Yağ tüketiminde altın kurallar

Yağ tüketimi vücudumuz için büyük öneme sahip olmasına karşın belirli kurallara dikkat edilmediğinde kalp ve damar hastalıklarından kansere dek birçok ciddi hastalığa zemin hazırlayabiliyor. Acıbadem Adana Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Gizem Akgül, yağ tüketiminde altın kuralları anlattı; önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

Yağlar; proteinler ve karbonhidratlar gibi vücudumuz için yaşamsal değeri olan ve beslenmemizde önemli rol oynayan temel besin maddeleri arasında yer alıyor. Acıbadem Adana Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Gizem Akgül, bir gramında dokuz kalori bulunan yağların, karbonhidrat ve proteinlere oranla daha fazla enerji verdiğini belirterek “Esasında sağlıklı bir beslenme programında tüm besin gruplarının doğru kombinasyonlarla bir arada olması büyük önem taşır. Bu açıdan bakıldığında, yağların belli faktörler göz önünde bulundurularak (yaş, cinsiyet, boy vs.) gerekli miktarlarda tüketiminin sağlanması gerekir. Ancak fazla yağ ve yağ içeren gıdaların tüketimi; obezite, kalp ve damar hastalıkları hatta kanser riskini de arttırabilmektedir” diyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Gizem Akgül, vücudumuzun ihtiyacı olan yağ asitlerinin yeterli ve dengeli alımı sağlandığında, tükettiğimiz yağların vücudumuza zararlı değil, aksine yararlı olduğunu söylüyor.

İki kat enerji veriyor
Sağlıklı beslenmek; bireyin yaşına, cinsiyetine, yaşam koşullarına, genetik faktörlere, özel durumlarına göre ihtiyaçları doğrultusunda besin öğelerini yeterli ve dengeli olarak tüketmesiyle mümkün olabiliyor. Karbonhidrat, protein ve yağın yetersiz tüketiminde sağlık sorunları ile karşılaşılabiliyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Gizem Akgül “Yağların tüketimi sağlığımız açısından çok önemlidir. Yağlar, en fazla enerji veren besin öğesidir. Karbonhidrat ve proteinlere göre iki kat daha fazla enerji verirler. Yağların sağlığımız açısından en önemli kısmı ise sayelerinde vücudumuz için gerekli olan yağ asitlerini ve yağda eriyen vitaminleri alabilmemizdir. Özellikle bazı antioksidanların vücutta kullanımı için de çok önemlidir. Deri altında toplanan yağ dokusu vücudun ısı kaybını önlerken, organların etrafını saran yağ tabakası da onları dış etkilere karşı korumaktadır. Yağlar mide boşalımını geciktirdiği için daha uzun süre tokluk hissi sağlar ve kilo kontrolünde de önemli bir role sahiptir” diyor.

Günlük yağ tüketimi ihtiyacı değişiyor
Günlük yağ tüketim ihtiyacı bireylere göre farklılık gösterirken, ortalama olarak yüzde 20-45 arası değişen bir oran söz konusu. Ancak, ortalama olarak yeterli ve dengeli planlanmış bir beslenme programında yüzde 30 oranında yağ yüzdesinin aşılmaması öneriliyor. Safra kesesi, karaciğer hastalıkları veya yağ emilimi bozukluklarında yağın sindirimi ile ilgili problemler yaşandığı için, kan yağlarının yükselmesi durumunda diyetin yağ içeriği azaltılıyor. Vücuda alınan yağlar görünür ve görünmez yağlar olarak ayrılırken; tükettiğimiz besinlerin içeriğinde yer alan örneğin; et, süt, peynir, ceviz, fındık, badem, kuru baklagiller gibi besinlerden sağladığımız yağlar görünmez yağları; sıvı yağlar ve havyalardan elde veya özel yöntemlerle oluşturulan margarinler ise görünür yağları oluşturuyor.

Omega 3’den zengin besinler
Çoğu besinin içeriğinde yağ bulunduğu gibi yağın yoğunluğu ve türü de farklılaşıyor. Kalp damar hastalıklarına karşı korunmak ve kan yağlarının yükselmesini önlemek için tüketilen yağların üçte birinin doymuş, üçte birinin tekli doymamış, üçte birinin de çoklu doymamış yağ asitlerinden sağlanması gerektiğini belirten Beslenme ve Diyet Uzmanı Gizem Akgül “Hayvansal gıdalardan aldığımız yağların çoğunu doymuş yağlar oluşturur. Omega 3 ve Omega 6 ise çoklu doymamış yağ asitleridir. Bunlar vücudumuz tarafından üretilmediği için dışarıdan alınması gereken ve bireyler için elzem olan yağ asitleridir. Büyüme, bazı hormonların salgılanması ve yağların damarlardan akıcılığı için gereklidirler” diyor. Balık, balık yağı, kanola yağı, ceviz ve keten tohumu, semizotu ile yeşil yapraklı sebzeler Omega 3 yönünden zengin besinler. Omega 6 ise bitkisel yağlarda daha fazla bulunuyor. Ayçicek yağı, mısırözü yağı ve soya yağının çoğunluğu, çoklu doymamış yağ asitlerini;  zeytinyağı ve fındık yağı, antep fıstığı, badem tekli doymamış yağ asitlerini içeriyor. Beslenmede çok fazla doymuş yağ asitlerinin kandaki kolesterolü arttırıcı, doymamış yağ asitlerinin ise azaltıcı etkisi bulunuyor. Kandaki kolesterol seviyesinin yükselmesinin kalp-damar hastalıklarının oluşmasında etkin olduğu ile ilgili çalışmalar da bulunuyor.

Kalp damar hastalıkları hızla artıyor
Günümüzde yaşam süresi uzasa bile yaşam şartları, beslenme şekilleri, stres, teknolojinin hızla ilerlemesi ve bireylerin hareketsiz bir yaşam sürmesi nedeniyle kalp-damar hastalıkları riski artıyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Gizem Akgül “Doymuş yağ içeriği yüksek besinlerle beslenen bireylerin bu risk altında oldukları bilinmektedir. Kalp-damar hastalığı olan bireylerin doymuş yağ içeriği yüksek olan tam yağlı süt ve süt ürünlerinin yerine az yağlı olanları tercih etmeleri ve yağlı et ve et ürünlerini tüketmekten kaçınmaları gerekmektedir. Süt ve süt ürünlerini tam yağlı olarak tercih eden bireylerin sütten elde edilen tereyağını ayrıca yemeklerine eklemelerine gerek yoktur. Tükettiğiniz et, et ürünleri ve derisi alınmadan hazırlanan kanatlı hayvan etleri nedeniyle doymuş yağ ihtiyacı karşılanmaktadır. Hazırlayacağınız yemeklerde zeytinyağı (fındık yağı da tercih edilebilir) ile mısırözü yağını (veya ayçiçeği yağı) karıştırarak tüketebilirsiniz” diyor. Sağlığımızı korumak için etli yemekleri hazırlarken ilave yağ eklememek, kızartmadan kaçınmak, yağ çeşitliliğini sağlarken fındık, ceviz, badem gibi yağlı tohumların da gün içerisinde çiğ olarak tüketilmesine dikkat etmek de önemli. Ancak, bu besinlerin fazla tüketimi kilo alımına neden olacağı için miktarlarına dikkat edilmesi şart. Beslenme ve Diyet Uzmanı Gizem Akgül “1 tatlı kaşığı sıvı yağ yerine 5 adet zeytin ya da 7-8 adet fındık, 7 adet çiğ badem, 2 tam ceviz tercihlerinden birini seçebilirler. Danışanlarımızın yağ seçimlerinde özellikle Omega-3 ve Omega-6 yağ asitlerinin dengesinin sağlanmasına önem veriyoruz. Haftada 2 kere yağlı balık tüketmelerini de yeterli Omega-3 alımı açısından öneriyoruz” diyor.

Trans yağa dikkat!
Margarinler, bitkisel yağların bazı işlemlerden geçirilmesi ile elde ediliyor. Margarinlerin yapımı sırasında trans yağ asitlerinin LDL’yi (kötü kolesterol) yükseltmesi nedeniyle sağlık açısından tüketiminin sakıncalı olduğunu belirten Beslenme ve Diyet Uzmanı Gizem Akgül “Son gelişen teknolojiler ile birlikte margarinlerin yapımında çok fazla trans yağ içermeden hazırlanan sistemler oluşturulmuştur. Margarin satın alırken ‘Trans yağ yoktur’ ibaresini gördüğünüz ürünleri tercih ediniz. Günlük beslenmenizde bu şekilde hazırlanan margarinlere ve yumuşak margarinlere yer verebilirsiniz. Ancak trans yağlar sadece margarinlerde değil yağda kızartılmış ürünlerde ve kızarmış cipslerde de bulunmaktadır” diyor.

Çocuk beslenmesinde yağın yeri
Büyüme çağında olan çocukların yeterli ve dengeli beslenmesi son derece önemli. Büyüme ve gelişimlerinin devamlılığı, okuldaki başarıları ve zeka gelişimleri için seçilen besinlere de dikkat edilmesi gerekiyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Gizem Akgül “Günlük olarak beslenmelerinde kahvaltılarına zeytin, beslenme çantalarına ise çiğ badem, kavrulmamış fındık ve ceviz ekleyebilirisiniz. Çocukların beslenmesinde hazır cipsler ve yağda çok fazla kızartılarak hazırlanan gıdalardan kaçınılmasını öneririz” diyor.