Türk’ü namusuna el uzatanlara tarihi bir cevap vererek
ilk kurşunu atan Sütçü İmam, ilk kurşunu atışının 97. Yıl dönümünde kabri
başında anıldı. Yazdığı Beyaz Sessizlik kitabıyla milli mücadele kahramanlarını
ölümsüzleştiren yazar Dr. Gökhan Gökşen 31 Ekim 1919 tarihinin Kahramanmaraş’ın
şanlı sayfalarından önemine dikkat çekti. Gökşen; “Ne mutlu ki böyle bir günde
aziz şehitlerimizin ruhlarını şad edeceğiz. Sütçü İmam Uzunoluk’ta 31 Ekim 1919
tarihinde Türk’ün namusunu korumuştur. Tarihin altın sayfalarında bir milletin
namusuna el uzatanlara, bu milletin hangi cevap vereceğini tarihe not
düşürmüştür. Sütçü İmam’ı yıllar sonra bile hafızalarında, gönüllerinde,
yüreklerinde yaşatacaktır. Sütçü İmam, bu milletin direniş ruhunu, bu milletin
istiklal ruhunu, bu milletin maneviyatının özünü temsil eden bir duruşun
ismidir.” Dedi.
GELECEK NESİLLERE
ANLATMAMIZ LAZIM
Her 31 Ekim tarihinde elinden geldiğince Sütçü İmam’ı
anmayla ilgili faaliyetler gerçekleştirmeye çalıştığını da belirten Gökşen
şöyle konuştu; “Gelecek nesillere Sütçü İmam’ı doğru aktarılması ve doğru
anlatılması gerektiği kanaatindeyim. Bektutiye Camiinde gönüllü müezzinlik
yapan Sütçü İmam, hamamdan çıkan 3 kadına sarkıntılık yapmaya çalışan, aslında
bir milletin namusuna el uzatarak bir milleti baskı altına almak isteyen
Fransız paralı askerlere tarihi bir cevap vermiştir.
FRANSIZ
LEJYONERLERE TARİHİ CEVAP VERİLDİ
Aslında Fransız Lejyonerler yani Fransız paralı askerler
tehcirde Maraş’tan Suriye’ye tehcir edilen Ermenilerden oluşan intikam
alaylarıdır. Amaçları Fransız birlikleri ile Fransız üniforması ile geldikleri
Maraş’ta halka eziyet, işkence ve halka hakaretlerde bulunmaktadır. Geldiği
günden beri küfürler, hakaretler, naralar atmaktadırlar.
31 Ekim 1919’da da bunlar namusa saldırıya dönüşmüştür.
Önce Çakmakçı Said bu olaya müdehale etmiş, silahı olmadığı için vurularak
şehit edilmiştir. Ardından Sütçü İmam Uzunoluk’ta bulunan Sütçü dükkanından
çıkarak bu hainlere ateş etmiştir. Aynı hadiseye benzer bir hadisede de Şehit
Kamil annesine sarkıntılık yapan Fransız birliklerini taş atarak durdurmuş
fakat şehit edilmiştir. O gün Cenab-ı Allah Sütçü İmam’ı korumuştur. O kadar
silahlı kişinin arasından Sütçü İmam yara almadan Bertiz bölgesine gitmeyi
başarmıştır.
KİM BU HAREKETİ
YAPSA KAHRAMANDIR
Dünyanın neresinde olursa olsun namusuna el atan hiç
tanımadığı kadınlar için hainlere bu cevabı veren kahramandır. Sütçü İmam’da
bizim asil milletimizin tarih önündeki duruşunun özüdür, ruhudur.
Kahramanmaraş’ta bugüne kadar herkes Sütçü İmam’ın torunu olarak adlanmıştır.
En son 15 Temmuz’da gördüğümüz bu milletin istiklale olan, bağımsızlığa olan,
demokrasiye olan, kendi kendisini yönetebilme kabiliyetine olan inancını Sütçü
İmam ruhuyla nasıl özdeşleştiğini ve bu ruha bugün bizim ne kadar ihtiyacımız
olduğunu, 15 Temmuz demokrasi direnişimizde de tarih yeniden önümüze
getirmiştir.
Bugün Konya ve Türkiye’nin birçok yerinden Sütçü İmam’ın
kabrini ziyaret etmeye gelenleri görünce çok mutlu oldum. Tarihe baktığınız
zaman burası Bektutiye (Fevzi Çakmak) Mahallesidir. Burası tarihi Bektutiye
camiidir. Bu caminin şimdi olmayan binaları Betutiye medresesi olarak
adlandırılmıştır. Bu mahallenin tarihinin iyi araştırılması lazım. Çünkü
Anadolu’yu Türk İslam medeniyeti ile tanıştıran önemli bir merkezdir burası.
BU CAMİDE KİMLER
YETİŞTİ?
Bektutiye Camiinin müderrislerinden birisi Necip Fazıl’ın
dedesidir, Bektutiye Camiinde yetişen birisi Şehit Evliya’dır. Mehmet Ali
Kısakürek’tir. Bektutiye Medresesindeki eğitim, İslam’ın istiklalle
birleştiğinde bir mana teşekkür ettiğine dair, Anadolu’yu Türk İslam
medeniyetiyle tanıştırmanın bir özüdür.
Sütçü İmam’da Bektutiye Camii gibi önemli bir noktada büyük bir tarihe
imza etmiştir. Keşke ecdadımızın bütün şehitlerimizin, gazilerimizin anılarını,
hatıralarını canlı tutmak adına çok daha güçlü etkinliklerle daha güçlü
hatırlanabilecek programlar düzenlense. Ama son yıllarda bu alanda çalışmalar
yapıldığını görmekteyiz ama Mehmet Akif’in; ‘Kabeyi diksem başına, yine de bir
şey yaptım diyemem’ mısrasını örnek göstererek gönlümüzde daha çok etkinliğin
artarak yapılması gerektiğini düşünüyorum. Geçtiğimiz yıllarda 31 Ekim’in
hafızalarda yer edinmesi için 31 Ekim anma etkinliği düzenlemiştik. Kurum
bazında, şahıs bazında bu tür etkinliklerin düzenlenmesi gerektiğine
inanıyorum.
BİZİM ONURUMUZ
SÜTÇÜ İMAM’DIR
Sütçü İmam’ın kabrinin kendi mahalle sınırları içerisinde
olduğunu ve her gün ziyaretçi akınına uğradığını belirten Fevzi Çakmak
Mahallesi Muhtarı Sıddık Gemci ise bu tür büyük bir kahramana ev sahipliği
yapmaktan gurur duyduğunu söyledi. Kahramanmaraş’a dışardan gelen insanların
önce Sütçü İmam’ın kabirini ziyaret ettiğini dile getiren Gemci; “her şehrin
bir onuru vardır, bizim onurumuzda Sütçü İmam’dır. Madalya almamızda,
Kahramanlık ünvanı verilmesinin altından yatan şuur Sütçü İmam olayıdır. Sadece
Anıtlar Yüksek Kurulu’nun bu kahramanın anıtına daha büyük önem vermesi
gerektiğini düşünüyorum.
Kabrinin bulunduğu alanın istimlak edilerek anıtın daha
belirgin bir hale gelmesi bence çok iyi olacaktır. Türkiye’nin kurtuluş
fitilini ateşleyen bu büyük kahramanı bu kadar yere hapsetmemeliyiz. İlgili ve
yetkililerin bu konuya duyarlı olacağına inanıyorum” dedi.



YORUMLAR