MEB Personel Genel Müdürü Aydoğdu ile Yılmaz canlı yayında görüştü

Kahramanmaraş İl Milli Eğitim Müdürü Cemal Yılmaz ile Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürü Hamza Aydoğdu ile sosyal medya platformu instagram üzerinden canlı yayında görüştü.


MEB Personel Genel Müdürü Aydoğdu ile Yılmaz canlı yayında görüştü

İnstagram üzerinden yapılan canlı yayın, Kahramanmaraş İl Milli Eğitim Müdürü Cemal Yılmaz’ın “Kahramanmaraş'tan sevgiler, saygılar sunuyoruz. Sizi ekranlarda da olsa adeta Kahramanmaraş'ta görmüş kadar heyecanlı ve sevinçliyiz. Askerliğinizi Kahramanmaraş’ta yaptığınızı, eğitim camiası dışında da halkımız tarafından sevildiğinizi söylemek isterim. İnşallah bir gün yüz yüze de görüşmek için Kahramanmaraş’a bekliyoruz” sözleri ile başladı.

Kahramanmaraş’la kalbi bağı olduğunu söyleyen Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürü Hamza AYDOĞDU “Askerliğimi Kahramanmaraş Alay Komutanlığı'nda yaptım, çok güzel hatıralarımız var. Kahramanmaraş ikinci vatanımız gibi.” şeklinde ifadelerle sözlerine devam etti.

“SEVGİYİ YAŞAM TARZI YAPMAK ÇOK KOLAY DEĞİL.”

Dünyanın bu kadar hızlı bir şekilde sona doğru gittiği, teknolojinin ilerlediği bir dönemde sevgiyi yaşam tarzı yapmak çok kolay değil. Sevgi hassas bir duygu; kırılır, dökülür, yorulur ama önemli olan bütün bu engellemelere rağmen menziline varmasıdır. Personel Genel Müdürlüğü, İl Milli Eğitim Müdürlüğü bağlamında düşünürsek aslında bir problem gözükmüyor ama tek tek detaya indiğimiz zaman ezberlerimiz bozuluyor, o zaman insanı anlamaya çalışmamız gerektiğini düşünüyoruz.

“EĞİTİMDE İYİ ÖRNEKLERDE NEDEN İLK ÜÇ ÜLKE ARASINDA OLMAYALIM?”

Bir kitap okuyup bitirdikten sonra o kitapla ilgili aklınızda bir cümle kaldı ise o kitabı okumak maksadına hasıl olmuştur. Eğitimde iyi örnekler konuşulduğunda neden hep Finlandiya, Kore ya da Japonya konuşuluyor, biz ülke olarak neden eğitim alanında ilk üç ülke arasında olmayalım? soruları biz eğitimcilerin bizi ileriye götürecek, motive edecek başlıca derdi olmalı. 

“1 GRAMDAN DAHA AZ KÜÇÜK BİR VİRÜS AMA BÜTÜN DÜNYAYI ESİR ALDI.”

21. Yüzyıl becerileri diyorduk hep, ancak şimdi bu beceriler tamamen değişti Artık evde kalmak, evden çalışmak, uzaktan eğitim kavramları hayatımıza girdi. Şimdilerde televizyon ve bilgisayar eğitim adına bizim temel ihtiyacımız oldu,  artık Eba bizim hayatımızın bir parçası oldu.

“ARTIK TOKALAŞMAK, SARILMAK BİRAZ ÖZLEDİĞİMİZ BİR HAREKET OLACAK.”

Bu virüsle birlikte bizim yeni dünya düzenine ayak uydurmamız gerekiyor çünkü bu virüsle birlikte artık ortak bir vizyona hizmet edecek gelişmelerin olacağı konuşuluyor. Diğer gelişmelerin yanında eğitim adına da değişiklikler olabilir. Hatta Avrupa Birliği Ülkeleri ders programlarında azaltmaya gitmeyi, sınıf sayılarını azaltmayı, bazı dersleri online ortama geçirmeyi düşünüyorlar. Bu süreçte bizim öğrenmenin gücüne inanmamız gerekiyor, ciddi anlamda okumamız gerekiyor çünkü dünya ne kadar değişirse değişsin bu değişime giden yol kitaplardan geçiyor.

“TEKNOLOJİ ÇOK CİDDİ ANLAMDA GELİŞİYOR.”

Teknoloji çağında yaşadığımız bu zamanlarda çocuklarımızı çok iyi anlamamız gerekiyor. Teknolojiyi takip etmemiz gerekiyor. Bu teknolojiler bu kadar gelişip değişirken bunu gerçekleştiren tek şey yetişmiş insan gücüdür.

“Kendi kendimizle rekabet etmek yerine dünyadaki eğitimcilerle rekabet etmek zorundayız.”

Günümüzde bilgiye çok kolay ulaşılabiliyor, dünya büyük bir köy haline geldiyse artık biz eğitimcilerin de kendi kendimizle rekabet etmek yerine dünyadaki eğitimcilerle rekabet etmemiz gerekiyor.

“BİLGİYİ ÜRETEN İNSANLAR HER ZAMAN AYAKTA KALACAKLAR.”

Bütün eğitimcilerin farklı branşları var ancak sadece kendi branşımızla ilgili bilgileri bilmemiz yetmiyor, bunun yanında sosyoloji, psikoloji, tarih bilgisi ile de donanmamız gerekiyor. Sadece üniversite mezunu olmak yetmiyor artık. Çocuklarımıza hayal kurmayı ve kaliteli okumayı öğretmemiz gerekiyor. İnsanların hayalleri ihtiyaçları nispetindedir. Hayalleriniz ne zaman biterse ihtiyaçlarınız da o zaman biter. Onun için insanlar önce hayal eder, sonra o hayallerini gerçekleştirmek için uğraşır. İnsanın en büyük metaforu budur.

“GEÇMİŞTEN İKİ ŞEY ÖĞRENİYORUZ: BİLGİ VE TECRÜBE”

Tecrübe, maddi değerler ile ölçülemeyen şeydir. Geçmişteki hatalardan ders alıp geleceğe bakmamız lazım. Kitap okumak, geçmiş ve geleceği birbirine bağlayan bir köprü oluyor.

“SEVGİ İLE BİR TOPLUMSAL MUTABAKATI SAĞLAMAMIZ MÜMKÜN MÜ?”

Sevgi irademizle sahip olacağımız bir duygu değildir. Bir insanın kabında ne varsa etrafına da onu dağıtır dediniz, eğer bir insan sevgi ortamında büyümüşse etrafına da sevgiyle yaklaşacaktır. İnsanlar birbirine sevgi ve saygıyla yaklaştığı sürece de toplumsal bir mutabakat sağlayabiliriz.

 ABDURRAHİM KARAKOÇ MİHRİBAN

Maraş toprakları çok mümbit biliyorsunuz, Türk edebiyatının en destansı şiirleri oradan çıktı. Kahramanmaraş kuşkusuz bir edebiyat şehri, çok değerli edebiyatçıları bünyesinde barındırıyor. Örneğin Abdurrahim Karakoç’un Mihriban şiirinden çok etkilendiğimi belirtmek isterim. “Yar deyince kalem elden düşüyor/ Gözlerim görmüyor aklım şaşıyor/ Lambada titreyen alev üşüyor/ Aşk kağıda yazılmıyor Mihriban” dizeleri şairin en kalbi duygularını barındırıyor. Allah kalbi sevgi dolu, vatan ve gönül aşkıyla şiirler yazan şairlerimizin çıktığı illerimizin sayısını artırsın inşallah.

Sohbeti İl Milli Eğitim Müdürümüz Cemal Yılmaz, “ Bu zorlu süreçte doktorlarımız insan hayatını kurtarmak için çalışmaya devam ederken öğretmen ve yöneticilerimiz Vefa Destek Grupları sayesinde birçok sanal platformda evlere konuk oldular, öğrencilerimizin eğitimlerini devam ettirmek için çalışmaya devam ettiler. Bu gayretleri için öğretmenlerimize çok teşekkür ediyorum. Eğitim camiasının bir ferdi olmaktan gurur duyuyorum.

Bu akşamki sohbetten çok keyif aldım. Bu keyifli ve faydalı sohbet için size çok teşekkür ederim Sayın Genel Müdürüm, yüreğinize sağlık. Maraş'tan sevgilerimizi, saygılarımızı, hizmetlerimizi ve hasretimizi bildiriyoruz Sürecin sonunda inşallah sizi Maraş’ta ağırlamaktan gurur duyarız. Allah'a emanet olun hayırlı sahurlar.” sözleriyle bitirdi.