İngilizlerin Kahramanmaraş'ı derhal terk etmelerinin üç nedeni vardır


1) 15 Eylül 1919’da Imzalanan “Suriye İtilafnamesi”

2) İngiliz işgal kuvvetleri içerisinde görev alan Müslüman askerlerin herhangi bir çatışmada Türker’i destekleyeceği korkusu.

3) Kahramanmaraş halkının tahriklere kapılmayışı, akıllı hareket etmeleri, ileri gelenlerin anlayışlı ve bilgili olmalarıdır.

İşte bu 3’üncü madde Kahramanmaraş’ı ‘Kahraman’ yapan halkın dik duruşu, azmi kararlılığı ve daha nicesi… 

Yukarıda daha nicesi dedim ama iki satırla anlatılacak bir şey değildi Türkler için namus; açlık, sefalet, bunlara boyun eğerdi Türk milleti eğdi de canı uğruna çalıştı vatanını geri kurtarmak özgürlüğüne kavuşmak için her şeye boyun eğdi ama ta ki namusa söz gelinceye kadar. Hiç düşünmeden sıktı Sütçü İmam o kurşunu ve başladı millet mücadelesi, namus mücadelesi, özgürlük mücadelesi. 

Biz Türk milletiyiz birbirimize deli poyrazımızı estiririz ama dışarıdan gelen en ufak bir esintiye karşı bir oluruz, iri oluruz, diri oluruz. 

O anda şehit düşen Çakmakçı Sait mi? Yoksa olayda yaralanan Gaffar Osman mı? Acıttı bizim canımızı hayır! Onlar vatan için bayrak için en önemlisi de NAMUS için şehit oldu, yaralandı. 

İlk kurşunu sıktı Sütçü İmam ve direnişi başlattı. Halk Allah’ın huzuruna çıkamadı kalede o Fransız bayrağı dalgalanırken, size yaşanan direnişi anlatmayacağım, eminim ki hepiniz benden iyi biliyorsunuzdur. Size Türklerde namus nasıl olur onu da anlatacak değilim ama kendi penceremden gördüğüm NAMUS için yaşayan Kahramanmaraş’ı anlatacağım. Tıpkı 12 Şubat 1919’da olduğu gibi bugünde Kahramanmaraş’ın aynı tavrı vereceğinden eminim. Birçok kişi beğenmez Kahramanmaraş’ı ama birçok kişi de bilir tüm güzelliğin, birliğin, kardeşliğin, bu kentte olduğunu deli derler bize biz essek te gürlemeyiz. Birbirimiz için her zaman huzuru güzelliği barışı ararız.