Alternatif tıp her derde deva

Alternatif tıp her derde deva

Atadan kalma tedavi yöntemleri, yeniden revaçta. Bunda, modern tıbbın, insanları ürküten yan etkileri, fiyaskoları ve tasallutu etkili oldu. Kahramanmaraşlı esnaflardan Şifacı Mehmet Balbaba, bitkilerden elde ettiği ilaçlarla birçok hastalığı tedavi ettiğini dile getiriyor.

01 Temmuz 2015 - 13:47

Hiçbir hastane ve doktorun iyileştiremediği, kanser dahil her türlü hastalar, bir bitki drogu ya da akupunktur iğnesiyle ayağa kalkıyor.

Kahramanmaraş’ta Bugün Gazetesi olarak giderek gelişen ve sayıları artan alternatif tıp yöntemlerinin bazılarını siz değerli okuyucularımız için araştırdık. Günümüz materyalist ve pozitivist tıp anlayışı, alternatif tıbbın tedavi yöntemlerini anlamakta güçlük çekiyor, bilime aykırı buluyor ve açıklayamıyor. Modern tıbbın, bu tür alternatif tıp uygulamaları karşısında takındığı tavrın ne olduğunu tahmin etmek zor değil: "Bu tür uygulamalar akıldışıdır, şarlatanlıktır.." Akupunkturcular, hipnozcular, bio enerjistler, ayurvedacılar, bitkilerle tedavi edenler ise kendilerinden emin, yönelen ağır eleştirileri aynı üslupla karşılamak yerine, kendi tedavi yöntemlerinin faydalarını canlı örnekleriyle anlatmayı tercih ediyorlar.

Fakat gerçekler nedir? Bitkilerle tedavi yaptığını söyleyen ve saf vatandaşa birtakım droglar satan kişi ne kadar dürüst? Ya da bunlar tamamen gerçek dışı şeyler mi? O zaman, halk neden bunlara gidiyor ve de iyileştiklerini söylüyor? Her "ilaç" hastalığı iyileştiriyor mu? Akupunktur noktaları ve enerji akması, vücutta meridyenler bulunması ne demek? Şarlatanlık mı? Alternatif tedavi yöntemlerine eleştiri getirenler nerede, ne kadar haklılar?

 

MODERN TIBBIN YAN ETKİLERİ ALTERNATİFİ DOĞURDU

Kahramanmaraşlı esnaflardan Şifacı Mehmet Balbaba, bitkilerden elde ettiği ilaçlarla birçok hastalığı tedavi ettiğini dile getiriyor. "Şifacı" Balbaba, bitkilerle tedavinin modern tıptan ayrı düşünülmemesi gerektiğini özellikle belirtiyor ve "Teşhisi modern tıp tarafından konulmamış bir hastayı ben zaten iyileştiremem. Modern tıpla koordineli çalışmak daha etkili kılıyor tedavileri. Hem, gelen her hastayı iyileştireceğimiz de düşünülmesin. Yani iyileştiremediğim hastalar da var. Bu tabii karşılanmalı" diye vurguluyor.

Modern tıp mensuplarının önemli bir eleştirisi de, Doğu'ya ait tedavi yöntemlerini kullananların günübirlik ve rastgele uygulama yaptıkları şeklinde. Görüştüğümüz modern tıpçıların hemen hepsi, alternatifçilere bu eleştiriyi getirdiler.”

Mehmet Balbaba’nın Şifacısı daha çok bir baharatçı dükkanını andırıyor. Bitkilerle tedavi de yapan Balbaba, bitki ile tedavinin belli usul ve sisteminin olduğunu anlatıyor: "Dedelerimiz bitkilerle ilgili geniş tabanlı çalışmalar yapmışlar. Mesela Davud—i Antaki var, Teskeretü'l Antaki adlı kitabında 1712 tane bitkisel ilaç terkibi yazmış. Tarsuslu Osman Hayri Mürşit Efendi, Kenzü'l En'am isimli eserinde bitkilerle tedavinin ilke ve usullerini anlatır. Ebu Hanife Bin Davut'un Kitabü'n Nebatat isimli 6 ciltlik eseri var. Ve daha birçok kitap var. Batılılar bu kitaplardan faydalanıp bitkilerden ilaçlar yapıyorlar."

 

HACAMAT'LA TEDAVİ

Alternatif tedavi yöntemlerinin en ilginçlerinden biri de hacamat. Hacamat,özellikle Kahramanmaraş’ta yaygın bir şekilde birçok hastalıkta kullanılıyor.Uzmanlar, hastalıkların, kanın akmayıp kılcal damarlarda tıkalı kalmasından dolayı oluştuğunu belirtiyor ve şöyle diyorlar: "Hacamat, kılcal damarlardaki durgun siyah kanı almaktır. Aslında bu tıkalı kalan kan, ölen hücrelerdir. Kılcallar çalışamayınca onların işini atardamarlar üstlenir. Atardamarın yükü artınca da vücutta tahribat başlar. Vücut ölen hücreleri yeterince dışarı atamayınca hastalık oluşur. İşte biz bu ölü hücreleri hacamatla alıyoruz."

Hacamatın 70 ila 72 arasında rahatsızlığa şifa olduğunu belirtiliyor. Başağrısı, göz, kulak rahatsızlıkları, sinir hastalıkları, diş eti ve boğaz hastalıkları, romatizma, sırt ve bel ağrıları, siyatik, kan, kalp ve damarla ilgili hastalıklarda hacamat birebirmiş. Öyle vücudun her yerine hacamat yapılamıyor. Her hastalık için belli hacamat bölgeleri olduğunu söyleniyor. Sırt ağrıları için iki kürek arasına; kalp için arkadan kalp hizasına gelen sırta; romatizma, bel ağrıları ve siyatik için bel ve ayakların belli yerlerine hacamat yapılıyor. Ciğerler ve dalaktaki rahatsızlıklar için koldan; yüz, göz, kulak, burun, diş ile ilgili hastalıklarda iki omuz arasından; çıban, uyuz, sivilce, nikris, basur, bacak şişmesi, musare, rahim hastalıkları ve sırtta oluşan kaşıntılar için iki kalça arasından hacamat yapılıyor. Yan etkisi ise hiç yokmuş.

Uzmanlar Hacamat tedavisini şöyle anlatıyor: "Önce, bardak vb. den oluşan kupayı kan alınacak yere vuruyor, orayı havasız bırakıp uyuşturuyoruz. Aynı yeri neşterle et ile deri arasını 2 veya 3 milim çiziyoruz. Sonra kupayı neşterlenen yere tekrar vuruyoruz. Kılcal damarlardan kan gelmeye başlıyor. Bunu genellikle üç defa tekrarlıyoruz. Tedavi 20—25 dakika sürüyor. Ortalama 300—350 gram kadar kan çıkarılıyor."

Hz. Muhammed(s.a.v) bir hadis—i şeriflerinde, hacamatın önemini şöyle buyurmuş: "Damardan veya deriden kan aldırmak, tedavi olduğunuz şeylerin en faydalılarındandır." (GÖKHAN DÖKÜCÜ)

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Başkan Görgel: “Sağlam Altyapı Üzerine Güçlü Bir Gelecek İnşa Ediyoruz”
Başkan Görgel: “Sağlam Altyapı Üzerine Güçlü Bir Gelecek...
Türkiye’nin UNESCO Tescilli Tek Masal Anlatıcısı Fatma Önkol Konuşuldu
Türkiye’nin UNESCO Tescilli Tek Masal Anlatıcısı Fatma Önkol...