Organ bağışı için yasal düzenlemeler şart!
Kahramanmaraş Halk Sağlığı Müdürü Ahmet Yener, toplumun kanayan yarası olan organ bağışı için yasal düzenlemelerin şart olduğunu söyledi.
Organ Bağışı Haftasıyla ilgili gazetemize açıklamalarda bulunan Kahramanmaraş Halk Sağlığı Müdürü Ahmet Yener, Türkiye’de organ bağışının pek rağbet görmediğine değinerek bunun için en köklü çözümün yasal düzenlemeler olduğunu ifade etti. Organ bağışına ilgisizliğin, toplumumuzun kanayan yaralarından biri olduğunu belirten Halk Sağlığı Müdürü Yener, sorumluluğun sadece insanlara yüklenmemesi gerektiğine vurgu yaparak şöyle konuştu:
“Organ bağışı, ne yazık ki Türkiye'de çok fazla rağbet görmüyor. Bazı ülkelerde sistem çok farklı işliyor. Mesela bazı ülkelerde hiç diyaliz hastası yok. Diyaliz ünitesi dahi çok az. Bunun sebebi de bu ülkeler, bu işi yasal düzenlemelerle halletmiş durumda. Ölen insanların organlarını devlet alıyor. Ölen insanların organları devletin; daha doğrusu halkın, toplumun oluyor. Vermek istemeyen de dilekçesini veriyor ve’ ben vermek istemiyorum’ diyor. Birçok ülkede bu uygulama var.” Organ bağışı yapılmadığı zaman hasta olan insanlara harcanan paraların çok büyük meblağlar olduğunu aktaran Yener, “Diyaliz hastalarına her ay harcanan paralar çok büyük paralar. Hem de bu insanların hayatı felç oluyor. İki üç günde bir bu hastalar makineye bağlanıyor. 4 saat, 5 saat makineye bağlı kalıyorlar. Bir de makineden çıktıktan sonra kendilerine gelme süreleri var. Ama Avrupa ülkelerinde yasal düzenlemelerle ölen insanların organları, hasta insanlara nakil ediliyor ve bu hastalar, hastalıktan kurtuluyor. Bu durumla ilgili bir altyapıya yatırım yapmaya da gerek kalmıyor. Ölen insanların organları anlıyor; hasta insanlara naklediliyor” dedi. Türkiye'de, organ bağışı noktasında insanlarımızın çok fazla bilgilendirilmediğine dikkat çeken Halk Sağlığı Müdürü Ahmet Yener, Türk insanının yardımsever olduğuna vurgu yaparak şu ifadelere yer verdi: “Bizim insanımız, çok yardımsever. Biz, yardımsever bir milletiz. Ama bu bilinç oluşturulmadığı sürece insanlara sorumluluk yükleyemeyiz. Burada herkes sorumluluk sahibi. Halk Sağlığı olarak bizler de basın da sorumluluk sahibi. Türkiye'de televizyonlarda çok fazla magazin programları yapılıyor. İnsanları bilinçlendirecek, bilgilendirecek programlar çok az yapılıyor. Bu konuda İnsanları bilgilendirmek; insanlara bu konuları anlatmak gerekiyor. Yeter ki insanlara bu işin ciddiyetini iyice anlatalım.” Bir afet durumunda veya kampanya olduğunda; insanların akın akın bu kampanyaya destek verdiklerinin altını çizen Yener sözlerini şöyle sürdürdü: “Çünkü bizim insanımız yardımsever. Bizim insanımızda, Allah korkusu var. Vicdan var. Avrupa'da yasal düzenlemeler çok iyi yapılmış durumda. Mesela uygulanan cezalarının yaptırımı var. Ama Türkiye'deki uygulanan cezaların yaptırımı çok az zayıf. Toplumu bilgilendirmek için eğitmek için en başta sağlıkçıların daha sonra da medyanın sorumluluğu var. İnsanlara güzel bir şekilde bu durumun ciddiyetini anlatırsak; bu işe sahip çıkarlar. Ölen insanın organları, toprak olacak, çürüyecek. Ama organları devlet alarak böbrek hastalarına, diyaliz hastalarına veya gözü görmeyen insanlara nakil yapıldığında; bu hastaların hayatı kurtulacak. Bu yasal düzenlemeler yapıldığında devlet, maddi olarak çok rahatlar. İnsanlar çok daha iyi bir hayat sürerler.”