Migren'in tek çaresi: Hacamat

Peygamber Efendimizin (sav) kendisinin yaptırdığı, ümmetine de yaptırmaları için tavsiyelerde bulunduğu hacamat, başta migren olmak üzere birçok hastalığa şifa veriyor. Yurtdışında eğitimlerine katılmış ve yıllardır sertifikalı olarak hacamat yapan Ömer Erkan, migren hastalarına müjde verdi. Migren hastalığına hacamattan başka çare olmadığına dikkat çeken Erkan, gazetemize hacamatı anlattı.

HACAMAT EFENDİMİZİN (SAV) SÜNNETİ

Hacamatın çok eskiye dayalı geçmişi olan bir uygulama olduğunu söyleyen Ömer Erkan, öncelikle hacamatın Peygamber Efendimize (sav) dayanan taraflarından bahsetti. “Peygamber Efendimizin (sav) Miraç’a çıktığı her katta meleklerle karşılaştığında, ‘Hacamat ol ve ümmetine emret’ tavsiyesi vardır. Miraç’tan gelen bir emirdir” diyen Erkan, “Hatta Efendimiz (sav) demiştir ki, ‘Hiçbir kat yoktur ki bana hacamatı tavsiye etmemiş olsun.’ Dolayısıyla bu bir sünnettir. Hem de sünnetlerin en büyüğünden bir tanesidir” dedi. 

 

HACAMAT, DERİ ALTINDAKİ PİS KANLARIN ÇEKİLMESİDİR

Hacamatın ne demek olduğuna ve nasıl bir işlem yapıldığına dair açıklama yapan Ömer Erkan, “Bilimsel olarak incelendiğinde insan bedeninde 148 bin kilometre kılcal damar vardır. Günlük yaşantımızda, bir yerden darbe alındığında falan bu kılcal damarlarda bir takım kopmalar olur. O kılcal damarlardan süzülen kanlar cilt altında birikir ve tekrar damara dönmediği için orada birikinti yapar. Ve bu birikintiler insan sağlığına ciddi zararlar verir. Hacamat bu işe yaramayan ve zarar veren kan birikintilerinin vücuttan çekilmesi işlemidir” diye konuştu.

 

İNSANIN DERİ ALTI TOKSİN ÇÖPLÜĞÜ

Bazı bilim adamlarının deri altını toksin çöplüğü olarak nitelediğini söyleyen Erkan, bu kan birikintilerinin insan sağlığına verdiği zararları ve hacamatın faydasını şöyle anlattı: “Cilt altındaki bu birikinti ilerleyen zamanda ağırlık yapmaya başlar. İnsan fikrinde değişiklikler olmasına yol açar. Fakat bunun oradan kaynaklandığını bilmez. Ancak baştan yaptığımız hacamatla insanlar bu dertten kurtulur. Özellikle sırt bölgesine tekâmül eden yerlere ve başın üç noktasından alınabilir. Mecbur kalınırsa başka noktalardan da alınabilir ama esas olan hastalık noktaları vardır. Çünkü bunların eğitimini gördük. İnsan anatomisindeki hastalık noktaları vardır. Onu takip ettiğimiz zaman daha iyi neticeler alabiliyoruz” dedi.

 

KIZILAY’IN ALDIĞI KAN İLE HACAMAT İŞLEMİ AYNI ŞEY DEĞİL

Hacamat işlemiyle alınan kan ile Kızılay’ın aldığı kan arasındaki farklara değinen Erkan, Kızılay’ın direkt ana damardan kan aldığını, hacamatın ise deri altındaki işe yaramaz kanlar olduğunu kaydetti. Erkan, “Kızılay’ın damardan aldığı kanla hacamatın hiçbir ilgisi yok. Çünkü Kızılay ana damardan alıyor kanı. Elbette o da faydalı. Ancak hacamat böyle bir şey değil. Tam tersi hacamat durgun olan kanı, yani, durdukça insan bedenine zarar veren kan bunlar. Çünkü aldığınız zaman adeta bir pıhtı şeklinde, jöle gibi bir şey çıkıyor. Bunları çektiğiniz zaman oralara taze kan gitmesini sağlıyorsunuz. Vücut rahatlıyor bir şekilde. O kan durdukça insan bedeninde hastalık yapar” ifadelerine yer verdi.

 

“MİGRENE HACAMATTAN BAŞKA ÇARE YOK”

Çağın hastalıklarından biri olan migren ağrılarının da deri altındaki bu pis kanlardan kaynaklandığının özellikle altını çizen Ömer Erkan, migrenin tek tedavisinin hacamat olduğuna vurgu yaptı. “Deri altındaki bu pis kanlar insanın başından çekilmediği müddetçe migren tedavi edilemez. Bunun ameliyatı da yok. Migren için hacamattan başka çözüm yok. İhtimal bile kalmıyor hacamat migren ağrısını bitiriyor. Ama uzun yıllar migren hastalığı çekmiş, iyice kronikleşmiş hastalıkta 3 defa hacamat yapmak gerekir ama sonuçta iyileşir” dedi.  

 

“TIBBIN HACAMATI İNKAR ETMESİ MÜMKÜN DEĞİL”

Sadece migren için değil beyinden gelen tüm hastalıkların tedavisi için hacamatın mühim etkisinin olduğuna dikkat çeken Erkan, şunları söyledi: “İnsandaki unutkanlığı giderir, stresini giderir, gözlere çok iyi faydası olur. 10 yıldır gözlük kullanan bir hasta gözlüğü bıraktı. Yine emekli bir öğretmen hastaya doktorlar göz arkasındaki kanallar kurumuş ve yüzde 90 görme kaybı var. Yüzde 10 görüyor. Başından hacamat yaptık. İkinci seansta sülük uyguladık. Hasta doktora gittiğinde göz arkası kanallarının ne durumda olduğunu sormuş ve doktor yüzde 40 gördüğünü söylemiş. Tıbbın hacamatı inkar etmesi mümkün değil.”

 

“HİÇ RAHATSIZLIK YOKSA BİLE…”

Kahramanmaraş’ta hacamata ilgi olup olmadığına da değinen Erkan, Kahramanmaraşlının hacamata mükemmel ilgi gösterdiğini belirtti. “Çünkü insanlar derdine çare arıyor” diyen Erkan, hava sıcaklıklarının artmasıyla birlikte kanın basınç yaptığına işaret ederek, “Peygamber Efendimiz diyor ki, ‘Sıcaklar bastırıp kan hücuma geçtiği zaman size zarar vermeden hacamat olun.’ Çünkü yüksek basınçla insana zarar verebilir. İnsanların hiç rahatsızlığı yoksa bile senede en az iki, ilkbahara ve kışa girerken hacamat olması tavsiye edilir. Bunlar hastalıklara karşı önemli bir tedbirdir” dedi.

 

HACAMAT ÜZERİNE EĞİTİM GÖRDÜK

Hacamat gibi sağlığı birebir ilgilendiren bir durumda bile merdivenaltı hacamat yapanların olduğu konusunda da vatandaşı uyaran Erkan, “Hacamatı bile merdivenaltı yapanlar var. Bizler uluslararası sempozyumlara davet edildik. Ayrıca bu işin piri Medine’de Mehmet Kocabaş isminde doktorumuzdan sertifikamız var. İnsan anatomisi üzerindeki bu hastalık noktalarıyla alakalı eğitimi ondan aldık. Hacamat üzerine eğitim gördük. Belgemiz ve sertifikamız var” diye konuştu.

 

“HACAMATIN ŞİFASINI DOKTORLAR İNKAR EDEMİYOR”

Hacamatın Batılı tıpçılara göre tıpta yeri olmadığını ancak hacamat tedavisini doktorların inkar edemediklerinin altını çizen Erkan, “Bu Peygamber Efendimizin (sav) tavsiye ettiği bir şey. O zaman da doktorlar yapmıyordu bu işi. Bunu bilen kişi, eli yatkın kişi yapıyor” diyerek artık hastanelerde de hacamatın serbest olduğunu söyledi. Hastanelerde serbest bırakılmasına karşın hacamat yapabilecek yetkinlikte doktor olmadığını vurgulayan Erkan, “Bunu hastanelerde yapacak kalifiye eleman yok. Doktorlardan bize ‘Bu işi öğretin’ diye gelenler oluyor. Birkaç kişiyi eğittik bu noktada” dedi.

“Hacamat bizim yitik şifamızdır. Nerde olsa gidip bulmamız gerekiyor. Bunu bilen kişinin yapıp da, yaptığı kişiye zarar verdiği görülmemiştir” diyen Erkan, hacamatın insana herhangi bir zarar vermediğini belirterek, şöyle devam etti: “Eğer zarar görmüşse kişisel hatasından dolayı görmüştür. Bilerek yapıldığı takdirde zararı ve yan etkisi yoktur.”

 

“BİLEN KİŞİ YAPTIĞINDA FAYDASI OLUYOR”

 Ahmet Akyürek-Migren Hastası

Ben ilk hacamatı 5 yıl önce yaptırdım. Çok düzenli yaptıramadım. Çünkü sürekli yer değiştirdim. Bende migren ve bel fıtığı var. Mide rahatsızlığı, sindirim bozukluğu var. İyi geleceğini düşündüğümden yaptırdım. Ama ilk yapanlar profesyonel değildi. Çok da faydasını görmedim açıkçası. Benim migren rahatsızlığım ileri düzeyde. Haftada birkaç atak oluyor. Hacamattan sonra bir ay migreni unuttum ben. Hiç olmadı. Sonraki 3 ayda çok seyrek olmaya başladı.  Buraya ilk defa geçen ay geldim. Migren ağrısı hiç kalmadı. Sadece geçen gün biraz ağrıdı ama tam bir migren atağı değildi. Bilen kişi yaptığında faydasını daha çok hissettim.