Diş Hekimi Cennet Taşdemir, “Nöbet yerini terk eden doktora...

Diş Hekimi Cennet Taşdemir, “Nöbet yerini terk eden doktora beraat kararına isyan ediyorum”

Kahramanmaraş’ta özel bir hastanede annesinin ihmal sonucu öldüğünü iddia eden ve hastane hakkında yargı sürecini başlatan Diş Hekimi Cennet Taşdemir, 3.5 yıl süren dava sonucu alınan beraat kararına tepki gösterdi.

05 Haziran 2022 - 04:18

Kahramanmaraş Adliyesi 9. Asliye Ceza Mahkemesince alınan beraat kararı sonrası Avukatı Ahmet Çabukel’le birlikte açıklama yapan Cennet Taşdemir, “Tek bir sorum var. 3. derece yoğun bakımda yatıyorsunuz, siz yada sevdiğiniz biri vefat etmek üzeresiniz onun başında bir doktor ister misiniz, istemez misiniz?” dedi.

2018 yılında 65 yaşında vefat eden annesi Hatice Timürkaan’la ilgili davanın son duruşmasında adli tıp kurumunun ‘illiyet bağı yoktur’ raporuna istinaden beraat kararının çıktığını ve emsal karar oluşturacağını öne süren Cennet Taşdemir, kararın bozulması için gerekli itirazlarını yaptıklarını söyledi.

Dava süreci hakkında hakkında ilk olarak açıklama yapan Avukat Ahmet Çabukel, "Müvekkilim Cennet Taşdemir' in kıymetli anneleri Hatice Timürkaan'ın vefatı nedeni ile hastaneye ve doktorlara karşı başlatmış olduğumuz ceza davası soruşturması ve evresi maalesef mahkeme tarafından beraat ile sonuçlandırılmıştır. Oysaki doktorlarımız çıkmış ve mahkemede 'biz yoğun bakımı terk ettik. Yoğun bakımı terk etme nedenimiz mevcuttur. Ben 3. derece yoğun bakımda iken bizzat gittim ve kendi çocuğumu hastaneye götürdüm.' tarzında beyanlar mevcuttur. Bütün bu beyanlara rağmen dosya içerisindeki beyanlara rağmen beraat kararı verilmiştir. 3. derece yoğun bakım tüm hastaların mutlaka doktor olması istediği önemli bir alandır. Bu alanda doktorun yerini terk etmesi sonucu Hatice Timurkaan'ın kalbinin durması ve hayata döndürülememesi sonucu gerçekleşmiştir. Fakat mahkeme burada aksi kanaat vererek beraat kararı vermiştir. Biz malpraktis davalarında mutlaka sonuca ulaşacağımızı biliyorum ve bunun içinde bir üst mahkemeye yani bölgeye adli mahkemesine itirazlarımızı yapacağız, daha sonra yine aksi karar çıkarsa bir üst mahkemelere netice olarak sonuç alana kadar uğraşacağız" dedi.

Ardından Cennet Taşdemir ise, yapmış olduğu açıklamasında; “Annem Hatice Timürkaan Kahramanmaraş' ta faaliyet gösteren özel bir hastanede parmak amputasyonu nedeniyle hastane enfeksiyon, tedavisine geç başlama ve nöbetçi doktorun olmaması nedeniyle vefat etmişti tam 3,5 yıl önce. Burada bakın hastane enfeksiyonuyla ilgili Kahramanmaraş üniversitesinden alınan bu bakterinin tespit edildiğiyle ilgili elimizde somut bir delil var. Aynı zamanda annem 3. derece yoğun bakımda yatarken orda olması gereken doktorun orayı terk ettiği, çağrıldığı halde gelmediği, başhekimin yerine birini atamadığı da kendi ifadelerinde mevcut. Mahkemede zaten aynısını söyledi. Ama adli tıp kurumundan verilen raporda illiyet bağı yoktur yazdığı için beraat edildi. Ben sadece şunu söylemek istiyorum bu konuda, hastane enfeksiyon ve malpraktis gerçekten çok önemli bir konu. En ağır yoğun bakımda hastalar ölmek üzereyken doktorun nöbeti terk edip, yerine birinin atanmaması, çağrıldığı halde gelmemesi, hasta yakınlarına vefatın haber verilmemesi gibi dalga geçilen bir durum. Sokak köpeğine yapılmayacak bir durum maalesef annemin başına geldi. Bugünde mahkeme buna beraat kararı verdi. Ben acaba bu durumu çok üst düzey siyasiler yaşasaydı, yada bu durumu hastane sahibi yaşasaydı o doktor arkadaş çağrıldığı halde nöbete gelmeyebilir miydi? Yada hastane sahibinin veya bir siyasetçinin annesi o yoğun bakımda yatıyor olsaydı orayı terk edebilir miydi? Ve adli tıp kurumu böyle bir rapor verebilir miydi? Bununla ilgili yarından itibaren kamuoyu yoklaması başlatacağım. Tek bir sorum var. 3. derece yoğun bakımda yatıyorsunuz, siz yada sevdiğiniz biri vefat etmek üzeresiniz onun başında bir doktor ister misiniz, istemez misiniz? Bunu halkımız kendisi karar versin. İlk başta ülkemizin en üst düzey insanlarından başlayarak, yöneticilerine tek tek sormaya başlayacağım. Ama uzun vadede hepimiz kaybederiz. Hepimiz her anlamda kaybederiz. Bu karar eğer bir üst mahkeme tarafından bozulmazsa kaybedeceğimiz çok şey var. Bu karar emsal teşkil edecek. Sevdiklerinizi, çocuğumuzu, annemizi ve kendimizi teslim edebileceğimiz hastane ve yoğun bakım bulamayacağız. Daha doğrusu hatası, terk etmesi ve gelmemesi hiçbir şekilde suç sayılmayacak. Bu emsal karar teşkil edebilecek. Bu nedenle kararın onaylanmaması için bozulması için gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine kadar mücadelemizi devam ettireceğiz” değerlendirmesinde bulundu.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x