Hacı Osman Kılıç’ın Kur’an-ı Kerim tilaveti ve Yasir Çiçekli’nin meal okumasıyla başlayan programın devamında konuşan Ramazan Kayan, dileyenlerine unutamadığı 3 iftardan bahsetti. “Birkaç yıl önce Kabe’de hurma ve zemzemle yaptığım iftar, 6 yıl kadar önce Ramazan’ın son haftası Kudüs’te Mescid-i Aksa’nın gölgesinde yaptığımız iftar ve yine 5-6 yıl önce İHH’nın bir Ramazan programında Arakanlı yetimlerle yaptığım iftar” diyen Kayan, unutamadığı anılarını paylaştı.
“Arakan şu anda dünyada Müslümanların en fazla zulme uğradığı ülke” diyen yazar, bölgede İslam adına her şeyin yasak olduğuna dikkat çekti. Arakan’dan hicret etmeye çalışanların aylarca teknelerde aç kaldığını belirten Kayan, ancak hiçbir ülkenin onları kabul etmediğini söyledi.
Ekmeksiz yaşayabiliriz ama Kuran’sız yaşayamayız diyen Kayan şöyle konuştu; “BM’nin görmek istemediği, hiçbir yardımın da gitmediği bir kampa gittik. 40 bin insanın yaşadığı bu kamp tel örgülerle çevrili. İnsanları sanki üst üste istiflemişler. Çadırların üzerini örtecek 10 m muşamba bulunamıyor. Ağaç yaprakları ve yağmur sularıyla beslenen Ümmeti Muhammed’den bahsediyorum. Kampta küçük bir kız çocuğu, bu şartlarda annesi kendisine Kur’an öğretiyor. Bu görüntü bize şu cümleyi haykırıyor: ‘Ekmeksiz yaşayabiliriz, ancak Kuran’sız yaşayamayız.’”
Ramazan ayının sorumluluk getirdiğine vurgu yapan Kayan, ramazanın sadakat anlamına geldiğini ifade etti. “Merhamet, sevgi demektir” diyen Kayan, “Biz Allah için verdikçe, Allah da bizim için verecektir. Biz yeryüzündeki çocukları kucaklarsak Allah da bizim çocukları bize bağışlar. Bütün çocuklar bize Allah’ın emanetidir. Çevrenize bakın ve mutlaka yetimlerin duasını almaya çalışın” ifadelerine yer verdi.
YORUMLAR