Göz göre göre asit içiyoruz!


Göz göre göre asit içiyoruz ve hatta çocuklarımıza da içiriyoruz. Ne yazık ki bu acı gerçeğin farkında bile değiliz. Coca Cola ve Pepsi’den hatta kola adı altında satın aldığımız sayısız markanın ürününden söz ediyoruz. Gazlı içecek denilerek asit seviyesi gizlenen bu içecekler, öyle yüksek oranlara sahip ki, insanın şaşırmaması elde değil. Yapılan ölçümlerde görülmüş ki kolanın asit değeri yani Ph değeri 3,4. Bu demek oluyor ki, demirin pasını bile sökebilir. Tehlikenin farkında mıyız peki? Tabi ki hayır, hala bir yemeğe gittiğimizde hemen yanına kola söylüyoruz. Çocuklarımıza ödül hamburgeri ısmarlıyor, yanına da dev boyutlarda kola alıyoruz. Aslında kendi ellerimizle çocuklarımızı zehirliyoruz. Sonra biraz zaman geçiyor, çeşitli hastalıklar ortaya çıkıyor ve biz bunun dolaylı olarak kolanın asidinden kaynaklandığını düşünemiyoruz bile. Çünkü kola çok lezzetli, çünkü kola çok vazgeçilmez. Yoksa bağımlı olabilir miyiz? Evet, ne yazık ki pek çoğumuz kola bağımlısıyız ve bununla yüzleşecek cesaretimiz yok. Hani sigara içenler der ya, “Ben istesem bırakırım ama istemiyorum.” Tıpkı onun gibi kola içenler de bağımlılıklarını kabul etmezler, edemezler.

Küçücük çocuklarda diş çürüğü ile başlayıp, mide ülserine kadar giden hastalık hikâyelerinde mutlaka kolanın yeri vardır. Hani diyoruz ki bu küçük çocuklar nasıl diyabetik oluyor, nasıl obezite ile savaşmak zorunda kalıyor? İşte bu yüzden… Böylesine şekerli, böylesine yüksek asitli içecekler ile ucuz bile kurtulmuş sayabilirsiniz kendinizi. Ta ki kanser ile tanışana kadar. Evet, kanserin de sebebi kola olabilir… Bu acı tablonun gerçekleri ile yüzleşmek ise cesaret istiyor doğrusu.

Önemli bir sorun ise bu tehlikenin tıpkı sigarada olduğu gibi topluma ifade edilmemesi. Sigaranın üzerinde nasıl “Sağlığa zararlıdır.” yazıyorsa, aynı şekilde kolanın üzerinde de yazmalı. Çünkü en az sigara kadar zararlı ve en az sigara kadar bağımlılık yapıcı bir şeyden söz ediyoruz. Bu konuda halktan gelecek talepler ise kesinlikle bakanlığı harekete geçirecektir. Biliyoruz ki, daha yaşanası bir dünya, daha sağlıklı, daha insancıl şartlar, bizim ses çıkarmamız ile mümkün olacak. Önümüze konulanlara razı olmak demek, bize sunulanları sorgulamamamız, yaşamımızı birilerinin insafına bırakmamız demek. Peki, çocuklarımız bu kadar mı değersiz? Onları sağlığı, onların geleceği, onlarından mutluluğu için bir şeyler yapıp, bir yerlerden harekete geçmemiz ve bakanlığı bu konuda uyarmamız gerekiyor. Hiçbir şey yapamıyorsak da bireysel olarak mümkün olduğunda hem kendimizi, hem de çocuklarımızı bu ürünlerden uzak tutmalıyız.

Çocukların sosyal çevrelerinde böylesine yer etmiş bir fast food kültürü varken, onları kola gibi asit içeceklerinden uzak tutmanın ne kadar zor olduğunu biliyoruz. Eğer ki bakanlığın bu yönde bir çalışması olur ve bu tür içecekler, biraz olsun çocukların gözü önünden uzaklaştırılırsa, durum değişebilir. O zaman daha sağlıklı nesillere sahip olabilir, hayatlarımızı kanser ve benzeri sayısız hastalığa teslim etmek zorunda kalmayız.