“Bizim Kızılelmamız büyük ve güçlü Türkiye’nin...

“Bizim Kızılelmamız büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasıdır”

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı koordinesinde Samsun Tütün İskelesi'nde düzenlenen 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı 100. Yıl Törenleri'ne katılarak, vatandaşlara hitap etti.

24 Mayıs 2019 - 06:28

Konuşmasına tüm vatandaşları selamlayarak başlayan Erdoğan, vatandaşların 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nı tebrik etti. 

Erdoğan, "Kurtuluş Savaşı'mızın Başkomutanı, Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını tazimle yad ediyorum. Anadolu'ya ayak bastığımız günden bugüne kadar ülkemizin ve milletimizin bekası için gözlerini kırpmadan hayatlarını feda eden tüm şehitlerimize, gazilerimize, kahramanlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Bir asırdır ülkemizin kalkınması, milletimizin güçlenmesi için emek veren, çalışan, üreten herkesi şükranla anıyorum." diye konuştu.

"Biz kökü tarihin binlerce yıllık derinliklerine uzanan bir millet ve devletiz." ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sadece Cumhurbaşkanlığı Forsu'muzda temsil edilen 16 devletimizin 2 bin 200 yılı aşkın bir geçmişi vardır. Bugünkü isimleriyle ifade edecek olursak Avrupa'dan Rusya'ya ve Orta Asya'ya, oradan Moğolistan'a, Çin'e, Hindistan'a, Pakistan'a, Afganistan'a, İran'a, Orta Doğu'ya, Kuzey Afrika'ya kadar geniş bir coğrafyada ecdadımız devlet kurmuş, hüküm sürmüştür."

Bu süreç içerisinde pek çok kritik dönüm noktası bulunduğuna ve her dönüm noktasının açtığı yolların da farklı olduğuna işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti: "Mesela yaklaşık bin yıl önce Sultan Alparslan'ın Malazgirt'te kazandığı zafer sadece iki ordunun çarpışmasının sonucundan ibaret değildir. Bu zafer aynı zamanda milletimiz için geleceğini kuracağı yeni bir coğrafyanın kapılarının açılışının müjdecisidir. Coğrafyamızdaki ilk devletimiz Anadolu Selçuklu'nun İznik'ten Konya'ya uzanan ve asırlar boyunca süren serencamı çok daha büyük bir doğumla neticelenmiştir. Söğüt'te toprağa dikilen Osmanlı çınarı 600 yılı aşkın süre boyunca 3 kıta, 7 iklimde şanla, şerefle, gururla bayrağımızı dalgalandırmıştır. Osmanlı'nın takati kesildiğinde de yerini taze bir nefes olarak Cumhuriyet'imiz almıştır. Gazi Mustafa Kemal bir asır önce bugün Samsun'a herhangi bir kişi olarak değil Osmanlı'nın en parlak, en gelecek vadeden subaylarından biri olarak ayak basmıştır." 

"COĞRAFYASI DEĞİŞMİŞ OLSA DA DEVLETİMİZ HEP TEKTİR"

Gazi Mustafa Kemal'in beraberindeki arkadaşlarının da her birinin aynı payeyi taşıdığını söyleyen Erdoğan, "Ankara'ya kadar süren uzun yolculuğu boyunca kendisiyle birlikte hareket eden her komutanın her kamu görevlisinin de sıfatı aynıydı. Çünkü bizim geleneğimizde devletin ismi ve yöneticileri değişir ama ona ebet müddetlik vasfı veren anlayış hep baki kalır. Devleti ebet müddet milletin bizatihi kendisidir. Dolayısıyla aslında ismi, bayrağı, coğrafyası değişmiş olsa da bizim devletimiz hep tektir." dedi.

Cumhurbaşkanlığı Forsu'nun bu kadim tek devlet anlayışının remzi olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Geriye dönüp sadece son bin yılımıza baktığımızda dahi şunu görüyoruz; Avrupa'nın ortalarından Afrika'nın derinliklerine kadar uzanan geniş bir coğrafyada hüküm süren ecdattan geriye sadece sevgiye, saygıya, muhabbete ve adalete dayalı hatıralar kalmıştır. Ne sömürgeciliğin ne soykırımın ne zulmün ne de başka herhangi bir utancın, hamdolsun bu milletin sicilinde yeri yoktur." diye konuştu.

Son iki asır büyük acı ve çok büyük kayıplarla geçmiş olmasına rağmen bu duruşlarından en küçük bir taviz vermediklerini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti: "Osmanlı Balkanlar'dan çekilirken tarihin en büyük soykırımı bizim milletimize uygulanmıştır. Osmanlı Birinci Dünya Savaşı'nda dört bir yandaki cephelerde canını dişine takıp savaşırken arkadan vurulup kadın, yaşlı, çocuk milyonlarca vatandaşını kaybeden yine bizdik. Onca derin acıya rağmen milletimiz hiçbir zaman düşmanına benzeme gibi bir yanlışın içine düşmemiştir. İhanetlerin en büyüğüne verdiğimiz cevap sadece tehcirden ibarettir. Tarihin ve arşivlerin ortaya koyduğu gerçeklere rağmen bir asırdan fazladır bizi suçlayanlar insanımızın yaşadığı zulümleri ısrarla görmezden geliyorlar.

Esasen son 6 yılda yaşadıklarımız ülkemiz ve milletimizle ilgili niyetlerde en küçük bir değişiklik olmadığını gösteriyor. Fırsat bulduklarında bizi içimizden bölmeye, fırsat bulduklarında dışarıdan kuşatmaya çalışıyorlar. Her ne olursa olsun her kim olduğumuzu, nereden geldiğimizi, nerede durduğumuzu ve nereye gittiğimizi biz çok iyi biliyoruz. Unutmayalım, 26 Ağustoslar, 29 Mayıslar, 18 Martlar, 19 Mayıslar, 23 Nisanlar, 29 Ekimler, 15 Temmuzlar bize işte bunu hatırlatan tarihler olarak nesiller boyunca hafızlarımızdan silinmeyecektir."

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x