İnternet sitelerinin tarifiyle oyuncu, sunucu, yönetmen, müzik sanatçısı… On parmağında on marifet. Bilmediği bir yeteneği daha var: Komedyen. Bu yeteneğini de röportaj yaparken ben keşfettim. Ama daha çok alçakgönüllü, mütevazi, büyüklerine saygılı ve çok iyi espri yapıyor. Evet, Kahramanmaraş’ın Yedi Güzel Adam dizisindeki Cevat rolüyle akıllara kazıdığı Bora Cengiz’den bahsediyorum. Başarılı oyunculuğu ile kendini hemen hemen toplumun kesimine sevdiren genç oyuncu Bora Cengiz, En Güzel Rotalar Programı ile rotasını Kahramanmaraş’a çevirdi.
Bize, ‘En Güzel Rotalar’dan bahseder misiniz? Programın içeriğini nasıl oluşturuyorsunuz?
- Üç arkadaş kampa gidiyoruz. Gerçekten çok eğleniyoruz. Her şey çok çok gerçek ve çok keyif alıyoruz. Yani kimse kameranın karşısına geçip de: “Evet bu hafta Kahramanmaraş’ta Uludaz’dayız. İşte çok güzel bir festival bizleri bekliyor.” demiyor. Bizde kameralar kayıtta. Doğa sporlarıyla uğraşıyoruz. Müzelere gidiyoruz. Bazen antik kentlere geziyoruz. Aslında ben de yeni gördüğüm için o anki tepkim bile doğal oluyor. Bu noktada sunum yapmaya gerek duymuyorum. Yanımda çok sevdiğim iki arkadaşım var: Ufuk Sönmez ve Elif Tümen. Çok güzel bir enerji yakaladık. Dolayısıyla öyle bir sunum yapma ihtiyacım yok. En Güzel Rotalar ekibiyle, bu hafta Kahramanmaraş’a geldik. Benim için çok garip bir his. Yedi Güzel Adam dizisi ile burada bir buçuk yıla yakın bir zaman geçirdim. Şimdi de burada program çekmek için bulunuyorum. Çok keyifli bir şey. Biraz da borçluyum Kahramanmaraş’a. Sonuçta nereden baksanız bir buçuk senedir Kahramanmaraş’tan ekmek yiyorum. Bu şehre katkımız olacaksa; iki kişiye daha bu şehri sevdireceksek, ne mutlu bize!
Program çekimleri için Kahramanmaraş’a kaç gün ayırdınız? Nereleri gezdiniz? Nereleri gezmeyi planlıyorsunuz?
- İki gündür Kahramanmaraş’tayız. Biz gittiğimiz yerlerde genelde iki gece kalıyoruz. Burada Uludaz’a gideceğiz. Dün, Döngel’de çekim yaptık. Kahramanmaraş’ta bir buçuk yıl kaldım. “Nasıl olur da Döngel Mağaralarına gitmedim” diye ben kendimden utandım. Yedi Güzel Adam ekibinden gidenler olmuştu; fakat o aralar benim fırsatım olmamıştı. Muazzam bir doğası var. Buradan, Kahramanmaraş’ta yaşayıp da Döngel Mağaralarına gitmeyenlere sesleniyorum; bir an önce gitsinler. Program dolu dolu geçiyor. Bugün ilk çekim günümüzdü. Bakırcılar Çarşısı’nı gezdik. Kahramanmaraş Kalesi’ni gezdik. Sokakları gezdik. Eski sokakları gezdik. Böyle dolu dolu bir Kahramanmaraş günü geçirdik. Gezmediğim birçok yeri vardı Kahramanmaraş’ın. Kaleye bugün ilk defa çıkma şansım oldu. Dolayısıyla o yönden de kızıyorum kendime; “bir buçuk yıl kaldım da nasıl kaleye çıkmadım” diye. Keyifli bir Maraş programı bekliyor seyircileri. Umarım onlar da izlerken keyif alırlar.
Program çekimleri için yanınızda bulunan ekip Kahramanmaraş’a ilk defa geldi. Oysa siz yaklaşık bir buçuk yıl Kahramanmaraş’ta kaldınız. Bu durumda siz rehber konumundasınız. Ekibiniz rehberliğinizi beğendi mi?
- Ben ev sahibiydim. Zaten birazcık da ben yaptım buranın programını diyebiliriz. Hep beraber yapıyoruz programlarımızı. “Şurada şu var. Burada bu var. Ya şuna da gidelim” deyip; böyle bir telefon trafiği içine giriyoruz. Bir hafta önce Alaçatı’daydık. O da Ufuk’un ev sahipliği yaptığı bir bölümdü. Kahramanmaraş’a gelmek birazda boynumun borcuydu. Hani bu program olmasaydı ben bir şekilde gelecektim. Çünkü çok güzel arkadaşlıklar edindim. Çok güzel dostluklar kurdum. Yani bir buçuk sene kaldığım oteldeki bütün personelle, çok yakın arkadaş oldum. Burada arkadaşlık kurduğum insanlarla hala İstanbul’da görüşüyoruz. Kahramanmaraş’a ‘En Güzel Rotalar’ Programı ile gelmem çok iyi oldu.
En Güzel Rotalar Programınızın Kahramanmaraş bölümünü ne zaman izleyebileceğiz?
Yayına hazır üç programımız var. Yanılmıyorsam bir ay gibi bir süre sonra NTV ekranlarında olacak. Vatandaşlarımız, bizi En Güzel Rotalar hesabından takip ederse yayınlanma tarihine ilişkin çok net bir bilgiye ulaşabilirler.
Hem müzikle uğraşıyorsunuz hem dizi ve sinema filmlerinde oynuyorsunuz hem de sunuculuk yapıyorsunuz. Bu merak nereden geliyor?
- Ben biraz şıpsevdi biriyimdir. Çocukluğumdan beri bu hep böyle olmuştur. Bir şeylere merakım başlar, sürer. Sonra başka bir şeylere merakım artar. Ama oyunculuk böyle olmadı. İnternette yazan sıfatlarıma bakarsanız müzik sanatçısı, sunucu, radyocu, yönetmen diye gidiyor. Sadece oyunculuğu profesyonel olarak yapıyorum. Diğerleri benim şıp sevdi yapım olmasından kaynaklanıyor. Ama oyunculuk, hayatımın vazgeçilmezi.
Oyunculuğa ne zaman başladınız? Sizce iyi bir oyuncu musunuz?
- On iki yaşımdan beri oyunculuk yapıyorum. Daha doğrusu, oyunculuk yapmaya çalışıyorum. Oyuncu olduğumu söylemek benim için çok iddialı olabilir. Bence ‘oyuncuyum’ demek bu günlerde çok kolay bir söz. Baktığın zaman herkes oyuncu. Ben bu tabir yerine ‘oyunculuk yapmaya çalışıyorum’ ifadesini kullanıyorum. Bir yandan da En Güzel Rotalar gibi çok güzel bir programa başladım. Aslında ileride sunmak istediğim Talk Show Programı için sunuculuğa dair ilk adım olur düşüncesindeyim. Şimdiden bu sunuculuk işi beni heyecanlandırıyor.
Talk Show kendi düşündüğünüz, özgün formatta bir program mı?
- Yani üzerine düşündüğüm bir Talk Show Programı yok. Ama ‘ileriye dönük, uzun vadeli bir plan var mı’ dersen; sanırım var. Kamera önünde kalmak her zaman hayalim. İnşallah, kendi Talk Show programımı yaparım. Yani ben birazcık seviyorum; sunmayı, sataşmayı, soru sormayı, konuşturmayı, insanları. Belki bu yönümü de yansıtabileceğim bir program yaparım, ileride, diye umuyorum.
Oynadığınız dizilerdeki hangi karakterlerle bütünleşmek daha kolay, hangileriyle daha zor oldu?
- Karakterle bütünleştim diyen insan, yalan söyler. Bence karakterlerle bütünleşiyorsan hastasındır. Yani bunun çok kontrollü bir yaklaşımı olması lazım. Oyunculukta olması gereken; kayıt denildiğinde o karaktere bürünmeli, stop denildiği zaman o karakterden çıkılmalıdır. Rolden çıkamayıp, kayıt bitince ağlayan oyuncuları, ben histerik buluyorum. Açıkçası anlamsız buluyorum. Beni hiçbir rol o kadar etkileyemez. Bütünleşme konusuna gelince şöyle söyleyebilirim: Layığıyla yapmaya çalıyorum. Elimden geldiği kadarıyla, olabildiğince iyi malzeme çıkartmaya çalışıyorum.
- Oynadığınız rollerden sizi en çok hangi karakter etkiledi?
- Sanırım, ilk sinema filmim olan Kıskanmak’ta oynadığım Nüzhet karakteri beni çok etkiledi. Çünkü Zeki Demirkubuz gibi çok önemli bir yönetmenle çalıştım. Çok heyecan verici bir deneyimdi. Bir zamanlar Zeki Demirkubuz gibi bir yönetmenle çalışmak için çabalayan bir sürü arkadaşım vardı. Ve ben şanslıydım ki bunu ilk sinema filmimde başardım. Beni oyunculuk alanında en çok heyecanlandıran oydu. Tabii her iş yeni bir heyecanı getiriyor. Bir iş bitiyor yeni bir heyecan başlıyor. Bu heyecanımı kaybetmediğim sürece; bu işi yapmaya devam edeceğim.
Peki, sizi burada etkileyen rol müydü yoksa ilk defa oynamak mıydı?
- Vallahi ikisinin de etkisi var. Bir de ilk oyunculuk, ilk sinema filmi deneyimi. Karakter artı birde böyle değerli bir yönetmenle çalışmak ayrı heyecanlandırdı, elim ayağım titredi. Bunu kontrol altına almayı başardığımı düşünüyorum. Sergilediğim oyunculuğu şimdi izlediğim zaman ‘ulan’ diyorum. ‘hani şunu yapmasaydım’ diye ders alıyorum.
Birazda hayatınızdaki olaylara değinelim. Hayatınızda sizin için en ilginç, sizi en çok etkileyen olay ne oldu?
- Ben bu konularda hissizim. Çok etkilenmemeye çalışıyorum. Anı yaşamaya çalışıyorum. Hayatı akışına bırakmak, benim felsefelerimden birisi.
Yaşamınız boyunca sizi en çok mutlu eden olay ne oldu?
- Beni küçük şeyler mutlu edebiliyor. Küçük şeylerle mutlu olmayı öğrenmiş bir insanım daha doğrusu. Çok büyük beklentilerim yok hayatta. Yani aç uyumayayım. Evsiz kalmayayım. Kafamı sokacak bir evim, bir yuvam olsun yeter. Çok sevdiğim bir köpeğim var. Oğlum Dino. Buradan kendisine selam yolluyorum. Hep beraber olalım. Mutlu olalım. Kimse kimseyi üzmesin, yormasın. Yani sıkmasın. Hayat, gerçekten çok kısa. Ne zaman biteceği meçhul. En iyisi akışına bırakmak karpediam.
Hayatınızda biri var mı?
- Köpeğim var bir tane, çok mutluyum. Kız arkadaşım da var. Onunla da çok mutluyum. Yolunda giden bir ilişkim var. Köpeğimi çok seviyorum. Kız arkadaşımı da çok seviyorum. Şu hayatta en çok sevdiğim iki varlık. Özel hayatıma dair verebileceğim galiba en net bilgi buydu.
‘Gidene’ albümünü çıkardınız. Albümden beklentileriniz nelerdi? Albüm, beklentilerinizi karşıladı mı?
Oyunculuk alanında belli bir yaştan beri bir yerlere gelmek için çalışıyorum. Bir yerlere geldim mi? Bunu ne kadar başarabildiğimi ben de bilmiyorum. Şöyle ki geldiğim yerin üstüne çıkmaya devam edeceğim. Fakat müzikte, oyunculuk alanında geldiğim yerin yüzde biri kadar durumundayım. Kumsalda bir kum tanesinden küçük bir durumdayım. 6-7 senedir müzik yapıyorum, besteliyorum. Bir yandan az buçuk gitar çalıyorum. Öyle çok iyi bir gitarist değilim. Belli bir süre biriken besteleri bir albümde toplayalım dedik. Albümün çıkış aşaması tamamen bu şekildeydi. CD bile yapmayacaktık. ‘İnternete koyalım dinlesin insanlar’ kafasındaydık. Sonunda albüm yapmaya karar verdik. Albüm beklentilerimi karşıladı. Piyasaya çıkan bütün albümleri bitirdik çok şükür. İkinci bir baskıya gitmedik. Çünkü ulaşması gereken insanlara zaten ulaştık.
Ufukta ikinci bir albüm var mı?
- Belki ileride. Çünkü bir albümü 6 yılda yaptık. Önümüzdeki albüm olursa şayet bir 6-7 senesi var.
Oynadığınız hangi dizinin ömür boyu devam etmesini istediniz?
- Hiçbir dizimin ömür boyu devam etmesini istemezdim. Çünkü zamanla insanlar sıkılıyor. Tadında bırakmak gerek diye düşünüyorum. Kahramanmaraş’ta Yedi Güzel Adam’da oynadım. Yedi Güzel Adam’ın ömür boyu devam etmesini istemezdim. Ama şöyle bir ya da iki yıl daha devam etseydi... Mesela İstanbul etabı olsaydı Yedi Güzel Adam’ın, biraz da biz evimizde olsaydık, keyifli olabilirdi. Ama tadında bitti. Cılkı çıkmadı, uzamadı. İnsanlar sıkılmadı. Bu kadardı. Zaten gerçek olaylardan kurgulanmış bir diziydi. Tadında bitti diyebilirim.
Kahramanmaraş’ta uzun süre kaldınız. Kahramanmaraşlı sizi daha çok Bora Cengiz olarak mı tanıdı; yoksa Cevat karakteriyle mi tanıdı?
- Bir gün biri çevirip “siz Bora Gencer değil misiniz?” demişti bana. Çok güldüğüm olaylardan biri olmuştur bu. Ben Kahramanmaraş’ta bir konser vermiştim. İlk büyük konserimdi. O konserden sonra yöre insanı beni, Bora Cengiz olarak tanımaya başladı. Çünkü her yere afiş asıldı. İnsanların aklına kazıdık sanırım. Ama ne olursa olsun, beni seven herkesi ben de çok seviyorum. Çünkü insan biraz kadirşinas olmalı. Beni buraya halkın getirdiğini biliyorum. Eğer o insanlar yok ise sen de yoksun. Ben her zaman bunun bilincinde oldum. Yanıma biri geldiği zaman, kırmamaya çalışırım. Mümkün olduğunca kibar davranmaya çalışırım. Sonuçta hepimiz insanız. Hepimizin gelgit anları oluyor. Takdir edersiniz ki; atıyorum kız arkadaşımdan ayırıldığım bir anda, biri gelip fotoğraf çektirmek istediğinde, belki o kadar kibar davranamıyorum. Ama genel olarak, üslubumu sabit tutmaya çalışıyorum.
Kahramanmaraş’ın ilk dizisiydi Yedi Güzel Adam. Halkın merakı daha fazlaydı. Kahramanmaraş’ta diğer şehirlerdeki çekimlerinizden daha fazla ilgiyle karşılaştığınızı söyleyebilir misiniz?
- İstanbul dışındaki birçok işte bu var aslında. İstanbul’da artık insanlar set görmeye, oyuncu görmeye çok alıştı. Yani insanlar, ben geçiyorum bana bakmıyor. Benim arkamdan Kıvanç Tatlıtuğ geçiyor, ona da bakmıyor. Onun arkasından Tarkan geçiyor. İstanbul insanı kameraya sete o ortama Anadolu’nun diğer kısımlarına göre daha alışık. İzmir’de de çekim yaptım. Kavak Yelleri’nde oynadığım dönem orada da inanın durum buradan farklı değildi. İnsanlar çok sahipleniyorlar. Bunun da sebebi şu: İnsanlar mahallelerini görüyor, sokağını görüyor. İnsan her gün yürüdüğü caddeyi görüyor, empati yapıyor.
“Dizi mi, sinema filmleri mi?” desem hangisini seçerdiniz?
- Reklam derim. Çünkü bir günde çekip bitirebiliyoruz. Dizi ve sinema filmi oyunculuğu derdim.
Hiç, reklam filminde oynama teklifi aldınız mı?
- Birkaç reklam filminde oynadım. Ama son birkaç yıldır üzerine pek düşmedim. Reklam, biraz üzerine düşülmesi gereken bir piyasa. Belli ilişkileri sıcak tutmazsanız; bir yerden sonra kopup gidiyor. Ben o ilişkileri reklam adına çok sıcak tutamadım. Dizi, sinema, tiyatro oyunculuğu benim için biraz daha zevkli, eğlenceli bir mecra haline geldi. Dolayısıyla reklam piyasasından biraz uzak durdum. Yoksa 5-6 tane reklam filmi çalışmam oldu. Ama daha çok çocukken istediğim bir şeydi. Şimdi pek kovalamıyorum.
Şu aşamada yeni bir dizi ya da sinema filmi çalışmanız var mı?
- Görüşmelerimiz sürüyor, henüz bir şey söylemek için çok erken. Dizi alanında birkaç görüşmem var. Yine görüştüğümüz bir sinema filmi var ama şu an net bir şey yok. (KENAN ONARAN)



YORUMLAR