Yener: Sessiz ölüme dikkat

Kahramanmaraş Halk Sağlığı Müdürü Dr. Ahmet Yener fırtınanın etkili olduğu bugünlerde vatandaşları soba zehirlenmelerine karşı uyardı. Yener; 'fırtınalı havalarda sobanızı yatmadan önce mutlaka söndürelim. Yatarken sobaya kömür eklemesi yapmayalım. Kömürü yakarken de yarıya kadar kovayı doldurup üstten yakalım' dedi.

Kahramanmaraş’ta cereyan eden dondurucu soğuk ve fırtına nedeniyle sobadan zehirlenmelerin önüne geçmek için vatandaşları uyaran Halk Sağlığı Kahramanmaraş İl Müdürü Dr. Ahmet Yener sessiz ölüme karşı vatandaşların daha dikkatli olmalarını istedi.

Geçen yıllarda soba zehirlenmelerine karşı  el broşürü bastırarak vatandaşı bilinçlendiren Yener, karbonun yeterli oksijen veya hava olmaması durumlarında yanmasıyla meydana gelen bir gaz olduğuna işaret etti. Renksiz ve kokusuz bir gaz olduğuna da vurgu yapan Yener sobalarda görülen mavi renkteki alevin çok kuvvetli zehir olduğunu belirtti.

Soba zehirlenmelerine karşı Kahramanmaraş’ta Bugün Gazetesinin sorularını cevaplayan Yener vatandaşları en ince detayına kadar uyardı.

Karbonmonaksit zehirlenmesi nasıl oluşur?

Karbonmonoksit, solunduktan sonra akciğerler aracılığıyla kana geçer. Karbonmonoksit gazı kırmızı kan hücrelerinin içerisinde bulunan ve dokulara oksijen taşıyan hemoglobine oksijenden ortalama300 kat daha hızlı bağlanır. Karbonmonoksit’in hemoglobinle birleşmesi sonucu karboksihemoglobin (COHb) oluşur. Vücudumuzda yer alan oksijen azalarak Karbonmonoksit ile yer değiştirir. Kan dokulara yeterince oksijen taşıyamaz. Kalp, beyin ve diğer organlarımız çalışamaz hale gelir. Bu da hastalıklara ve ölümlere neden olur.

Karbonmonoksit zehirlenmesinin belirtileri nelerdir?

Karbon monoksit zehirlenmesine bağlı şikâyetler çok çeşitlidir. CO zehirlenmelerinde başlangıçta halsizlik, baş ağrısı, baş dönmesi, gözlerde yaşarma, bulantı, kusma gibi spesifik olmayan bulgular görüldüğünden dolayı gribal enfeksiyon, besin zehirlenmesi, gastroenterit gibi yanlış tanılar konulabilmektedir.

Hastanın şikâyet ve bulguları, karboksihemoglobin düzeyi ile kabaca ilişkilidir. Karboksihemoglobin düzeyi kadar, hastanın önceden sahip olduğu hastalıklar da önemlidir. Yaşlılar, gebeler, çocuklar, kansızlık, kalp ve akciğer hastalığı olanlar özellikle risk altındadır. Bu grup hastalarda daha düşükkarboksihemoglobin düzeylerinde bile ciddi sorunlar görülebilir. Normalde kanda %0.5-3oranındakarboksihemoglobin bulunur.

Sigara içenlerde bu oran %12′ye kadar çıkar, zehirlenme riski artar. Bundan dolayı sigara içenler içmeyenlere göre ortamdaki CO düzeyinden daha çok etkilenirler.

Hafif zehirlenmelerde uyku hali, yorgunluk, halsizlik, baş ağrısı, baş dönmesi, bulantı gibi şikâyetler görülür. Daha ağır zehirlenmelerde baş ağrısı şiddetlenir. Muhakeme bozukluğu, görme bozukluğu, hızlı nabız, hızlı solunum, kan basıncı düşmesi, nöbetler ve bayılma ortaya çıkabilir. Son aşamada solunum yetmezliği ve hızla gelişen ölümcül koma hali görülür.

Düşük yoğunlukta defalarca maruz kalınmışsa (kronik zehirlenme) baş ağrısı, karın ağrısı, göğüs ağrısı, ishal, çarpıntı, güçsüzlük, uyuşukluk, düşünme güçlüğü ve görme bozukluğu şikâyetleri oluşabilir. Karbon monoksit zehirlenmelerinde klasik olarak tanımlanan deride vişne kırmızısı renk değişikliği seyrek görülür.

 

En çok kimler bu riske tabi?

 

Risk altındaki meslek gruplarında çalışanlarda (kazan dairesinde, ambarlarda, petrol rafinelerinde, kâğıt ve çelik üretiminde çalışanlarda, paralı geçiş yollarındaki köprü ve turnike görevlilerinde, taksi şoförleri, polis memurları, madenciler, itfaiyeciler ve kaynakçılarda) ve duman soluma öyküsü olanlarda özellikle kış aylarında nezle benzeri şikâyetler varsa, karbon monoksit zehirlenmesinden şüphelenilmelidir.

Bakılan karboksihemoglobin düzeyi; hastanın belirti ve bulguları, yaşı, mevcut hastalıkları, maruz kalma sonrası geçen zaman ve solunan oksijen miktarı hesaba katılarak değerlendirilmelidir. Göğüs ağrısı olanlarda EKG (elektrokardiyografi) ve kardiyakenzim (kalp kası yıkılması sonucunda kana karışan maddeler) bakılması, özellikle duman soluyanlar için akciğer grafisi çekilmesi gerekebilir. Bazen de ayırıcı tanı (diğer hastalıklardan ayırabilmek) için, bilgisayarları tomografi ve manyetik rezonans gibi görüntüleme yöntemleri kullanılır.

 

Karbonmonoksit gazı zehirlenmeleri nasıl anlaşılır?

 

Hafif düzeyli belirtiler; Baş ağrısı, yorgunluk ve bitkinlik hissi, nefes darlığı,

mide bulantısı, baş dönmesi şeklindedir. Ciddi düzeyli belirti ise; Sersemlik, kusma, kas koordinasyonunun kaybolması, bilinç kaybı, ölüm. Akut CO Zehirlenme Belirtileri de şu şekildedir; Huzursuzluk, yorgunluk hissi ve nezle hali, şiddetli baş ağrısı, baş dönmesi, unutkanlık, bulantı-kusma, karın ağrısı, göğüs ağrısı ve çarpıntı, uyuşukluk ve uyuklama, zihin karışıklığı, dikkat bozukluğu, depresyon hali, hareketsizlik, halüsinasyon ve konfabulasyon, ajitasyon (aşırı huzursuzluk ve gerilim içinde olma), görme kaybı, dışkı ve idrar tutamama,

Kronik co zehirlenme belirtileri; Şiddetli baş ağrısı, halsizlik, bulantı ve kusma, karın ağrısı, bilişsel işlevlerde azalma, sersemlik hissi, uyuşmalar, göz kararması, retinalhemoraji, unutkanlık, huzursuzluk, kişilik değişiklikleri, denge bozukluğu.Kronik CO Zehirlenmesi: Riskli meslek gruplarında çalışanlarda olduğu gibi; yinelenen, az miktarda ancak uzun süreli maruziyetler sonucunda oluşan CO zehirlenmesidir.

 

Karbonmonoksit zehirlenmesinde İlkyardım nasıl yapılır?

Zehirlenen bir kişiye yardıma koşan kişi de zehirlenme tehlikesine karşı kendisini korumalıdır

• Hemen camlar açılmalı, açılmıyorsa kırılmalıdır. Hasta hızla ortamdan uzaklaştırılmalıdır. Acil Yardım Servisi 112 aranmalıdır. Açık havaya çıkıldığında ya da tehlikeden uzaklaştırıldığında hava yolu açık değilse hava yolu açılmalı, solunum yoksa Temel Yaşam Desteğine başlanmalıdır.

 

Karbonmonoksit Zehirlenmesinden Korunmak İçin Neler Yapmalıyız?

Ev ve işyerlerinde doğal gaz veya tüpgaz (LPG) ile kullanılan cihazların her yıl bakımlarını yaptırarak iyi durumda oldukları kontrol edilmeli. Doğalgaz veya tüpgaz (LPG) cihazlarına yeterli oksijen sağlanmalıdır. Onun için pencerelerden içeriye oksijen girmesini sağlayacak açıklıklar olmalıdır. Bunlar hiçbir zaman kapatılmamalıdır. Cihazın içerisine hava girişi sağlayan kısmı bloke edilmemelidir. Soba yakılan odalar sık sık havalandırılmalıdır. Yakma sistemlerinde bulunan havalandırma mekanizmasının tamamen kapatılmaması ve sisteminin bulunduğu ortamda bulunan havalandırma sürekli açık veya gerektiğinde açılabilecek şekilde tutulması gerekiyor. Baca ve soba borusu bağlantısının eğitimli kişiler tarafından yapılması veya yapacak kişilerin bu konuda eğitim alması ile uygun bir biçimde yapıldığından emin olunmalıdır.

 

Baca kontrollerinin ve montajının gerekli teçhizat kullanılarak ve yetkili kişilerce yapılmaması sonucu baca şaft içinde deformasyona uğramış baca girişinde çatlaklar oluşmuş CO sızıntı riski yüksek Soba kurarken baca çekişini azaltacak unsurlardan fazla dirsek kullanımından kaçınılmalıdır. Zorunlu olmadıkça dirsek kullanılmamalıdır.

 Bacalar dışarıya kaçak olmayacak şekilde bağlanmalıdır. Dışarıya kadar metal bir boru ile kaçak olmayacak şekilde gitmelidir. Bacaların ve boruların temiz ve tıkalı olmadığı garanti altına alınmalı. Bacaların izolasyonu mutlaka yapılmalıdır.

Sık sık baca tepmesi oluyorsa baca deliğinin uygun olup olmadığı kontrol edilmelidir. Rüzgâr yönüne göre yön değiştiren baca kapakları en uygunudur. Doğalgaz ve tüpgaz (LPG) sobaları, şofbenler ve kombiler standartlara uygun olmalı, oksijen yetersizliği olduğunda kendiliğinden sönen tipte emniyet sistemlerine sahip olanlar seçilmelidir. Yeterli emniyet sistemi olmayan yakıcıların satışının yasaklanması için gerekli mevzuat belirlenmelidir. En iyisi banyolarda bulunmaması mümkünse balkonlara ya da havadar mekânlara konulmalıdır. Şofbenle ilgili bozukluklar yeterli eğitim görmüş teknik elemanlarca yapılmalıdır. Banyo uygun bir şekilde havalandırılmalıdır.

Karbon Monoksit Zehirlenmelerinde Tedavi sürecinde nelere dikkat edilmesi gerekir?

Kurtarıcı; önce kendi güvenliğini sağlayarak, zehirlendiği düşünülen kişiyi hemen ortamdan uzaklaştırıp, temiz havaya çıkarmalıdır. 112 Acil Ambulans Servisi aranmalıdır.

Solunumu olmayan nabzı alınamayan hastalarda temel yaşam desteği başlatılmalıdır. Dokulardaki oksijensizliği gidermek ve kandaki Karbonmonoksit’i temizlemek için bütün hastalara %100’lük oksijen verilmelidir.

Oksijen burundan kanülle, maske ile veya gerekli durumlarda, soluk borusuna bir tüp yerleştirilerek bu tüp içinden akciğerlere verilebilir. Bayılma, nöbet gibi nörolojik bulguları olan, koma gelişen, kalp krizi geçiren, karboksihemoglobin düzeyi çok yüksek olan hastalara ve karboksihemoglobin düzeyi %15üzerinde olan hamilelere hiperbarik oksijen (yüksek basınçlı oksijen) verilir.

Hiperbarik oksijen tedavisi; bir basınç odasında, içinde bulunduğumuz atmosferik basıncın 2-3 katı bir basınç altında, direkt, maske ya da tüp ile, hastaya aralıklı olarak %100’lük oksijen solutulmasıdır. Genellikle 45 dakika sürer, gerektiğinde tekrarlanabilir.

Hastanın yaşına, önceki hastalıklarına, karbon monoksite maruz kalma süresine ve miktarına, karboksihemoglobin düzeylerine bağlı olarak tamamen iyileşme görülebildiği gibi, solunum yetmezliği ve ölümle de sonuçlanabilir. Bazı hastalarda iyileşme sonrasında uyku, bellek bozuklukları, konuşma bozukluğu, kalp kasında hasar görülebilir.

 

Karbonmonoksit Zehirlenmelerinden Korunma yöntemleri nelerdir?

Sigara içenler, sigarayı bırakmalıdır. Kapalı garajlarda insan veya araç giriş ve çıkışına kadar geçen süre içerisinde havalandırmanın çalışır durumda olmasını zorunlu kılacak teknik ve mevzuatın belirlenmesi ve kullanılması. Kapalı garajda çalışan arabaların içinde ve yakınında durulmamalıdır. Ağır trafikte, özellikle de tünellerde araba camları kapalı tutulmalıdır. Trafik araçlarında havalandırma veya klima iç havayı kullanmalı veya çalıştırılmamalıdır. Havalanması kötü yerlerde petrol ürünleri ile çalışan cihazların kullanımı engellenmelidir. Ev içinde gaz sobaları ve ısıtıcıların kullanımından kaçınılmalı, kömür yakılmamalıdır. Kullanmak zorunluysa TSE onaylı sobalar uygun biçimde kurulmalı ve yakılmak, sobanın hava duman kapakları kapatılmamalı, lodoslu havalarda soba yakılmamalı, baca temizliği düzenli yapılmalı, şofben kullanılıyorsa baca bağlantılı olmalıdır. Karbon monoksit zehirlenmesi açısından riskli iş kollarında çalışanlar eğitilmeli ve bu iş yerlerine mümkünse karbon monoksit dedektörleri yerleştirilmelidir.

Soba zehirlenmelerinin önemli nedenlerinden biri de yatmada önce sobayı yakmak veya ilave yakıt koymaktır. Karbonmonoksit açısından en önemli unsur sobanın sabaha kadar kendi yakıtıyla yanmasını

sağlamaktır. Bu nedenle sobanın sabaha kadar kendi yakıtıyla yanmasını sağlanmalıdır. Ayrıca sobayı yakarken üstten yakmalı ve soba tam tutuşmadan ilave yakıt atılmamalı. Bu sayede sobanın daha etkin bir biçimde yanmasını sağlamış ve karbon monoksit salınımını en aza indirmiş olur.

Yanan sobanın olduğu bir ortamda el ve ayaklarda uyuşma, baş ağrısı, baş dönmesi, bulantı gibi belirtilerle karşı karşıya kalırsak muhakkak temiz havalı bir ortama çıkmalıyız. Çünkü bu belirtiler, zehirlenmenin en önemlileridir.

 

 

 

KARBONMONOKSİT ZEHİRLENMESİ ve ALINACAK ÖNLEMLER

Kullanılan her türlü ısıtma cihazının kalite belgesine sahip olup olmadığına, garantilerine ve garanti sürelerine dikkat edilmeli,

Kullanılan yakıtın standartlara uygunluğu kontrol edilmeli, izin belgesi olmayan satıcılardan kömür alınmamalı,

Aşırı doldurulan sobanın duman yolu daralacağı, soba içinde düzensiz ısı dağılımı nedeniyle de baca çekişi zayıflayacağı için soba yakılırken aşırı doldurulmamasına dikkat edilmeli,

Sönmekte olan sobaya asla tutuşması güç yakıtlar konulmamalı, yakıt yavaş yavaş ilave edilmeli, yatmadan önce sobaya kesinlikle yakıt konulmamalı,

İyi ısınmayan ve alttan yakılan kömür sobalarında karbon monoksit zehirlenmesi riski artacağından soba tutuşturulurken yakıtın üstten yanması sağlanmalı,

Özellikle alçak basınçlı lodoslu havalarda ölüm olaylarında artış görüldüğü için eğer bacalar standartlara uygun değilse alçak basınçlı havalarda soba yakılmamalı, yakılması zorunlu ise gece yatarken mutlaka tam olarak söndürülmeli,

Soba borularının birbiriyle birleştirilmesinde hava ve baca gazı sızdırmazlığı sağlanmalı,

Sobanın bulunduğu yer sürekli havalandırılmalı,

Bacalar standartlara uygun ve yalıtımlı olmalı, düzenli olarak temizletilmeli,

Dumanın geri tepmesini önlemek için bacaların en üst noktasının çatının en üst noktasından 1m. daha yüksekte olması sağlanmalı ve baca şapkası mutlaka takılmalı,

Binaların Yangından Korunması yönündeki mevzuat hükümlerine uyulmasına özen gösterilmelidir

 

Bugünlerde ilimizde lodos fırtınası var, halkımız ne yapmalı?

Lodos esintisinin etkili olduğu süre boyunca gerekmedikçe soba yakılmamalıdır. Yanmakta olan soba yatmadan evvel mutlak surette söndürülmelidir. Bina yanlarında veya çatı saçak altlarında yürümemeye veya durmamaya özen gösterilmelidir. Kopan, sarkan ve yere düşen elektrik hatlarına ve kablolarına yaklaşmayınız ve bu gibi durumları 186 no'lu telefondan Elektrik Arıza Servisi'ne bildirilmelidir. Çökme veya yangın tehlikesinin bulunduğu durumlarda derhal 110 no'lu telefondan İtfaiye Servisi'ni aranmalıdır. Ortaya çıkabilecek acil sağlık sorunlarında derhal 112 no'lu telefondan Acil Yardım Servisi aranmalıdır. Doğalgaz Şebekesi ile ilgili ortaya çıkabilecek sorunlarda 187 no'lu telefondan Doğalgaz Arıza Servisi aranmalıdır.