Aydın mesajında şunları kaydetti: “93 yıl önce,
acıların, yokluk ve sıkıntıların yaşandığı bir dönemde, milletimiz, var olma
mücadelesi vermiş; varlığına yönelen tehditlere karşı verdiği Kurtuluş
Savaşı’nı zaferle taçlandırarak, tarihe unutulmaz bir destanla geçmiştir. Güçlü
bir ruh ve iman yüceliğinde bütünleşen milletimiz, istiklal aşkı ve özgürlük
ruhuyla hep birlikte, yani gerçek manada ‘millet’ olarak, yeryüzünün birleşmiş
bütün zalimlerine karşı yeryüzünün bütün mazlumları adına sürdürdüğü mücadeleyi
zaferle sonuçlandırmıştır.”
“Hâl böyleyken, milli mücadele ruhu temelinde yükselmesi,
gerçekliğini millet iradesinde bulması gereken Cumhuriyet, uzun yıllar boyunca
dayattığı resmi ideolojisiyle kendi insanına yabancılaşmanın sıkıntılarını
yaşa(t)mış; devlet mekanizması belli zümre ve sınıfların çıkarına hizmet eden
bir aygıta dönüştüğünü ifade eden Aydın sözlerine şöyle devam etti: “Ekonomik,
demokratik, kültürel haklar ve nimetler, ülkenin ve milletin bütününe
yayılamamıştır. Devlet ve milletin kucaklaşarak bütünleşemediği Türkiye’de,
değerler çatışması hayatın her anını, alanını negatif etkilemiş, gerçek manada
ne millet cumhuriyetini ne cumhuriyet milleti kazanabilmiştir.”
Varoluşumuz millet gerçekliğini esas almak zorunda
olduğunu ifade eden aydın sözlerine şöyle devam etti: “Bütün çabalar
milletimizi mutlu, başarılı kılmak içinse, yapılması gereken, bizi millet
olarak var ve güçlü kılan değerlere dönmek, o değerleri canlı, yaşanır
kılmaktır. Milleti tarihsel, kültürel bağlar, derinlikler var kılar. En temel
varoluş referanslarımız olan insan ve medeniyet değerlerimiz, köklü
iddialarımızın, yaşama gerekçemizin kaynağıdır. Onları devlet-millet kaynaşması
içinde yaşanır kılarak güncellemek, güncelleyerek yaşanır kılmak, Türkiye’ye
güç katacaktır. Esasen son dönemde bütün göstergeleri altüst edecek tarzda
gelişen Türkiye, güç ve ilhamını devlet-millet kaynaşmasından almaktadır. Bir
anlamda devlet milletine, millet devletine kavuşmuştur.”
“Bugün de, Cumhuriyetin kuruluşuna giderken yaşanan
sıkıntıların benzerlerini, içeriden terör, dışarıdan kanlı, kirli emperyalist
tezgâhlar olmak üzere, varlığımızı ve bütünlüğümüzü hedef alan saldırılarla
karşı karşıyayız. Uluslararası siyasetin gizli odalarında planlanan oyunun
farkında olarak, millet olma şuurunu daha kararlı, daha kucaklayıcı, kuşatıcı
ve her vatandaşımızı içine alan yüksek duygu ve inançla sürdürmeliyiz. Bu
ideale, ancak inançları, tasaları, kıvançları, kederleri bir olan insanlar
ulaşabilir. Millet, böyle bir birlikteliktir. Cumhuriyetin kurucu ruhu buydu.
15 Temmuz’da kanlı bir darbeyle ülkemizi işgal etmek isteyen ihanet odaklarına
karşı yeni bir istiklal direnişi, milli mücadele yıllarındaki ruhun
canlandırılmasıyla kazanılmıştır. Bu ruh özenle korunup yaşatılmalıdır. Çünkü
şu anda içinden geçtiğimiz süreci, karşı karşıya bulunduğumuz tehlikeleri,
yaşadığımız sorunları ancak böylesi bir ruhu, birlik, beraberlik ve kardeşlik
ruhunu muhkemleştirerek aşabiliriz.
Kökü insanımızın kültür, inanç ve irfan dünyasına dayanan
Eğitim-Bir-Sen olarak, Cumhuriyeti, temel insan hak ve özgürlüklerine dayalı,
demokratik bir anayasa ile güçlü kılmanın gereğine inanıyoruz.
Milletimizin, Yeni Türkiye’nin barış ve kardeşlikle
aydınlanmış ufkuna doğru hep birlikte durmak, yorulmak bilmeden el ele, gönül
gönüle yürüyüşünü kutluyor; paralel, yatay, dikey bütün hainlerin temizlendiği,
adaletin tam anlamıyla tesis edildiği, özgürlüklerin ve huzurun hâkim olduğu,
birlik ve beraberliğin güçlendiği, kardeşlik ikliminin hâkim olduğu nice yıllar
diliyoruz.”



YORUMLAR