Türkiye'nin Yerel Kalkınma Modeline Örnek Şehir: Ordu

Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler'in son iki yılda klasik belediyecilik dışında tarım, turizm, enerji, sosyal hizmetler, kırsal kalkınma ve hayvancılık, kültür-sanat, kent estetiği ve gastronomi alanlarında gerçekleştirdiği çalışmalar dikkat çekmeye başladı. Belediyecilik açısından yerel kalkınmaya örnek gösterilen bu çalışmalarını yerinde görmek ve incelemek amacıyla ulusal medya temsilcileri ve iş insanları Ordu'ya geldi.

Ekonomi Gazeteciler Derneği’ne bağlı ve ulusal medyanın tanınan gazeteci ve yazarları ile Türkiye’de bazı sektörlerde faaliyet gösteren firmaların yöneticileri ve iş insanlarının da katıldığı program kapsamında ‘Sürdürülebilir Turizm ve Bir Yerel Kalkınma Modeli-Ordu’ konulu bir oturum düzenlendi.

Bir otelde düzenlenen oturumda Ordu’da klasik belediyeciliğin dışında tarım, turizm, enerji, sosyal hizmetler, kırsal kalkınma ve hayvancılık, kültür-sanat, kent estetiği ve gastronomi alanlarında yapılan çalışmalar ele alındı. Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler, yerel kalkınma modeli kapsamında gerçekleştirdikleri proje ve çalışmalarla ilgili ekonomi gazetecileri ve iş insanlarına bilgiler verdi.

“DÜŞÜNEN, ÜRETİN VE YARIŞAN ORDU FELSEFESİ ANA STRATEJİMİZ OLDU”
İki yılda gerçekleştirilen çalışmalarla ilgili bir sunum gerçekleştiren Başkan Güler, projeleri uygulamaya başladıklarında bazı kesimlerin karşı çıktığını ancak zaman içerisinde eserler ortaya çıktıkça dikkat çekmeye başladığını ifade etti.

Başkan Güler, “Aradan geçen 2 yıl gibi bir süre içinde yapılan çalışmaların ne kadar doğru olduğunu özellikle bu pandemi döneminde gördük. Biz üretim ağırlıklı bir kalkınma ve belediyecilik kavramını benimsedik. Bu kapsamda faaliyete geçirdiğimiz iştirak şirketlerimiz başta olmak üzere diğer projelerimizle ne kadar doğru bir iş yaptığımızı göstermiş olduk. Yol, asfalt, kaldırım, çöp toplama bunlar zaten belediyeciliğin olmazsa olmazlarıdır. Bunların dışına çıkarak ne yapabilirsiniz önemli olan budur. Arkadaşlarımız ile yola çıkarken ana stratejimizi ‘Düşünen Ordu, Üreten Ordu, Yarışan Ordu’ üzerine oluşturduk. Bu felsefeyle hareket ettik. Ordu’nun ekonomisine ne kazandırabiliriz, vatandaşlarımıza ne kadar ek girdi ile parasal katkı sağlarız onun düşünerek çalışma gerçekleştirdik” dedi.

“KLASİK BELEDİYECİLİK ZATEN YAPILIYOR. ÖNEMLİ OLAN YEREL KALKINMAYI SAĞLAYACAK ADIMLAR ATMAK”
Ordu’yu hem ekonomik ve sosyal yönden hem de stratejik açıdan büyütmek için büyük düşündüklerini belirten Başkan Güler, açıklamalarına şöyle devam etti: “Göreve geldiğimizde tarım, turizm, enerji ve yazılım şirketleri kurduk. Ben ve ekibim Ordu’ya geldiğimiz günden itibaren farklı bir belediyecilik modeli benimsedik. Bu model aslında üretim modeliydi. Yaptığımız bu çalışmalar ilk zamanlarda birçok tepkiye neden oldu. Kendi çevrem de dahil olmak üzere. Ama bizim yaptığımız bu çalışmaların ne kadar doğru olduğu aslında bu pandemi döneminde ortaya çıktı.

Birçok Büyükşehir Belediyesi tarım başta olmak üzere üretime yoğunlaştı. O zaman bizi eleştirenler sonra geldiler, ne kadar doğru bir iş yaptığımız konusunda bizi tebrik ettiler. Sadece tarım değil, turizm şirketimiz, yazılım şirketimiz ve enerji şirketlerimiz de bu dönemde önemli çalışmalar yaptılar. Ordu Büyükşehir Belediyesi olarak belediyeciliğin en büyük gereksinimlerini bu 2,5 yıl içinde ekonomik darboğaza rağmen yaptık. Tüm olumsuzluklara rağmen bunlar başarıldı”

“TARIMI CANLANDIRDIK VE İHRAÇ ETMEYE BAŞLADIK”
En birincil hedeflerinin gıda üretim ve enerji olduğunu altını çizen Başkan Güler, köy-kent ilişkisi sıkı olan Ordu’da tarım ve hayvancılığın önemli bir yer tuttuğunu belirtti.

Doğal güzellikler açısından turizmin öne çıktığını aktaran Başkan Güler, yenilenebilir enerji açısından rüzgâr enerjisinin önemli olduğunu vurguladı.

Başkan Güler, “Göreve geldiğimizde 330 damızlık koyun dağıttık, bugün sayısı 1200 oldu. Sayı artınca yeni çiftlik ve üretim alanları ortaya çıktı. 4 bin adet damızlık kaz dağıttık, bugün sayısı 21 bine ulaştı. Kaz üreticileri yakın zamanda Ağrı’ya kaz satışı yaparak orada da bu üretimin artmasına katkıda bulunuyor. Bunların yanı sıra yöresel ürünleri destekledik, satış reyonları ve pazarları açtık, kadınlarımız üretime yöneldi ve ekonomik kazanç sağlamaya başladı. Boş ve ve âtıl arazileri değerlendirerek üreticilere tohum desteği verdik, bugün o boş araziler üretim alanları oldu. Sera isteyene sera kurduk, üretilen sütün ekonomik kazanca dönüşmesi için süt evleri inşa ettik, yılda 50 bin adet yumurta üretiliyordu, verdiğimiz desteklerle bugün yılda 12 milyon yumurta üretiliyor. Yumurta üretici kooperatifimiz yakın zamanda Dubai’ye yumurta ihraç etti.  Bu tarım arazilerinde üretilen ürünler için sözleşmeli tarım uygulaması başlattık. Üreticimizden aldığımız ürünleri hem satışını yapıyor hem de aşevimizde değerlendirerek 19 ilçemizde bulunan ihtiyaç sahiplerimize ulaştırıyoruz” ifadelerini kullandı.

“TURİZMİN CAZİBESİNİ ARTTIRIYORUZ”
Turizm alanında doğal güzelliklerin cazibesini arttırmak amacıyla sıkı bir çalışma gerçekleştirdiklerini belirten Başkan Güler, şu bilgileri verdi: “Yayla turizmini geliştirmek açısından Çambaşı yaylasında bulunan kayak tesisinde 4 olan pist sayısı 15’e, 5 km olan pist uzunluğunu 17 km’ye çıkardık. Aynı zamanda Çambaşı yaylamıza 5 yıldız konforunda otel inşasına başladık. Çam ormanlarının arasına bungalov evler inşa ederek cazibesini arttırdık ve potansiyeli yüksek bir kayak merkezi oluşturduk. Yayla merkezlerimizin görsel estetiğini yeniledik. Kabadüz, Mesudiye, Akkuş ve Aybastı yaylalarında yaylalarda kış festivalleri düzenledik.

Hoynat Adası, Yason Burnu, Ünye Çamlık ve Asarkaya kent ormanlarında yeni sosyal tesisler inşa ettik, Çınarsuyu tesislerini halka açtık. Yaylalarda balon turizmini başlattık. Dünyada denize, karayoluna, havaalanına ve şehir merkezine en yakın yamaç paraşüt alanı olan Boztepe’nin zirvesine paraşüt pisti inşa ettik. Denizden daha fazla yararlanmak için Şehit Temel Şimşir Gemisini turizme kazandırdık. Gençler için spor sahaları inşa ettik, su sporlarının gelişmesi için kano ve yelken kulübü kurduk. Düne kadar boş olan denizde bugün yelkenler, kanolar, gezinti gemisi tur atıyor”

“NİTELİKLİ TARIM İLE TURİZMİ BİRLEŞTİRECEĞİZ. ASIL AMACIMIZ BÖLGE İNSANININ DOĞDUĞU YERDE DOYMASIDIR”
“Nitelikli tarım ile turizmi birleştireceğiz. Geçmişte göç veren şehrimiz pandemi sonrası göç alan bir haline geldi” diyerek açıklamalarına şöyle devam etti: “Biz uyguladığımız nitelikli tarım projelerini turizm ile birleştireceğiz. Bizim asıl amacımız bölge insanının doğduğu yerde doymasıdır. Doğduğu yerde doyan bir Karadenizli profili ortaya çıkarmak istiyoruz. Göçü önlemek istiyoruz aslında. Esas hedef budur. Yıllarca hep göç etmişiz, sonra yanık gurbet türküleri söylüyoruz. Şimdi türkülerimizi Ordu’da söyleyeceğiz. Yaptığımız çalışmalarla da bunu başardık. Özellikle bu pandemi döneminde Ordu’ya önemli göç geldi. İnsanlara üretim konusunda teşvik ettik. Bu da yetmedi. Alım garantili ürünlerin dikimini sağladık.

Sonra o ürünleri satın aldık. Şimdi her ilçemizde birden fazla ürün ekiliyor. Akkuş’undan tutunda, Mesudiye’sine kadar, Gürgentepe’sinden tutunda Ünye’sine kadar her ilçemizde üretim var. Bu üretim ağırlıklı bir modeldir. Biz verimli topraklarımızın kıymeti bu üreticilerimize bir kez daha hatırlattık.

Bugün sanayi tesisi kurmak istesen hiç yoksa 1,5 yıl uğraşacaksın. Ancak toprağa bir ürün diktiğinde en az 6 ay içinde ürün veriyor. Biz bunları bilerek hareket ediyoruz. Bu aslında topyekûn bir eğitimdir.  Bunu biz sadece 2 yıl içinde başardık. Aslında başarılamaz denileni başardık”

“ORDU’NUN ENERJİSİNİ YÜKSELTİYORUZ”
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı döneminde Türkiye genelinde uyguladıkları projeleri Ordu’da uygulamaya yönelik çalışmalarda bulunduklarını da kaydeden Başkan Güler, şöyle devam etti:

“Göreve geldiğimizde vahşi çöp depolama sorununun toplumsal problem haline geldiğini gördük. Bunun üzerine Ünye’de 35 yıl, Fatsa’da 24 yıl, Perşembe ilçesinde 20 yıldır denizin kenarında veya doğada bulunan çöp alanlarını kapattık. Altınordu ve Ünye ilçemizde bulunan ayrıştırma tesislerimizde yenilikler yaptık. Çaybaşı İlküvez’deki katı atık depolama tesisimizi enerji tesisine dönüştürdük. Bugün gelinen noktada çöpten enerji üretiyor ve özel şirkete satıyoruz. Aynı zamanda Ordu’nun rüzgârı serttir. Akkuş’un yaklaşık 2 bin rakımlı tepesine Rüzgâr Enerji Santralları (RES) kurulmasını sağladık. Şimdi aynı ilçede yeni bir tepeye RES’ler kuracağız. Ayrıca mini HES kurarak ürettiği elektriği kendi tesislerimizde kullanıyoruz. Yeni inşa ettiğimiz Şehirlerarası Otobüs Terminali’nin çatısına paneller kurarak kendi elektriğini kendisinin üretmesini sağladık. Özellikle yenilenebilir enerji alanlarına yönelik çalışmalarımız devam edecek”

“PROJE LİDERLERİ YETİŞTİRDİK”
Başkan Güler, bu çalışmaları yaparken yeni proje liderleri ortaya çıkardıklarını da sözlerine ekleyerek şöyle devam etti: “Ordu Büyükşehir Belediyesi olarak birçok alanda faaliyet ve çalışma içerisindeyiz. Bunların çoğunu kendi imkanlarımız ile yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Aslında başarı Büyükşehir Belediyesinin teşkilat şeması ile bağlantılı değil. Biz birçok alanda proje liderleri yetiştirdik. Bu geçen süre içinde bunu da yaptık. Yani yapacağımız projeleri bu liderler ile yapıyoruz. Hem daha faydalı oluyor. Hem de verimli. Ama sonuç itibariyle biz bir takımız herkes birbirine yardımcı oluyor.

Bu sayede hem işleyiş daha hızlı oluyor hem de daha ekonomik oluyor. Belediyede çalışan tüm mesai arkadaşlarımızı ben tekrar mülakata aldım ve onlarla birebir görüşme sağladım. Onların yapabileceklerini veya projelerini tek tek dinledim. Bu sayede birçok cevheri ortaya çıkartmış olduk. Daha fazla kaleye oynayan ve sonuç alan bir ekip oluşturduk. Yani gerçek manada işleyen bir mekanizma oluşturduk”

“FINDIĞIN TANITIMI ÜRETİMDEN DAHA ZOR”
Türkiye’nin en büyük tarım ihracat ürünlerinden biri olan fındığı ele alan Başkan Güler, ilginç noktaları göz önüne serdi.

Türkiye’nin dünya fındığının yaklaşık yüzde 75’ini ürettiğini, Ordu’nun ise dünya fındık üretiminin yüzde 25’ini, Türkiye üretiminin yüzde 35’ini gerçekleştirdiğine dikkat çeken Başkan Güler, “Fındığın tanıtımı üretiminden daha zor. Öncelikle fındığın tanıtımını daha iyi yaparak üreticilerimizin kazançlarını daha da artırmamız gerekir” dedi.

Başkan Güler, şu görüşlerde bulundu: “Ülkemizin en büyük tarım ihracat ürünleri arasında fındık önemli bir yer tutuyor. Dünya fındığının yüzde 75’ini ülkemiz karşılıyor. Buna karşılık olarak ilimizde fındık üretimi yüzde 25 seviyelerinde üretim yapıyor. Aslında fındık üretmek kolay zor olan ise fındığı tanıtmaktır. Yani fındığa pazar bulmak ve onu oraya satmak üretmekten daha zordur. Ülkemiz bu konuda geçmiş yıllarda sıkıntı yaşadı. Ancak yapılan tanıtımlar ve görüşmelerle bu sıkıntı ortadan kalktı. Ancak yeni pazarların oluşturulması ekonomik açıdan çok önemlidir.

Yeni pazar demek rekabet demektir. Yeni pazarlar demek alınan ürünün değerinin yukarıya doğru yükselmesi demektir. Şu anda bu konuda önemli çalışmalar yapılıyor. İnanıyoruz ki, ilimiz başta olmak üzere ülkemizde üretimi yapılan fındığın değeri her geçen gün daha da yukarıya çıkacak ve üreticilerimiz daha da gelir elde edeceklerdir”
İki gün süren programlarda Boztepe, Hoynat Adası, Yason Burnu, sahil gezisi, Sırrı Paşa Caddesi, Basın Müzesi, Çikolata Park gezilirken gem turu düzenlendi.