Dik duruş teşekkür getirdi
Darbe girişimi devam ederken ulusal ve yerel gazetelerden Kahramanmaraş'ta Sabah'la birlikte baskısını değiştiren tek gazete olan Kahramanmaraş'ta Bugün Gazetesine, gösterdiği dik duruş nedeniyle Ak Parti Kahramanmaraş Milletvekili M. Uğur Dilipak teşekkür etti.
15 Temmuz darbe girişiminde destan yazan milletin yanında yer alan Kahramanmaraş’ta Bugün Gazetesi o gece darbe girişiminin devam ettiği anlarda baskısını değiştirerek büyük bir duruş sergilemişti. Kahramanmaraş’ta sadece Sabah gazetesiyle birlikte baskısını değiştiren tek gazete olan Kahramanmaraş’ta Bugün Gazetesi’ni Ak Parti Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Uğur Dilipak ziyaret ederek gösterdiği onurlu ve dik duruştan dolayı teşekkür etti. Dilipak; “Türk basını o gece büyük bir sınav verdi ve bu sınavdan başarı ile çıktı. Darbe girişiminin devam ettiği saatlerde baskısını değiştirerek takdire şayan bir hareket yapan Bugün Gazetesinin sahibi ve çalışanlarını kutluyorum” dedi.
Darbe planının yapıldığı Akıncılar Üssüne de giren ilk milletvekili olan Dilipak üstte gördüklerini Bugün Gazetesine değerlendirdi. Dilipak; “Akıncılar üssünü ziyaret ettiğimde bunun bir darbe girişimi değil bir işgal girişimi olduğunu gördüm. Üstteki bombaların nereye atılacağının isimleri yazıyordu. Çok şükür milletimiz orada da canlarını ortaya koyarak uçakların kalkışlarını engelledi. Üstteki dehşet görüntülerini gördükten sonra büyük bir facianın eşiğinden döndüğümüze bizzat şahit oldum” dedi.
Açığa alınanlar, tutuklananlar, ihraç edilen devlet memurlarının yerlerine alınacak memurlarla ilgili de konuşan Milletvekili Dilipak şöyle konuştu; “hakim ve savcıların ellerinde delil olmazsa zaten tutuklanmıyor. Açığa alınmalarla ilgili ise istihbaratımız çok titiz davranıyor. Bir tane mağdur olmaması için yoğun çaba sarf ediliyor. İlk anda belki çok küçük sayıda mağdur olan olabilir ama kesinlikle bunun telefisi olacaktır. Yeni alınacak devlet memuru yönteminde ise KPSS temel alınacak ve mülakata tabi tutulacak. Mülakatta partizanca değil, hangi siyasi görüşü hangi ideolojiye hangi fikre sahip olursa olsun liyakat ve vatan sevgisi aranacaktır”
DİK DURUŞA TEŞEKKÜR
15 Temmuz darbe girişiminde milletine ve vatanına karşı büyük bir duruş sergileyen Kahramanmaraş’ta Bugün Gazetesini ziyaret eden Ak Parti Kahramanmaraş Milletvekili M. Uğur Dilipak bu tutumundan dolayı Bugün Gazetesi sahibi ve çalışanlarına övgüler yağdırarak teşekkür etti.
15 Temmuz darbe girişiminde Kahramanmaraş’ta ulusal ve yerel anlamda Sabah gazetesiyle birlikte baskısını değiştiren tek gazete olan Kahramanmaraş’ta Bugün Gazetesi o geceki duruşuyla alkış almaya devam ediyor.
Baskısını değiştirerek milletten ve demokrasisinden yana duruş sergileyen Kahramanmaraş’ta Bugün Gazetesini ziyaret eden Ak Parti Kahramanmaraş Milletvekili M. Uğur Dilipak o günkü gazeteyle poz vererek çalışanlara teşekkür etti.
Kahramanmaraş’ta Bugün gazetesinin darbe girişimi gecesi yaptığı baskı değiştirmenin takdir edilecek olduğuna vurgu yapan Dilipak; “Kahramanmaraş’ta Bugün gazetesi yaptığı olumlu haberlerle kamuoyuna aydınlatıyor ve memleketin gelişmesi için eline taşın altına koyuyor. 15 Temmuz gecesi de ilkeli duruşu bizleri ve halkımızı memnun etti. Ulusal basını da baz alırsak farlı görüşlerimiz olsa da ilkeli duruş gösteren tüm herkesi kucaklayarak yeni Türkiye’yi hep birlikte oluşturacağız” dedi.
Ziyarette Kahramanmaraş’ta Bugün Gazetesinin sorularını da cevaplayan Ak Parti Kahramanmaraş milletvekili ülke ve kent gündemiyle ilgili sorulara da cevap verdi.
Akıncılar üssüne giren ilk vekilsiniz, orada neler gördünüz?
Akıncılar üstüne ilk giren Milletvekili benim. Burada gördüğümüz şey şuydu: Türkiye’nin darbe değil bir bölme bir işgal hareketi yaşadığını gördüm. Bunu bir şekilde ayırt etmek lazım. Orada gördüğümüz temel şey: Bu işin organize olarak yapılmış ve özellikle Basına yansımayan bölümlerde hangi bombanın nereye atılacağına kadar bombaların üzerinde isimler yazılıydı. Bunlar dehşet verici senaryolardı. Ama orada o geceKazan halkının ciddi manada orada dik durması ve uçakları kaldırmamak için her şeyini ortaya koyması, ülkemiz açısından gurur duyulacak bir olaydır. O üstten darbecilerin kullandığı uçakların kalkmaması için traktörlerini, araçlarını ve canlarını ortaya koyan halkın, diğer uçakların uçmaması için hangarların kapılarını kilitleyen milli askerlerimizin yaptıkları direnişi ve gösterdikleri kahramanlıklarına şahitlik yaptık.
Akıncı üssüne ait olmayan helikopterleri savaş uçakları hala oradaydı. 20’si Diyarbakır’dan, 60’ı O üssün uçağı olan ve içerisinde sefere çıkmayanlarında olduğu 80 savaş uçağının bir taarruza gidecekmiş gibi, bir savaş hazırlığı yapılmış gibi hepsi mühimmatlarıyla doldurulmuş hazır olarak bekletildiğini gördük.
Ayrıca bir kargo uçağının aynı tepegöz vazifesi gördürerek yüksekten darbe girişimini koordinasyon ve yönetmede kullanıldığını gördük. Yani bunlar Türkiye’nin işgali için gereken her şeyi yapmışlar, çok şükür rabbim fırsat vermedi.
Bu firariler ülkemiz için ileride bir sıkıntı oluşturur mu?
Bu Fetö hareketi özellikle bir üst aklın gönüllü olarak yapmış olduğu bir proje. Bu üst akıl insanlara farklı bakış açısıyla bakıyor. Şuanda Türkiye için bir sıkıntı doğdu ama biz Türkiye olarak şunu diyoruz: Bu bir din, Diyanet mevzusu değil bu özellikle dünya üzerindeki bir üst aklın yönetmiş olduğu bir sistem. Mesela herhangi bir ülke için dini değerler önemli olmayabilir. Mesela Hindistan için, eğer bunlar Hindistan için yapılanabilirlerse Hinduizm adı altında bir işgal hareketi yaptırabilirler. Bunların temel şeyi şu: Bunlar bir maşa ve kukladır. Kuklacı başı kim? buna baktığımız zaman kim olduğunu net bir şekilde görüyoruz. Özellikle bu darbe girişimineAvrupa ülkelerinin Amerika’nın ve bizim ‘dostlarımız’ dediğimiz ülkelerin ses çıkarmamasını ben şöyle tarif ediyorum: bunların kendi içerisinde de zor duruma düştüler. O kovboy filmlerindeki herkesin birbirine silah çeker vaziyette beklemesi ama biri çektiği zamanda ortalığın kan gölüne dönmesi gibi bir şey. Dolayısıyla herkes şuanda Türkiye’deki beklemedikleri durum karşısında tabiri yerinde ise küçük dillerini yuttular ve herkes ‘kovboyların silahlarını çekmesi’ gibi bekliyorlar. Bu tip yapılarda hücreler birbirini tanımıyor. Ve biri A gizli servisini temsil ederken diğeri B gizli servisini temsil edebiliyor.
Bu ülkeden bunların köklerini kazıyabilir miyiz? Ve bu kaçakların dışarıdan mağdurlar ordusu oluşturulmaması için neler yapılabilir?
Bu insanların genel karakteristiği bir kere toplumdan kopuk yaşamalarıdır. Baktığınız zaman annesine, babasına selam vermeyen, babasını, ailesini, etrafına amcasının oğluysa, amcasını, dayısını vesaire adam yerine koymayan, onları hor gören insanlar olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla bunların bu noktada kendi ailelerinde bir taban oluşturma durumları yok. Taban oluşturma durumları olmadığı içinde bunlar mağdurlar ordusu diye mağdur edebiyatı yapacaklarını tahmin etmiyorum.
Daha dün mesela bir imam arkadaşımızın 3 çocuğu ve 3 gelini paralelden açığa alınmış ve damadı hapse girmiş. Damadı Bylock kullanıcısı çıktı. Ve Bylock kullanıcısı çıktığı içinde bu adam Emniyette direk olarak açığa alınmış ve yargılama sonunda hapse atılmış. Bir baba düşünün 4 evladı var. Baba; ‘vatan için hiçbir şeyin önemi yok bunlar ihanetin cezasını çekecektir.’ Diyor.
Birlik ve Beraberliğin kutuplaşmadan sürmesi için neler yapılması lazım?
Özellikle Ak Parti olarak ve diğer partiler olarak bir hareket noktası seçmemiz lazım. Türkiye’nin temel renklerini, bünyemizde barındırmamız lazım ve biz bunu hemen söylüyoruz. Türkiye için Tek Bayrak, Tek Vatan, tek Millet, tek Devlet.
Kendimiz açısından ana düsturu belirlememiz lazım. Temel değerlerimizin bu olması lazım. Mezhepsel, dinsel farklılıklar bunların hiç biri bizim için bir ayrışma vesilesi değil. Bizim tek gayrımız:tek Vatan, tek Millet, tek Bayrak, tek Devlet olgusunu bu ülkede dili, dini ve ırkı ne olursa olsun bu ülkede hiçbir şekilde birilerinin vücut bulamayacağı şekilde güvenli bir ülke oluşturmak. Ama bu güvenli ülkeyi oluşturma ruhunun Türk Milletinin, bu coğrafyanın kendi kanında var olduğunu düşünüyorum. Bunu ise 15 Temmuz gösterdi.
Açığa alınanlarla ilgili suçu bulaşmamış olanların geri dönüşü nasıl olacak?
Kanun hükmündeki kararnamelerde suça bulaşmamış olanların hukuksal olarak geri dönüş yolları zaten açık. Bu konuda açığa alınanlardan herhangi bir haksızlığa uğramamaları için ilgili birimlerimiz gerçekten çok yoruluyor. Fakat şuan da bu çalışmalardaki isabet oranı çok yüksek. Burada paralel yapının bu mağdurların oluşmasında parmağı var, çünkü hiçbir yerde doğruyu söylemiyorlar, durmadan kıvırtıyorlar. Örneğin Ankara Gölbaşı’ndaki Özel Hareket Dairesini bombalayan Pilotun ifadesine bir bakın, sanki o bombaları o değil de ben atmışım gibi davranıyorlar. İki yüzlü politika yürüten fetöcülerin ifadelerine bakarsanız insanları manipüle etme, ikiyüzlü davranma ve sanki Türkiye’de hiçbir şey yapmamış gibi davranmayı görebilirsiniz
Bu görevden alınmalar ne kadar sürer?
Özellikle bu konularda çok hassa çalışılıyor. Ve bu sistem içerisinde mesela Bylock sistemi tamamen bunların kullandığı bir uygulamadır. Bazıları masumane bir şekilde bylock sistemini indirmiş olabilirler. Fakat Bylock sistemi: kurulduğu andan itibaren birkaç ay Google playstore ve Apple stor de yer almış ve sonra sistemden çıkmış. Bundan sonraki Bylock’uindirmenin tek yolu, Flash bellek ile kayıt, özel siteden bulup kaydetme ve bu işlemden sonra da bir işlem var.Sizprogramı kaydettiniz, kaydettikten sonra baktığınız zaman ‘bunu kullanmak istiyorum’ dediğiniz zaman kullanamıyorsunuz. Çünkü sizi Bylock kullanan başka bir insanında kabul etmesi gerekiyor. 24-25-26 karakter arası şifresi var. Bir kere şifreyi yanlış girdiğiniz zaman ise sistem sizi dışarı atıyor. Tekrar girebilmen için başka bir Bylocuk kullanıcısı size referans olması gerekiyor. Dolayısıyla Referansız sisteme giremediğin içinde Bylock sistemi tamamen paralel yapının kendi için tabiri yerindeyse özel ürettiği bir sistemdir. O sistemin tamamınıntüm yazışmaları istihbaratta mevcut, bunların bu yapıları şuanda çözümleniyor. Bu sistemde 50-60 bin kadar kullanıcı var ve bunların %90’nı devlet yapısı içerisinde aktif olarak faaliyet gösteriyor. Bu ise şu demektir: 53 bine yakın bu konuda fetöcüvar.
Bunların içerisinde yapılanma itibariyle yanlışlıklar olan. Burada sistemi yanıltmaya yönelik ultra şeytanın bile aklına gelemeyecek şeyler… Mesela sizin kartınız buradayken ben kartınızı alıyorum. Benim sistemde Bay-Lok kullanıyorum sizin telefonunuza kayıtlı bu tip hatalar olabilir. Bunun dışında hata olması mümkün değil.
İhraç edilenlerin yerine yeni alımlarda kriter ne olacak?
Özellikle burada atamaların hızlı bir şekilde yapılmasıyla ilgili çalışmalar tüm hızıyla sürüyor. Bu atamalar yapılırken de KPSS temel alınacak ve ardından mülakata tabi tutulacak. Mülakattaki uygulama asla partizanca olmayacak. ‘Güçlü Türkiye’yi hep birlikte kuracağız’ dedik ve burada hiçbir şekilde partizanca bir tavır içerisinde olmayacağız. Tek Vatan, Tek Millet, Tek Devlet, Tek Bayrak algısı içerisinde farklılığımız bizim zenginliğimizdir. Bunu biliyor ve farkındayız. Farklı düşünebiliriz, hangi fikirden, hangi görüşten olursa olsun yeterki liyakatli olsun, vatanına, milletine, bayrağına, devletine sahip çıksın.
Geçen gün Hürriyet’te bir haberiniz vardı, o komisyonda neler yaşandı?
Özellikle bu hafta içerisinde komisyonda olanve Hürriyet gazetesine de yansıyan HDP milletvekilinin tutumuyla ilgili bir durum vardı. PKK’ya hiçbir şekilde değinmeden tamamen sanki DAEŞ ve FETÖ’yü eleştirir bir tavrı karşısında, ben şunu söyledim: ‘Bakın buradaki Fetö ne kadar ahlaksız, namussuz, şerefsizse DAEŞ okadar namussuz, şerefsizdir. Ama bunun yanında PKK’yı diline almayan bir kez daha kınama cesaretini gösteremeyen bu meclis çatısı altında bulup dafarklı şekillerde bir kez dâhi bunu söyleyemem insanlar namussuzdur,şerefsizdir, ahlaksızdır!’ dedim. Ama Hürriyet Gazetesi bunu sadece ‘teröriste destek veren şerefsizdir’ şeklinde haber yaptı. Bu sözlerden sonra komisyonda bulunulan HDP gurubuna mensup olan vekil kendi üzerine alarak toplantıyı terk etti. Elazığ’daki saldırı haberini aldıktan sonra üzüntü ile komisyon toplantısına girmiştik ve o olayın üzüntüsünü yaşıyorduk. İçimizin yandığı için böyle bir konuşma yaptım. Bu çatı altında PKK’ya laf söylemeyen insanlarınbarınmamasıgerektiğini ama bu şekilde de sert yaptığım için orada ki diğer bulunan parti gruplarındaki vekillerden özür diledim. Böyle bir üslup yaptığım için ama Hürriyet Gazetesi‘tekrar özür diledi’ diye haber yapmış. Ben asla herhangi bir şekilde terör örgütünün savunmasını yapan insanlardan asla hiçbir şekilde özür dilemedim, dilememde.