​Pazarlama mı yoksa iletişim mi? Hangisi sosyal medyanın kimliği?

Günümüzde sosyal medya pazarlama iletişiminde etkin bir rol oynamaya başlamışken, Red and Grey Media Kurucu Ortağı Furkan Reis de konu ile ilgili bir yazı kaleme aldı.

Sosyal medya mecralarını kullanan markaların kafası bir konuda karışık. Sosyal medya üzerinden yaptığımız şey pazarlama mı yoksa iletişim mi? Günümüzde bu iki konu birbirine çok yakın hatta iç içe değerlendiriliyor. “Pazarlama İletişimi” diye bir kavram var. Bu kavram çok eski bir kavram değil. Peki bu iç içe durumu nasıl doğru yönetebiliriz?

Öncelikle şunu belirtmek gerekir. Dijital pazarlama dediğinizde akla ilk sosyal medya gelmez. Adwords gelir, programatik gelir, potansiyel satış datası toplayan kampanyalar gelir. Özel bir hedefe odaklanmış kampanyalar gelir. Satış yapmak, müşteriye bir ürünü inceletmek, bir videoyu izletmek… Hepsi bir hedeftir. Müşteriyi hedeflenen davranışı yapmaya yönlendiren kampanyalar birçok mecra üzerinden yürütülebilir. Dijital pazarlama deyince ilk akla gelen bunlardır.

Peki sosyal medya dijital pazarlama için kullanılamaz mı? Kesinlikle kullanılabilir. Facebook’un reklam türlerinden sadece birkaçı iletişim odaklı kullanılıyor. Bir web sitesine trafik çektiğiniz, müşterilerinize form doldurttuğunuz reklam modelleri de var. Bu reklam modelleri kullanılarak hedefe yönelik kampanyalar kurgulanabilir. Instagram’da Twitter’da yine benzer reklam modelleri görmek mümkün. Detaylı hedefleme, ölçülebilirlik, anlık raporlama, optimizasyon gibi avantajlar sosyal medya mecraları üzerinden pazarlama yapmayı mümkün kılıyor.

Paylaşılan içerik de pazarlama olmuyor mu bu durumda? Eğer sürekli ürünlerinizden hizmetlerinizden bahsediyorsanız evet pazarlama oluyor. Kullanıcılar da zaten tam olarak bunu sevmiyorlar. Sokakta, televizyon karşısında, internette, kısacası her alanda pazarlama faaliyetlerine maruz kalan kullanıcı, iletişim ihtiyacını gidermek için vakit geçirdiği sosyal medyada bu tip bir içerik akışına maruz kalınca markadan uzaklaşıyor.

Çözüm basit. Rutin içerik planlarının daha iletişim odaklı, kullanıcıyı dinleyen, anlayan, fayda sunan ve çift taraflı iletişimi destekleyen tonda olması gerekiyor. Eğer ürün satmak isteniyorsa bu durumda doğru reklam planlaması ile kullanıcının karşısına çıkmak gerekiyor.

İki farklı yol, iki farklı amaç, iki farklı metriklerle ölçülüyor. İkisinin hedefi farklı. Birisi konuşmayı, konuşturmayı, diğeri ise talep yaratmayı, satın aldırmayı hedefliyor. Zaten bu iki yolun anahtar performans göstergeleri de farklı. Bir sonraki yazının konusunu da bu ölçüm metotları oluşturacak sanırım.