulacak bir ders olmadığının iyi anlatılması gerektiğini söyledi. Okul ile tanışan öğrencinin matematik eğitiminin aile desteği ile yürütülmesi gerektiğine dikkat çeken Yerli, matematiğin, olabildiğince oyunlaştırılarak verilmesi gerektiğini dile getirdi.

Matematiği, öğrenciye sevdirmek için öğrencinin, okulla ilk tanıştığı dönemden itibaren aile desteğinin açık bir şekilde verilmesi gerektiğini vurgulayan Eğitimci Yazar Baki Yerli, “Genellikle ilkokul çağındaki çocuklara sorulan ilk soru; ‘Matematiğin nasıl?’ şeklinde oluyor. Öğrenci çevreden sürekli bu ve buna benzer sorular duyuyor. Bir süre sonra da öğrencinin kafasında matematik dersinin zor olduğu düşüncesi oluşuyor. Aslında matematik, zor bir ders değildir. Sadece toplum tarafından öğrencinin gözünde çok fazla büyütülmektedir. Dolayısıyla da matematiğin zor bir ders olduğu algısı, çocuğun bilinçaltına yerleşiyor” dedi. Sınavlara girmeden önce öğrenciye; matematiğe daha iyi çalışması, sınavdan sonra da matematikten kaç aldığı sorularının yöneltildiğine vurgu yapan Yerli, şöyle konuştu: “Toplumsal olarak maalesef böyle kötü bir alışkanlığımız var. Matematik, öğrenciye sorulan ilk derstir. Eğer öğrenci matematikte başarısızsa; o öğrencinin genelde başarısız bir öğrenci olduğu algısı çok yaygındır. Böyle genel bir düşünce çok yanlıştır. Her öğrencinin, matematikte çok iyi olması beklenemez. Çünkü sonuçta insanız. Hepimizin farklı yetenekleri var. Hiç bir öğrenci de hiçbir şey öğrenememiş değildir. Her öğrencinin farklı şekilde öğrenme yeteneği vardır.”

Öğrencinin okul ile ilk tanışmasının ardından velilere büyük görevler düştüğünü kaydeden Yerli, öğrencinin matematik eğitimiyle ilgili şunları söyledi: “Burada aileler, okula başlayan öğrenciye, matematiğin korkulacak bir ders olmadığını anlatması gerekiyor. Matematiğin, aslında çok zevkli bir ders olduğunu öğrencilere aşılaması gerekiyor. Öğrenciye yaklaşımlarının da bu yönde olması gerekiyor. Kısacası öğrenciyi, motive etmek gerekiyor. Burada öğretmenlere de görev düşüyor. Öğretmenlerin de öğrencilere matematiği sevdirecek faaliyetlerde bulunması gerekiyor. Eğer öğrenciye matematiği sevdirirsek ve ilgi duymasını sağlarsak; o öğrencinin matematikte başarısız olma ihtimalini ortadan kaldırmış oluruz. Öğrenciye matematiği sevdirmek için ve öğrencinin matematiğe olan ilgisini artırmak için matematiği oyunlaştırmamız lazım. Diğer ülkelere baktığımızda eğitim sistemlerinde, matematiğin oyun içinde verildiğini görüyoruz. Bu öğrenci için çok önemlidir. Çünkü biz çocukken öğrendiğimiz oyunları hiçbir zaman unutmayız. Burada matematiği oyunların içine yerleştirerek öğrencinin matematiğe olan ilgisini artırmalıyız. Bu sayede çocuk, eğlenirken öğrenir.”