Yazıcıoğlu davasında takipsizliğe yeniden itiraz

Artık bir yılan hikâyesine dönüşen Muhsin Yazıcıoğlu davasına ikinci kez takipsizlik kararının verilmesinin ardından Büyük Birlik Partisi cephesi ve kazada yaşamını yitirenlerin aileleri ikinci kez takipsizliğe itiraz dilekçesi verdi.

Rahmetli Yazıcıoğlu’nun eşi Gülefer Yazıcıoğlu, Gazeteci İsmail Güneş'in eşi Yasemin Güneş, kazada yaşamını yitirenlerin aileleri ve avukatlarla beraber Kahramanmaraş Adliyesi’ne gelen Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, davaya ilişkin verilen takipsizlik kararına itiraz ettiler.

150 sayfalık bir itiraz dilekçesini Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığına sunan ekip, adliye önünde bir de basın açıklaması yaptı. Açıklamasında öncelikle merhum Şehit Genel Başkan Muhsin Yazıcıoğlu ve onunla birlikte hayatını kaybedenleri rahmetle anan Destici, “7 yıldan fazla bir süredir devam eden bir soruşturma süreci var.Önce Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı'nda sonra Malatya Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı'nda, Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılıklarının kapatılmasıyla tekrar Kahramanmaraş'a gelen ve bundan yaklaşık iki yıl önce bu dosya yine bir takipsizlik kararı verilmişti.

Bu karar da Gaziantep'ten dönmüştü” dedi. Dosyanın tekrar Kahramanmaraş’ta bakılmaya başlandığını dile getiren BBP Genel Başkanı Mustafa Destici şöyle konuştu: “2 yıl sonra iki yıl süren bir soruşturma neticesinde de aslında bu iki yıllık süreçte de soruşturma yapılmadı.Bir rapor beklendi ve bu raporun neticesinde de bir takipsizlik kararı verildi. Tabii bu karar verilmeden önce bizim taleplerimiz olmuştu.Bu karara karşı bir uluslararası bağımsız kuruluşlardan bir rapor alacağımızı Bununla ilgili bir çalışma başlattığımızı, Avrupa'ya gönderdiğimizi söylemiştik. Fakat bu karar beklenmedi.Bu kararın beklenmemesi ile birlikte 132 şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair bir karar açıklandı. Tabi bu karar başta bizlere aileleri ve tüm millete bir insan uyandırdı ve gerçekten millet vicdanlı gerçekten rahatsız etti.”

ADALET YOKSA DEVLET TE YOKTUR!

Adaletin olmadığı ve hukukun üstünlüğünün sağlanmadığı hiçbir ülkede toplumdan veya devletten bahsedilemeyeceğini; orada huzurdan, barıştan, kardeşlikten bahsedilemeyeceğini kaydeden Destici, şunları söyledi: “Onun için biz başından beri hukukun tecelli etmesini istedik ve burada da yine ısrarlı bir şekilde hukuk yoluyla takibimizi sürdüreceğiz.Şimdi buraya İtiraz dilekçesi verdik.Bütün ailelerle birlikte avukatlarımızla birlikte. Tabi daha önceden de geçtiğimiz hafta delillerin muhafaza edilmesiyle ilgili korunmasıyla ilgili bir ara dilekçe vermiştik.Ama bugün ana itiraz dilekçesi sunduk. Tabi buna yine bu süreç içerisinde eksik kalan bir takım verileri de tekrar dosyaya sunmaya devam edeceğiz.Biz burada sadece Sulh Ceza hekimliklerine bir itiraz dilekçesi vermedik. Biliyorsunuz Türkiye'nin her tarafında il ve ilçe teşkilatlarımız bulundukları il ve ilçe Sulh Ceza hakimine itirazlarını sunacaklar. Tabii bunlar birleştirilecek ve buradan bir karar bekleyeceğiz.Bizim umudumuz şu: Evet Yargıtay Başkanı diyor ki yargıya olan güven en alt seviyelere indi. Yüzde 70’lere, 30’lara indi. HSYK Başkanı, başkanlar,başkanvekilleri aynı şeyi söylüyor.Ama biz az da olsa bir ümit vaat ediyoruz.Şu anda bu itiraza verilecek kararı bekleyeceğiz ve ondan sonra tabii ki yeni yol haritamızı belirleyeceğiz.”Sürecinburada bitmeyeceğini bundan sonra Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi süreci olduğunu aktaranGenel Başkan Destici, “Gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi süreci var.Ama ben özet olarak şunları söylemek istiyorum ki bu dosyayı millet vicdanında rahatlatacak.Bir şekilde tüm şüpheler aydınlatılmadan hiç kimse kapatamaz.Hiç kimsenin kapatmaya gücü yetmez.Günümüzde farklı rüzgârlar esiyor olabilir, farklı iklimler yaşanıyor olabilir. Biz geçmiş dönemlerde yaşadık. Dolayısıyla gelecekte de çok farklı iklimler, çok farklı rüzgârlar farklı yerlerden estiririz. Allah'ın izniyle de bu dosyayı kimsenin kapatmasına izin vermeyiz.

Yeni gelen Başsavcıya hayırlı olsun dileklerini ilettiklerini bildiren Destici, savcıyla yaptıkları görüşme hakkında şu ifadeleri paylaştı: “Kendisine de sorduk. Bir kez de buradan söylüyorum:Eğer Çağlayancerit'te helikopterin düşmesi çünkü helikopterin düşme sebebi olarak bu yazılmış takipsizlik kararının içeriğine Çağlayancerit’ten son anda b fazla bir yolcu bindiği yönünde.İşte azami yük kapasitesini açtığı için düşmeye sebep olmuş. Eğer böyle bir şey varsa biz bütün iddialarımızdan vazgeçeceğiz.Böyle bir şey yok. Sivas'tan hangi kişilerle bakın kişi değişikliği bile yok.Kaç kişiyle ve hangi kişiler binmişse Çağlayancerit’ten de aynı kişilerle kalkmış. Yani bu maddi hata bile tek başına bizim itiraz dilekçemizin kabulü için yeterli bir sebeptir.Ki onlarca yanlış bilgi var.Onlarca itiraz ettiğimiz konu var.Yine aynı şekilde ana düşme sebebi olarak pilotun görüş mesafesinin altında yada belirli bir irtifanın altında uçtuğu söyleniyor.Ama bunu ispatlamak için helikopterin üzerinden biliyorsunuz keçilerin söktüğü beyinler var.Yani GPS aletleri var.Bu aletler olmadan bu aletleri incelenmeden böyle bir sonuca varmak doğru değil.Bir de şunu söylüyoruz:Eğer hava koşulları müsait değilse bu uçuşa neden izin verildi?Neden Çağlayancerit Hava Meydanları bu işe izin verdi? Çünkü hava araçlarını uçuşları, kalkışları ve inişleri izne tabidir. Dolayısıyla bu iddiaların savunulur ya da dosyayı kovuşturmaya gerek yok kararını vermeye bir delil olarak tarafımızdan ya da hukuk adamları tarafından kabul edilmesi mümkün değildir.”

Rahmetli Yazıcıoğlu’nun eşi Gülefer Yazıcıoğlu ise davanın seyri hakkında şu açıklamalarda bulundu: “2009 yılından itibaren bu ikinci takipsizlik kararı. Maalesef ben 2009 yılında şöyle bir cümle kurmuştum: Türkiye'de yargı sistemi kişiye, zamana ve duruma göre değişir.O zamanlar böyle bir cümle kurmuştum. Maalesef ki çok üzgünüm. Bu sefer ikinci kez yargının; kişiye, zamana ve duruma göre değiştiğini yaşayarak gördüm.Şunu herkes çok iyi bilsin ki insanların verdiği adalet gecikebilir, gerçekleşmeyebilir.Ama bir de Rabbimin ilahi adaleti var ki bu insanların boynuna er yada geç geçer. Ben inanıyorum ki Allah'ın adaleti mutlaka gerçekleşecektir.”

Kazada yaşamını yitiren Gazeteci İsmail Güneş'in eşiYasemin Güneş ise acısını şu ifadeleri paylaştı: “7 yıldır bu dosyanın takipsizliğinebiz,birçok kez şahit olduk.Yine bir takipsizlik kararı çıktı.Biliyoruz ki bir gecede iddianameler hazırlandığını ve suçluların cezaevine girdiğini,biz birçok kez gördük. Türkiye olarak gördük.Böyle bir dosyanın kapatılması bu kadar delil ve bilgi varken çok manasız geliyor.Her şeyden önce çalınan cihazlarımız var.Bunların bulunması gerekiyor.Çağlayancerit'te bir fazla kişinin bindiğinden bahsediliyor ve bu fazla kişi kim? Biz bunun her şekilde Sivas'tan altı kişinin gittiğini ispatlarız. Çağlayancerit’tende tekrar altı kişinin hareket ettiğini ispatlarız.Yedinci kişi olması gerekiyor.Yedinci kişi nerede?Bu takipsizlik kararında birçok hata var.En cahil insan bile bu yedi yıllık takipsizlik sürecinde herkes görebilir.Adaletin önce vicdanlarda sağlanması gerekiyor. Bunu sağlayanlara ben vicdanların en çok emin değilim.” (KENAN ONARAN)