Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi, şiir ve edebiyatın başkentinde çeşitli kültür sanat etkinliklerini vatandaşlarla buluşturmayı sürdürüyor. Sezai Karakoç Kültür Sanat Sezonu kapsamında düzenlenen Berdücesi Söyleşileri’nin konuğu Psikolog – Yazar Hümeyra Yabar oldu. Bir Kulübe, Uykusuz Meyveler ve Hayvan Geçidi adlı kitapları ve katıldığı seminerlerle insanların hayatına dokunan, olumlu etkiler bırakan Hümeyra Yabar, Yedi Güzel Adam Edebiyat Müzesi’nde edebiyatseverlere seslendi. Berdücesi Dergisi Editörü Bilge Doğan’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen söyleşide Psikolog – Yazar Hümeyra Yabar, ‘Bir Öykü Matruşkası: İnsan’ konusunu ele aldı.
Kendini İfade Edebilmek
Yazmanın amacından bahseden Psikolog – Yazar Hümeyra Yabar, “Ali Ural hocamızın çok güzel bir sözü var: İlham gelmez, ilhama gidilir. Ben de ilhama çok çalışarak gidilebileceğini düşünüyorum. Eğer nasipte iyi bir metin yazmak da varsa çalışmanın neticesinde Allah da onu önümüze çıkarıyor. Kendi yazın hayatımda karşıma çıkan bir ilham persiyle karşılaşmadım. Hep çok çalıştıktan sonra nasip oldu yazmak. İnsanın en önemli ihtiyaçlarından birisi de bence kendisini ifade etmektir. Kendimizi ifade edemediğimizde bir zindanda yalnız kalmış gibi içsel sıkıntılar hissetmeye başlıyoruz. Benim yazmamın en büyük amacı da bu, kendimi ifade edebilmek. Eğer başarabilirsem kendimi geçerek diğer insanlara da ulaşabilmeyi hedefliyorum. O zaman yazmak benim için daha da anlamlı oluyor. Tanık olduğumuz hikâyeleri ve maceraları aktarmak, edebiyatın arazisinde bir ağaç haline dönüştürmek için bir araç olarak görüyorum yazmayı” diye konuştu.
Yerli ve Milli Yazar
Konuşmasında yerli ve milli yazar kavramına değinen Yabar, “Yerli yazar olmak, kendini besleyen toprakla bağını koparmamak, o bağı eserlerine yansıtmaktır. Yazarların en büyük arzularından bir tanesi de evrensele ulaşmaktır. Bu noktada evrensele giden yolun nereden geçtiği ve başlangıç noktanızın neresi olduğu büyük önem arz ediyor. Kendi toprağına, bayrağına ve milletine yabancı olan birisinin evrensele ulaşabileceğine inanmıyorum. Belki orada geçici bir konaklama elde edebilir ancak kalıcı olmayı başaramayacaktır. Sanatta kök salabilmek için bizi besleyen her şeyi sanatımızın içerisinde harmanlamamız, yüceltmemiz ve onure etmemiz gerekiyor. Bunun bir sanatçının esas vazifesi olduğunu düşünüyorum. Eğer sırtımızdaki rüzgâr bizi beslemiyorsa, ayağımızın altındaki toprak bizim hamurumuza karışmıyorsa o zaman sanata yerleşmek de pek mümkün olmuyor. Geçmişe baktığımızda bugüne ulaşan eserlerin yazarlarının, kendi milletiyle güçlü bağlar kurduğunu görüyoruz. Yani kendi milletiyle bağ kuramayan yazar ne kadar zirveye çıkarsa çıksın oraya da kök salamayacaktır” cümlelerini kaydetti.