“İstanbul seçimleri açısından sonuç berraklaşmamıştır”

Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Genel Merkez’de Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken basın toplantısı düzenledi.


“İstanbul seçimleri açısından sonuç berraklaşmamıştır”

Seçimden sonraki ilk Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısını da cuma günü gerçekleştireceklerini söyleyen Çelik, "Cumhurbaşkanımız bugünkü MYK toplantımıza başlarken seçimlerle ilgili kapsamlı bir değerlendirme yapmıştır. Bu değerlendirmenin özü 15. kez seçimlerden bizi birinci çıkaran, hem partimizi birinci çıkaran, hem Cumhur İttifakı'nı birinci çıkaran aziz milletimize teşekkürle doludur." diye konuştu.

Bu başarının, dünya demokrasi tarihine geçecek bir başarı olduğunu vurgulayan Çelik, demokrasi tarihinin kendi içerisinde birtakım genel geçer sonuçları olduğunu, bunlardan birinin iktidardaki partilerin yıpranması muhalefetteki partilerin büyümeleri olduğunu belirtti.

AK Parti'nin sürekli büyümekte ve milletle bağını korumakta olduğuna işaret eden Çelik, "Buna karşın muhalefetteki başta Cumhuriyet Halk Partisi olmak üzere partilerse sürekli olarak muhalefette olmalarına rağmen daha çok milletin sesini, sözünü dillendireceklerine başka işlerle meşgul oldukları için bu teveccühten giderek uzaklaşmaktadırlar." diye konuştu.

Dünya genelinde de benzer başarılar sağlayan partilere ilişkin incelemeler yapıldığına işaret eden Çelik, "Bütün bu başarının ortaya çıkmasını sağlayan şey, aziz milletimizin, vatandaşlarımızın büyük desteğidir. Bu desteğe layık olmak için, bu desteği sürdürebilmek için AK Parti sürekli olarak milletle bağını nasıl koruyacağını, milletin sesine nasıl ses olabileceğini, sözünü daha çok nasıl siyasete çevirebileceğini çeşitli birimleri vasıtasıyla değerlendirir." dedi.

Çelik, şöyle devam etti: "Sayın Cumhurbaşkanımız, bugünkü verdiği talimatlarda özetle bütün birim başkanlarına, beldelerde, ilçelerde ve illerde vatandaşımızın bize verdiği mesajın tam olarak anlaşılması için tüm çalışmaların yapılması talimatını vermiştir. Bütün birimler kendi bakış açılarından vatandaşımız bize ne mesaj vermiştir, bizden ne beklemektedir, vatandaşımızın memnun olmadığı ve olduğu konular hangisidir, bundan sonraki beklentileri ne şekildedir, bundan sonra milletle bağını koruyan milletin ruh köküne bağlı olan bir siyasi hareket olarak siyasetimizi nasıl şekillendirmeli, nasıl yönetmeliyiz bunların daha iyi anlaşılması için bütün birimlere talimat vermiştir."

Bu çerçevede bütün birimlerin bu talimatları yaparak değerlendireceklerini anlatan Çelik, bugün şimdiye kadar seçim süresince yapılan çalışmalarla ilgili bir değerlendirme sunumu yapılacağını söyledi.

Yerel Yönetimler Başkanlığı ve Seçim İşleri Başkanlığının da birer sunum yapacağını dile getiren Çelik, seçim sonuçlarının en önemlilerinden birinin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin yerel yönetim seçimleriyle millet tarafından onaylanması olduğunu ifade etti.

Çelik, "Seçime giderken geçmişte Meclis Başkanlığı yapmış, merkez sağın içerisinde yer almış ama merkez sağ içerisinde yer alırken sürekli vesayet kurumlarıyla ilişki kurmuş bir şahıs bu seçimin parlamenter sistemin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nden intikam alacağı bir seçim olduğu şeklinde maalesef demokrasi tarihine utanç olarak geçebilecek, bir siyaset adamına kara leke olarak dönebilecek bir ifadede bulunmuştu." dedi.

Parlamenter sistemin, başkanlık sisteminin ve yarı başkanlık sisteminin meşru sistemler olduğuna işaret eden Çelik, "Bu sistemleri birbiriyle intikam ilişkisi içerisine sokmak son derece yanlıştır." ifadesini kullandı.

Türkiye'nin parlamenter sistemden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçmesinin bir tarihi olduğunu söyleyen Çelik, daha önce iktidara gelen tüm devlet adamlarının bunu dile getirdiğini anımsattı.

Parlamenter sistemde Türkiye'nin istikrar sağlayamadığını belirten Çelik, o dönemde kurulan hükümetlerin ömrünün kısa olduğunu söyledi.

Dağınık ve istikrarsız yapının Türkiye'yi sürekli olarak geriye götürdüğünü anlatan Çelik, "Bu sistem değişikliği ihtiyacını her zaman için birileri rejim değişikliği gibi sunmaya çalışıp kilitlediler. Türkiye'de ne zaman sistem değişikliği olsa bunu rejim değişikliği gibi sunanların kötü alışkanlıkları her zaman görüldü. Ama vatandaşımız da istikrarın kazanımlarını, Türkiye'de çeşitli konulardaki zaman kaybının telafisini net bir şekilde gördüğü için bu sistem değişikliğine büyük bir destek verdi ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçmiş olduk." dedi.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ilk sınavını genel seçimlerde büyük başarıyla verdiğini söyleyen Çelik, şöyle devam etti: "Şimdi de büyük bir oranla başarıyla birinci çıkarak Cumhur İttifakı bu aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne yerel seçimler düzeyinde de bu desteğin verilmesi anlamına gelmektedir. Dolayısıyla bu intikamdan bahsedenler yanlış bir biçimde bir sistem değişikliğini intikam gibi sunmaya çalışanlar aynı zamanda milletten gerekli dersi, gerekli cevabı da almış oldular. Türkiye sistem değişikliğini gerçekleştirdi, bu sistem referandumda, genel seçimde ve yerel seçimde milletimizin teveccühüyle üst üste onaylandı."

"SİYASETİN ÖZNESİ VATANDAŞIMIZDIR"

Sistemin yüksek bir meşruiyetle yoluna devam edeceğini vurgulayan Çelik, "Yeni dönemde de bunun belediyelerin, devletin  çalışmasına yansımasını daha kuvvetli bir şekilde zaman geçtikçe göreceğiz. En önemlisi şudur; siyasetin öznesi, devletin öznesi birtakım kurumlar, birtakım oligarşik gruplar değil vatandaşımızdır." dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın verdiği talimat çerçevesinde tüm çalışmaların gerçekleştirileceğini belirten Çelik, hiç aksatmadan tüm parti birimlerinin ve herkesin faaliyetlerini sürdürdüğünü bildirdi.

Çelik, "Cumhurbaşkanımız siyasetin temel ilkesi olarak milletle AK Parti'nin bağının korunmasını bir Genel Başkan olarak fevkalade önemsemektedir. Bu çerçevede de bu verdiği talimatlar, birimler tarafından yerine getirilirken aynı şekilde 28. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı yapılacaktır. Bu toplantı 26-27-28 Nisan tarihinde Kızılcahamam'da gerçekleşecektir." dedi.

Erdoğan'ın başkanlığında gerçekleştirilecek toplantıya MYK ve MKYK üyeleri, kabine üyeleri, kadın ve gençlik kolları MYK'ları, il başkanları, il kadın ve gençlik kolları başkanları, büyükşehir belediye başkanlarının katılacağını söyleyen Çelik, "Aynı şekilde büyükşehir belediye meclis başkanvekilleri toplantıya davet ediliyor. İl belediye başkanları katılacak, il genel meclis başkanları katılacak, ilçe belediye başkanları ve belde belediye başkanları toplantıya davet edilecektir. Böylece yeni seçilmiş belediye başkanlarıyla henüz üzerinden bir ay bile geçmeden seçimlerin bu değerlendirme kapsamlı bir şekilde yapılacaktır. Cumhurbaşkanımızın açıkladığı manifestodaki ilkelerin yerine gelmesinin beldeler, ilçeler ve iller düzeyinde takibi bu toplantıyla birlikte başlayacaktır. Bunun nasıl gerçekleşeceğine dair stratejiler net bir şekilde konuşulacaktır." dedi.  

SAADET YÜKSEL'E KUTLAMA

Doç. Dr. Saadet Yüksel'i Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) hakimliğine seçilmesinden dolayı tebrik eden Çelik, Yüksel'in Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Genel Kurulunda gerçekleşen seçimde 111 oy aldığını ve 9 yıl süreyle bu görevi yapacağını söyledi.

İnsan hakları yargısının insanlığın bugünü ve geleceği açısından çok önemli olduğunu vurgulayan Çelik, şunları kaydetti: "İnsan hakları yargısının yargısal aktivizm dediğimiz birtakım siyasi mülahazalardan ya da birtakım yargısal vesayet unsurlarından uzak olarak icra edilmesi şu anda dünyada referans verilebilecek en önemli alanlardan birisi olması bakımından son derece önemlidir. İnsan hakları yargısına önümüzdeki dönemde daha çok ihtiyaç duyulacağı değerlendiriliyor. Çünkü dünyadaki bilinen konsensüs biçimleri, dünyadaki bilinen birlik biçimleri sona eriyor. Maalesef istisnaların kural haline geldiği, İsrail örneğinde olduğu gibi uluslararası hukuka karşı pervasız yaklaşımların daha güçlü bir şekilde ortaya ortaya koyulduğu bir dönemde insan hakları yargısı, vatandaşın, bireyin korunması çok daha önemli bir hale gelecek."

İnsan hakları yargısından ve insan hakları mücadelesinin doğal neticesi olarak çıkmış prensiplerin, hukuk ilkelerinin  korunmasının önemli olduğunu söyleyen Çelik, "Bunun birtakım çifte standartlara mahkum edilmemesi, devletlerin içişlerine müdahale gibi bir manivela olarak kullanılmaması son derece önemsediğimiz bir husustur. Umuyoruz ki önümüzdeki dönemde Saadet Hanım'ın katkılarıyla birlikte bu prensiplerin korunmasına Türkiye'den seçilmiş bir hakim olarak büyük katkıları olacaktır." dedi.

İsrail'deki erken genel seçimleri yakından takip ettiklerini belirten Çelik, Başbakan Binyamin Netanyahu ile en yakın rakibi eski Genelkurmay Başkanı Benny Gantz'ın başa baş gittiği değerlendirmeler olduğunu söyledi. Çelik, "Üzücü olan şudur; çeşitli konularda aralarında görüş farklılıkları olsa da maalesef Filistin ile düşmanlık, yasa dışı işgalin meşrulaştırılması yönünde hepsinin arasında bir yarış içinde olduğunu, daha radikal bir tutum alma yönünde bir eğilim içerisinde olduklarını görüyoruz." dedi.

Filistinlilerin haklarına tecavüz eden, uluslararası hukuku ve Birleşmiş Milletler (BM) kararlarını hiçe sayan bir yaklaşımın genel kabul haline geldiğine işaret eden Çelik, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun yolsuzluk suçlamasıyla karşı karşıyayken, bunları unutturmak için pervasız saldırılar gerçekleştirdiğini hatırlattı.

Netanyahu'nun seçimden sonra Batı Şeria'daki yasa dışı işgali meşrulaştıracağına dair bir yaklaşımda bulunduğuna dikkati çeken Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere Avrupa ve dünyanın pek çok yerinde bu hukuk dışı karara tepkiler geldiğini anımsattı.

"AVRUPA'DAN SESLERİNİ DAHA YÜKSEK ÇIKARMALARINI BEKLİYORUZ"

İsrail'in bu yaklaşımının Orta Doğu'daki barış ve istikrarı tehdit ettiğini kaydeden Çelik, "Seçim sonuçlarının esasında bu tehditkar siyaset üzerinden bir ders çıkarılmasına vesile olması lazımdı. Fakat tehditkar siyasetin, Filistin devletinin kurulmaması, Doğu Kudüs'ün Filistin devletinin başkenti olarak tanınmaması yönünde bir eğilime karşı son derece yanlış, karşı bir tahrikkar bir yaklaşım içerisinde olduğunu görüyoruz. Bunun gerisinde Amerikan Başkanının Kudüs ve Golan Tepeleri kararı konusunda bu pervasız, saldırgan yaklaşımları cesaretlendirmesi vardır." değerlendirmesinde bulundu.

Daha sağduyulu bir şekilde bu süreçlerin yürümesi için Türkiye'nin gerekli girişimleri yapacağını açıklayan Çelik, "Avrupa'daki dostlarımızın, müttefiklerimizin yanlış olan Kudüs, Golan Tepeleri kararı konularında daha önce ortaya koydukları açıklamaların arkasında durmalarını ve seslerini daha yüksek çıkarmalarını, sadece ses çıkarma değil aynı zamanda bunu eylem olarak ortaya koymalarını bekliyoruz." ifadesini kullandı.

"KENDİ TARİHİNİZLE UĞRAŞIN"

İtalya'da hükümetin, 1915 olaylarını "Ermeni soykırımı" olarak resmen tanıması talebiyle parlamentoya sunduğu önergeye işaret eden Çelik, "Önemli bir müttefikimizde bir gelişme gerçekleşiyor. Bundan büyük bir üzüntü duyuyoruz." dedi.

Bunu, "soykırım ekonomisinden" kazanan Ermeni diasporasının yeni bir adımı olarak tanımlayan Çelik, "Bu önergeyi şiddetle kınıyoruz. Bununla ilgili olarak gereken uyarılar, açıklamalar yapılmıştır." ifadesini kullandı.

Bazı İtalyan makamlarının, "katliamlarla ön yargısız şekilde hesaplaşılması"na dair açıklamalarının son derece yanlış olduğunu söyleyen Çelik, şunları kaydetti: "Bir, bu meselede Ermeni diasporasının, hiçbir şekilde bu ilişkilerin normalleşmesini, hakikatin açığa çıkmasını istemeyen bu diasporanın oyununa geliyorsunuz. İki, katliamlarla yüzleşmekten bahsediyorsanız, bırakın başka devletlerin tarihiyle uğraşmayı, daha önce Fransa'ya da söyledik, kendi tarihinizle uğraşın. Bu konuda ilkeli bir yaklaşıma sahip olun. Örneğin Libya'da 1911'den 1940'a kadar yaptığınız eylemlerle yüzleşmenizde büyük bir fayda vardır. Bu muhakkak surette sömürgecilik konusunda, sömürgeciliğin imza attığı acılar konusunda insanlığın duyarlılığın artmasına çok büyük bir katkı sağlayacaktır. Kurduğunuz kamplarda binlerce, yüz binlerce Afrikalı Müslüman hayatını kaybetmiştir."

"BİR KERE DAHA UYARIYORUZ"

Sirenayka halkının büyük bir katliamdan ve büyük bir zulümden geçtiğini hatırlatan Çelik, şöyle devam etti: "225 bin kişilik Sirenayka halkının dörtte biri hayatını kaybetmiştir. Burada kimyasal silah kullanımı, teslim olan savaş esirlerinin bile öldürülmesi gibi son derece vahim işlere imza atılmıştır. 100 bin kadar Sirenaykalı zorla yerlerinden çıkarılarak etnik temizlik yapılmıştır. Eğer bu konudaki yüzleşmelerin, tarihe insanlığa katkıda bulunacağını söylüyorsanız, lütfen bunlarla yüzleşin. Başka devletlerin tarihini kurcalamayı bir kenara bırakın. Aynı şekilde 3 Ekim 1935 tarihinde Etiyopya'yı işgal ettiğinizde 40 bin kişiyi bombaladınız. Kaçan binlerce direnişçi üzerine zehirli hardal gazı attınız. 1941'de Habeşistan'dan çekilene kadar 300 bin kişiyi katlettiniz. Bazı kaynaklara bu 760 bin kişi olarak nakledilmektedir. Dolayısıyla yüzleşilecek meseleler her devletin tarihinde bu kadar büyük bir ajandaya sahipken, sürekli olarak bunun Türkiye üzerinden yapılmasının ahlaki olmayan, tamamen siyasi mülahazalarla yapılan bir hareket olduğu biliniyor."

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Ermenistan'a yaptığı "Gelin arşivleri açalım" çağrısını hatırlatan Çelik, "Tarihçilerin, halkların diyalog geliştirmesi konularda bu şekildeki yaklaşımların sadece ilişkilere sis bombası atmak anlamına geldiği konusunda bir kere daha uyarıyoruz." dedi.

"ERMENİ TOPLUMUNUN GELECEĞİNE DE İPOTEK KOYMAKTADIR"

Parti Sözcüsü Çelik, "Bu soykırım ekonomisinin maalesef İtalyan Parlamentosunu da kendisine alet ettiği yeni bir tutum ve tavır olarak ortaya çıkıyor." yorumunu yaptı.

Bunların her türlü normalleşmeyi engellediğine dikkati çeken Çelik, bunun Ermenistan'da yaşayan Ermenilere en büyük zarar olduğunu vurguladı.

Soykırım ekonomisinden beslenen Ermeni diasporasındaki bu çıkar gruplarıyla Ermeniler arasında doğrudan bir ilişki olmadığına işaret eden Çelik, "Bunlar kendi çıkarlarını oradaki Ermenilerin daha çok izolasyon altında kalmasına, daha çok ekonomik yoksulluk içinde kalmasına dönük olarak işletmektedirler. Diasporanın, bu parlamentolarla attığı her adım, normalleşmeyi geciktirdiği için Ermenistan'daki Ermeni toplumunun geleceğine de ipotek koymaktadır." diye konuştu.

Çelik, "İtalyan dostlarımıza hatırlatıyoruz, önümüzdeki dönemde göç krizi, NATO ilişkileri, terörle mücadele başta olmak üzere pek çok işbirliğini gerektiren konu vardır. Siyasete düşen bu bölgesel istikrar ve refah gibi konularda daha çok işbirliği yapmaktır. Siyasetin varlık sebebi maliyetleri azaltmaktır. Bu şekilde maliyet artıran, Türk-İtalyan ilişkilerinde maalesef geri dönülmez hasarlara yol açabilecek, geçmişi kurcalayan, geçmişi de yanlış bir yaklaşımla kurcalayan bu tutumdan uzak durmaları gerektiğini bir kere daha hatırlatıyoruz. Bir kere daha sağduyuya davet ediyoruz." çağrısında bulundu.

Çelik, Akdeniz'deki kriz, Libya meselesi, göç krizi, terörle mücadele başta olmak üzere İtalya ile Türkiye'nin işbirliği yapacağı çok önemli alanlar olduğunu belirterek, "Cumhurbaşkanımızın İtalya'yı ziyaretlerinde de aslında çok önemli bir zemin oluşmuştur. Umarız bu zemini tahrip edecek bir karara imza atmış olmazlar. Tarihi bırakın tarihçiler değerlendirsin, siyasetçilerin yapacağı iş bugünü yönetmek ve geleceği inşa etmektir. Bugünü yönetmek ve geleceği inşa etmek için beraber yapacağımız işlere odaklanalım diyoruz." ifadesini kullandı.