"Tüm bölgeleri güvenli hale getirene kadar durrmayacağız"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Ruhani, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

Suriye'de güvenliğin, huzurun ve barışın tesisi yönündeki çabalarının bir ifadesi olan zirveye ev sahipliği yapmanın memnuniyeti içerisinde olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kasım ayında Soçi'de, Putin'in misafirperverliğinde gerçekleşen ilk zirveden bu yana Suriye'de önemli gelişmelerin yaşandığını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün önümüzdeki döneme ışık tutacağına inandığımız istişareler gerçekleştirdik ve atılacak adımları belirledik. Gerginliği azaltma bölgeleri konusunda Türkiye olarak sorumluluklarımızın gereğini hassasiyetle yerine getiriyoruz." diye konuştu.

İdlib'teki bir süre önce tesis ettikleri 8'inci gözlem noktasıyla bu konudaki kararlılığın gösterildiğini vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Suriye konusunda şu hususun tüm dünya tarafından dikkate alınmasını bekliyoruz. Suriye'nin toprak bütünlüğünün sağlanabilmesi tüm terör örgütlerine aynı mesafede olunmasına bağlıdır. Sadece Suriye ile kalmayıp Türkiye başta olmak üzere, çevre ülkelere ve hatta tüm bölgeye yönelik tehdit oluşturan terör örgütlerinin ayrım yapılmaksızın dışlanması çok ama çok önemlidir.

Türkiye, Fırat Kalkanı Harekatı ile yaklaşık 3 bin teröristi imha eden, DEAŞ'a karşı en etkili mücadeleyi veren ülkedir. Aynı şekilde DEAŞ saldırılarında en büyük bedelleri ödemiş ülkelerden biri de biziz. Zeytin Dalı Harekatı ile de aynı mücadeleyi, Suriye'nin bütünlüğünü ve geleceğini tehdit eden bir başka terör örgütü olan PYD/YPG'ye karşı veriyoruz. Her iki harekatta şu ana kadar 4 bin kilometrekarelik bir alanı teröristlerden temizleyerek güvenli hale getirdik. Biz bu bölgelerde sadece güvenliği sağlamakla kalmıyoruz, kontrol altına aldığımız yerleri altyapısıyla, üstyapısıyla bölgenin asli sahipleri olan Suriyeli kardeşlerimiz için yaşanabilir hale getiriyoruz."

 

"GÜVENLİ HALE GETİRENE KADAR DURMAYACAĞIMIZI TEKRARLAMAKTA FAYDA GÖRÜYORUM"

Türkiye'nin 3,5 milyon Suriyeli sığınmacıya ev sahipliği yaptığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 160 bin Suriyelinin Cerablus ve Bab bölgesine dönerek, vatanlarında yeni bir hayat kurduklarını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Afrin bölgesindeki patlayıcı madde taramasını bitirdikten ve altyapıyı ayağa kaldırdıktan sonra bu bölgeye de yüz binlerce Suriyeli misafirimizin dönmek için beklediğini biliyoruz. Tel Rıfat bölgesini de oraya dönecek Suriyeli kardeşlerimiz için yaşanabilir hale getirmek için Rus ve İranlı dostlarımızla birlikte ortak çalışma yürütmeye hazırız. Münbiç başta olmak üzere PYD/YPG'nin kontrolündeki tüm bölgeleri güvenli hale getirene kadar durmayacağımızı bir kez de burada tekrarlamakta fayda görüyorum." değerlendirmesinde bulundu.

 

"ENGELLEYEN DEĞİL TAMAMLAYAN MAHİYETTE" 

"PYD/YPG ile mücadelemiz Suriye'de DEAŞ'la mücadeleyi engelleyen veya aksatan değil tam tersine tamamlayan bir mahiyete sahiptir." diyen Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

"DEAŞ ile PYD/YPG'nin aynı amaca hizmet ettiğini kabul etmeyen hiçbir anlayışın, Suriye'de kalıcı barışa ve istikrara hizmet edebilmesi mümkün değildir. Dikkat edilirse bu iki örgüt, sahada birbiriyle çatışıyor gibi görünen ama aslında sürekli birbirini besleyen, destekleyen, önünü açan bir anlayışla hareket etmektedir.

Suriye'de kaos çıkartılmak istenen yerlere önce DEAŞ'ın yerleşmesinin önü açılmakta, sonra onunla mücadele bahanesiyle PYD/YPG sokulmakta ve böylece terör döngüsü tamamlanmaktadır. Bu arada ülkenin geleceği için mücadele eden Suriye'nin gerçek kahramanları sürekli ezilmekte, örselenmekte, katledilmektedir. Biz, kendi sınırlarımızı da tüm Suriye'yi de bu cendereden çıkartmakta kararlıyız. Suriye huzur bulmadan Türkiye huzur bulamaz, 911 kilometre sınırımız var ve akrabalık bağları olan bir yapıya sahibiz. Bu bakımdan Suriye'de yaşananların anlamı ve önemi bizim için çok ayrı bir yere sahiptir."

 

"KAZANANIN KİMLER OLDUĞUNU HEPİMİZ DE GAYET İYİ BİLİYORUZ" 

Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin Suriye'de yürüttüğü tüm operasyonlarda gereken her fedakarlığı yaparak, sivil kayıpların yaşanmasının önüne geçtiğini vurgulayarak, "Bizim operasyon yürüttüğümüz şehirlerle, benzer müdahalelerle kontrol altına alınan diğer şehirlerin görüntüleri yan yana konduğunda ne demek istediğimiz daha iyi anlaşılacaktır." dedi.

DEAŞ ve YPG'li teröristlerden temizledikleri bölgelerdeki Suriyelilerin şu anda hayatlarını huzur içinde sürdürdüğünü vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Buna karşılık terör örgütünün etkinlik yürüttüğü bölgelerde, sürekli bir gerilim ve çatışma potansiyeli olduğu açıkça görülebiliyor. Burada bulunan garantör ülke olarak, Suriye'nin toprak bütünlüğünün temin edilmesi, yaşanan kanlı çatışmaların önüne geçilmesi ve ülkenin geleceğinin yeniden inşası konusunda anlayış birliği içindeyiz.

Yaşanan krizin ve çatışmaların kaybedeni Suriye halkıdır, kazananın kimler olduğunu ise hepimiz de gayet iyi biliyoruz. Önümüzde zor ama başarı ışığı giderek kuvvetlenen bir yol var. Ne Suriye'nin ne de bölgemizin geleceğinin üç beş terör örgütünün tasallutu altında kararmasına izin vermeyeceğiz."

 

"ULUSLARARASI TOPLUMU DESTEK OLMAYA ÇAĞIRIYORUZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, garantör ülkeler olarak tuzaklara, tezgahlara, oyunlara ve provokasyonlara asla itibar etmeden, mutabık kaldıkları hedeflere doğru kararlı şekilde yürümeyi sürdüreceklerinin altını çizdi.

Bu konuda tüm uluslararası topluma da önemli görevler düştüğüne dikkati çeken Erdoğan, şunları söyledi:

"Buradan bir kez daha uluslararası toplumu, Suriye'deki sorunun adil ve uygulanabilir bir siyasi çözüme kavuşturulması gayretlerine destek olmaya çağırıyoruz. Bu düşüncelerle sözlerime son verirken bir kez daha saygıdeğer devlet başkanlarını ülkemizde ağırlamaktan duyduğum bahtiyarlığı şahsım ve milletim adına ifade ediyorum.

Yaptığımız istişarelerin ve aldığımız kararların Suriye için, Suriyeli mazlumlar için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum. Kıymetli dostum Putin'e ve aziz kardeşim Ruhani'ye özverili çabaları için teşekkür ediyorum."

 

"SURİYE'Yİ ÖZELLİKLE YENİDEN İNŞA VE İHYA EDEBİLMEK"

Erdoğan, her iki liderin açıklaması sonrasında yaptığı konuşmada ise dün temel atma töreni gerçekleştirilen Mersin Akkuyu Nükleer Enerji Santrali'nin 21 milyar dolara mal olacağını bildirdi. 2023'te hizmete girecek santralin çalışmalarının başladığını belirten Erdoğan, bir taraftan da projede çalışacak mühendis kadroların eğitimlerinin Rusya'da devam ettiğini, orada yetişen öğrencilerin Türkiye'ye döndüklerini belirtti.

Bugün de Üçlü Zirve'yi gerçekleştirdiklerini aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:

"Üçlü Zirve'de de bütün arzumuz, gayretimiz bir an önce barışın egemen olduğu bir Suriye'yi özellikle yeniden inşa ve ihya edebilmek. Bizler burada tüm STK'lerimizle hep birlikte şu ana kadar bu bölgede 31 milyar dolar buraya yatırım yaptık. Gerek çadır kentlerde, gerek konteyner kentlerde gerekse şu anda Kuzey Suriye o taraflarda olan vatandaşlarımız ki şu anda Cerablus, Rai, Bab o 2 bin kilometrekarelik alana dönen 160 bin kişinin de bütün oradaki bakımları her şeyi 'A'dan Z'ye' yine tarafımızdan yürütülmektedir.

Bütün bunlara yönelik şu an itibarıyla Avrupa Birliği'nin bize vadettiği sözden gelen, ben fazlasıyla söyleyeyim, yine ne yazık ki verilen söz, elimize gelen demiyorum, 3 milyar avro sözü vardır ama bunların tamamı da şu anda ilgili kurumlara ulaşmış değildir. Fakat biz gelse de gelmese de bütün buradaki yatırımlarımızı yapmaya devam edeceğiz, buna da kendimizi mecbur hissediyoruz."

 

Üçüncü zirve Tahran'da

Erdoğan, "Gerek Afrin operasyonundaki dayanışmamızı başta Rusya Federasyonu ile çok çok önemsiyorum, İran ile aynı şekilde ilgili arkadaşlarımız gerek bakan düzeyinde, gerek Genelkurmay Başkanlarımız, gerek istihbarat örgütlerimiz bu çalışmalarını gayretli bir şekilde dayanışma içinde sürdürdükleri sürece inanıyorum ki burada barışın altyapısını oluşturacağız." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye konulu Üçlü Zirve'nin 3. toplantısının Tahran'da yapılacağını bildirerek, "Tarih belirlendikten sonra Tahran zirvesine de yine birlikte hazırlanacağız." dedi.