Bu sene Kahramanmaraş’ta zeytin hasadının yüzde 90 düşük
olmasına rağmen piyasada tenekelerle satılan zeytinyağı hala hatırı sayılacak
ölçüde. Maraş’ta zeytin üretimi bu kadar düşük olduğu halde piyasada bu kadar
zeytin yağı dolaşması, sektör temsilcilerinin de ilgisini çekti. Piyasadaki
zeytinyağının varlığını sorgulayan sektör temsilcileri, piyasaya sürülen
zeytinyağı için iki ihtimal veriyor: Ya yağlar Hatay ve Osmaniye gibi illerden
geliyor ya da pamukyağına karıştırılan bir aroma ile hile yapılıyor. Sektör
temsilcileri, tağşişli (karışımlı) ürünlerin oranında artış yaşandığını
belirterek, tüketicileri ucuz yağlara karşı uyardı.
Sektör temsilcilerine göre; pamukyağı karışımı piyasadaki en
yaygın zeytinyağı hilesi olarak biliniyor. Peki, hakiki zeytinyağı nasıl
anlaşılır? İşte okuyucularımız için derlediğimiz pratik yöntemler: “Satın almış
olduğunuz zeytinyağını buzdolabına koyduğunuzda donuyorsa bu hakiki olduğunu
gösterir. Eğer donmayan kısımları varsa, bu da katkılı olduğu anlamına gelir. Zeytinyağının
meyvemsi ve taze bir kokusu olmalıdır. Zeytinyağını yutarken kendine özgü
aroması genzinize yayılmalı, diliniz arkasında bir acılık hissedilmeli ve bu
acılık bir süre sonra geçmelidir. Hakiki zeytinyağının 3 özelliği vardır:
Burukluk, Yakıcılık ve Aroma. Zeytinyağının maliyeti diğer birçok yağa oranla
daha yüksektir. Bu sebeple çok ucuz olan zeytinyağlarına şüphe ile
yaklaşılmalıdır. Hakiki zeytinyağının belirli bir maliyeti vardır ve bunun
altında satılabilmesi de mümkün değildir. Gerçek zeytinyağı kabarcık kabarcık
olarak üste çıkmalıdır. Bir süre sonra kalıp haline gelebilir, o zaman da
yandan bakıldığında düz bir hatta görülmelidir. Zeytinyağını kokladığınızda
kötü ve ağır bir koku alıyorsanız, tattığınızda çok tatlı ise veya herhangi bir
acılık yoksa, yemek borunuza doğru bir yanma oluyorsa ya da yemek sonrası mide
yanması yaşıyorsanız aldığınız ürün gerçek olmayabilir. Zeytinyağının rengine
bakarak hakiki olup olmadığı anlaşılamaz.”
Zeytinyağı ile ilgili yapılan hileler ise şöyle: “Kanola yağının yapısı zeytinyağı ile aynıdır. Fakat kanola yağının kokusu ve rengi yoktur. Bu sebeple zeytin ağacının yaprakları ile aroma elde edilip kanola yağının içine karıştırılmakta ve böylece zeytinyağından ayırt edilmesi imkansız hale gelmektedir. Asidik derecesi 8 olan yağlar ısıtılıp yüksek derecede asit oranı 1’e kadar indirilmekte ve sızma şeklinde piyasaya sürülmektedir. Bu oldukça tehlikelidir ve uzun vadeli tüketimde kansere dahi sebep olabilmektedir. Zeytinyağının maliyetinin yüksek olması sebebiyle içerisine pamuk yağı, ayçiçeği yağı ya da fındık yağı gibi daha ucuz yağlar karıştırılmaktadır. Böylece miktar arttırılıp, maliyet azaltılmış olmaktadır.” (KENAN ONARAN)