Bir dönem kapandı... Yeni bir dönemin kapıları aralanıyor...
Reklam
M. Arif İncegül

M. Arif İncegül

Bir dönem kapandı... Yeni bir dönemin kapıları aralanıyor...

27 Mayıs 2020 - 02:09 - Güncelleme: 12 Eylül 2020 - 23:17

Bir dönem kapandı...

Yeni bir dönemin kapıları aralanıyor...

Helva yemek için kavuğunda misvak taşıyanlar son demlerinizdesiniz...

 

M. Arif İNCEGÜL  / Gazeteci –Yazar  

Sağlık Bakanı tarafından paylaşılan verilere göre salgın kontrol altına alınmış gibi görünüyor...

Ve birileri siyaseti dizayn etme ucuzluğunda, bu ucuzluğu sosyal medyadaki paylaşımlardan göre bilmek mümkün...

Oysa sosyal olayların tayin edeceği lider ve kadrosuna karşı durabilme yeteneği olmayan ve hep gölgede ve duldada oturma kolaycılığında olan lümpenler gelecekle ilgili beklentilerine göre fikir beyan ettiklerini düşünüyorlar...

ABD ve AB çöktüğünde zannetme ki Rusya ve Çin ayakta kalacak...

Fillerin tepişmesinde çimler ezilirmiş, lideri ve kadrosunu sosyal olaylar tayin eder...

 Yeniden Büyük Türkiye’nin ayak sesleri gelirken mevzuya ilgisiz siyasilerin meclisi işgal etmelerinin ötesinde maalesef, akademi ve bürokraside ehliyetsizlerin tasallutu altında, iş dünyasının güçlüleri distribütör,  sanatçılar ise taklitçi. Covid19 ise bütün dünyayı terbiye ediyor…

Korona virüsü marifetiyle; Sosyal, siyasi, iktisadi, bürokratik değişime hazırlıklı olun...

Covid19, efendileri vurduğu için ses yüksek çıkıyor.

Halep’te tarih bombalanırken susanlar, Paris’e ateş düştü diye ağlıyor...

Somali’de kara derili çocuk, açlıktan kıvranırken, Türkistan, Arakan, Libya’da yangın var. Gün Devlete destek olma günüdür!.. Muhaliflik ve muhalefet etme geçici bir süre askıya alınmıştır...O bir devlet geleneğidir !.. ve Oğuz Yasasıdır!.. Kime çalıştığını bilmeyen ücretsiz amelelere duyurulur..!

12 Eylül ve 28 Şubat darbeleri sosyolojinin açıdan incelenmeden bugün olan olaylar anlaşılmaz.

Daha evveli 27 Mayıs darbesi... Ondan öncesi 1908 Meşrutiyet... Tanzimat’a kadar gitmek icap eder...

Velhasıl ittihat ve Terakki anlaşılmadan anlaşılmaz…

Biz yarım asrı deviren neslin şahit olduğu olayları tetkik etsek bile yapılan ucuz operasyonların bize faturasının ne kadar ağır olduğunu göreceğiz...

Gördüğümüz zaman omzumuza binen yük kemiklerimizi kıracak...

Koparacağımız vaveylanın şiddeti bütün sahte kahramanların tahtını sarsacak...

Yerel ve milli olan her şeye karşı düşmandır sahte kahramanlar. İthal olanı kutsarlar.

İthal ettikleri fikirler  Batının buruşturup çöpe attığı fikirsizliktir aslında...

Anlayacağınız  bize kutsatılan sahte kahramanlar batının ve bâtılın çöpçüsüdür...

Nabi hazretleri Hayriye isimli eserinde diyor ki;

‘’Taşradaki ilim meclislerinde başköşede oturanlar, İstanbul’ daki ilim meclislerinde eşikte dahi oturamazlar’’...

Bizdeki sahte kahramanlar kutsadıkları batının çöplüğünde eşelenirler…

Burada kendi mevkilerini muhafaza etme adına kibirle bakarlar sana ve yanlarına yaklaştırmazlar...

Üzerlerine sinen kokunun farkına varmayasınız diye...

Yerel ve milli olma adına ayağa kalkma arzusunda olan sen,

Olma kıvamına gelmeden sana oldun diye gaz verirler...

Bu handikabı aşmanın tek yolu okumandır; Kolay ve basit bir yol...

Ama bunu sana zorlaştırırlar...

Önce dilini kısırlaştırırlar sonra lüzumsuz bilgileri öğrenmen için seni zorlarlar...

Hindistan'da logaritmayı ezberlettikleri gibi...

Tarih ezberlemeyi tarih öğretmek gibi sunarlar...

Tarih ezber değildir... Tarih şuurdur...

Coğrafi bölgeleri ezberleme... Coğrafyanın şuuruna var...

İstiklal Marşını ezberletenler istiklal şuuru vermediler...

Diplomalı cahillere “Yontma Taş Devri” ,”Cilalı Taş Devri” cümleleri yabancı değildir...

Bu devirler öğrendiğimize göre tarih oldu...

Lümpenlerin öğrenmesi gereken “cilalı imaj devrinin” bittiğidir...

Makyajlarınız akıyor beyler...

Üç ay önce savaş üzerine konuşanlar 2 aydır korona uzmanı oldular...

Görüntü kirliliği oluşturmaktan gayrı bir marifetiniz yok...

Dünya devleri Covid19 vakıalarını gizleyerek, büyüklüklerine halel getirmemek gayretindeler.

Özellikle;

Çin sosyal medyadan trolleri maaşa bağlamış.

Çin iç savaşın eşiğinde ve ekonomik daralma sosyal problemleri tetikleyecek...

AB zaten çöküyor, oysa covid19 bütün insanlığı özellikle kibirlileri hizaya çekiyor...

İnsan kendi orijinalitesine ihanet ettiği içindir ki covid19 pençesinde şaşkına döndü ve etrafında yıkılmaz zannettiği koruma duvarları yıkılıyor...

Kim bilir aczinin ve cehaletinin farkına varıyor...

Oysa yapay zekâ marifeti ile insan kimliği verdiği robotlarla, kitle iletişim araçları marifeti ile robotlaştırdığı insanları yönetecek ve yönlendirecekti dünya efendileri... Dünya nüfusunu 700 milyona indireceklerdi güya…

Tekâmülünü tamamlamış maymunsular olarak tanımladıkları sarı, siyah, Kızıl derililerin milyon milyon ölmesinin hiç bir kıymeti yoktu beyaz Anglosakson Protestanlar için...

Oysa şimdi salgının ana üssü Avrupa ve Amerika...

Beyaz Adamın ülkeleri, kara emperyalizmin merkez üsleri...

Biz etkilenmiyor muyuz? Elbette biz de etkileniyoruz...

Atalar ne buyuruyor; Kurunun yanında yaşta yanar...

Bu ateş hepimizi yakacak...

Yangından kurtulanlar, insan olmanın olmazsa olmazı olan değer yargılarına sarılmak marifeti ile yeniden insanca yaşanılabilecek bir dünyayı kurabilecekler, kim bilir...

Dünya efendilerinin propagandasına aldanmadan, şeytanın vesvesesine kapılmadan ve nefsinin heba ve heveslerine mağlup olmadan,

Seni mutlak fikre ram edecek olan,  fikir soylularına, ilmi ile amil alimlere ve hürriyeti arzulayan sanatkarlara kulak vermen...

Covid19 sonrası, kendinin ölümsüz olduğuna inanan lümpenlerin rahatları bozuldu ve çığlık, çığlığa bağırıyorlar...

Kazanımlarını kaybettikleri vehmi ile ağlıyorlar, işsizlik, açlık korkusu haşa tanrılıklarını tehdit ediyor…

Oysa daha geleceğe dair hayalleri vardı, Ferrarileri olacaktı...

Hatırlarsınız o şarkının nakaratlarını; “Bir elimde cımbız, bir elimde ayna, Umurumda mı dünya...”

Oysa biz “bir lokma, bir hırka” diyen ideal insanları kurduğu bir medeniyetin çocuklarıyız...

 Unutmayın;

Bu millet mazlum, bu millet garip, bu millet mazlum ve garibanı sever, sebebi mucibesi kendine benzemesidir...

Bu millet hayır ve hasenatı sever, zekât ve fitre dini vecibedir, sadaka ve infak cabası...

Dolayısıyla bu millet kendi kendine yetmek için onurlu bir duruş için bir birini kollar ve korur, yardımlaşır...

İstikbaldeki, istiklalin müjdesinin ihbar edildiği bu günlerde, güzelden yana olanlara selam olsun...

‪Dünyayı saran Covid19’un ülkemizdeki oluşturduğu olumsuz durumdan siyasi, ekonomik rant elde etmek için çırpınan lümpen yaptığın her hareket derin milletin hafızasına, derin devletin kayıtlarına giriyor. Unutma savaş esnasında bozgunculuk yapanlar divanı harpte yargılanır...

Evde kalmak bize geçmişin muhasebesini yapmak, hali tahlil etmek, gelecekle alakalı hayal kurmak imkânı sunuyor...

Muhasebe, tahlil ve hayal...

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar