Her 5 kişiden 1’inde reflü hastalığı var

Her 5 kişiden 1’inde reflü hastalığı var

Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Ali Ergin, “Her 5 kişiden 1’inde reflü hastalığı var. Reflü ciddiye alınması gereken ve takip edilmesi gereken bir hastalıktır” dedi.

21 Nisan 2016 - 14:59

Marash Life Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Ali Ergin, Mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçması olan reflü hastalığı toplumda çok sık görülüyor. Reflüyle ilgili yaşanan en büyük sıkıntıyı ise hastaların kendi kendine ilaç kullanması oluşturuyor. Çünkü tanıda gecikiliyor. Hekime reflü için başvuran hastaların yüzde 10-15 civarında olduğunu söyleyen Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Ali Ergin “Her 5 kişiden 1’inde reflü hastalığı var. Reflü ciddiye alınması gereken ve takip edilmesi gereken bir hastalık. Uzun vadede yemek borusu kanserine neden olabilir. Bu nedenle hastalığın takibi ve doğru tedavisi çok önemlidir.”

 

“TEKRARLAYAN AKCİĞER ENFEKSİYONLARI REFLÜYE İŞARET”

Belirtilerine de dikkat çeken Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Ergin, “Reflünün pek çok belirtisi vardır. Göğüste ve boğazda yanma hissi, ağza acı su gelmesi, mide ve göğüs ağrısı dışında yutma zorluğu, ses kısıklığı, açıklanamayan öksürük, geceleri olan astım atakları, inatçı diş ve dişeti hastalıkları, kronik sinüzit ve tekrarlayan akciğer enfeksiyonları reflü hastalığına işaret edebilir.

Düzensiz ilaç kullanımı reflü hastalığında kalıcı çözüm sağlamıyor. Bununla birlikte bu durum yemek borusu kanseri dahil yemek borusunun önemli hastalıklarının geç tanı almasına sebep olabilir. Kanserin yanı sıra reflü, yemek borusunda ülserler, larenjit, ses kısıklığı, akciğer enfeksiyonu, astım ve bronşektazi gibi kalıcı akciğer hasarına da neden olabilir. Vurgulanması gereken bir başka husus ise reflü hastalığının şiddetinin şikayetler ile paralellik göstermeyeceğidir” dedi.

 

“REFLÜNÜN ŞİDDETİNİ VE ALT TİPLERİNİN TANISINI KOYMAK MÜMKÜN”

Reflü tanısı klinik muayene ile konulsa da teknolojik gelişmeler ile günümüzde reflünün şiddetini ve alt tiplerinin tanısını koymanın mümkün olduğunu da söyleyen Ergin sözlerine şöyle devam etti: “Bu yolla gereksiz ilaç tedavisi ve cerrahi işlemler önlenebilir. 24 saatlik pH-empedans monitorizasyonu yöntemiyle reflünün alt tiplerini ve şiddetini tespit edip hastayı doğru tedaviye yönlendirmek mümkün.”

 

“AMELİYATSIZ DA TEDAVİ EDİLEBİLİYOR”

“Yeni başlayan, kısa süreli ve hafif şiddetli hastalıkta hayat tarzı değişikliği (diyet, kilo verme, yatak başı yükseltilmesi vs.) ve ilaç tedavisi uygulanır. Tedaviye dirençli, sık tekrarlayan ve şiddetli hastalıkta daha kuvvetli asit baskılayıcı ilaçlar kullanılabilir. Medikal tedavi ile semptomların yeterince kontrol edilemediği, uzun süreli ilaç kullanımının sakıncalı olduğu veya mide fıtığı gibi yapısal değişikliğin olduğu durumlarda ise cerrahi uygulanabilir. Cerrahiye alternatif endoskopik yöntemlerden en popüler olanı “Stretta sistemi”nde, yemek borusu alt ucunda radyofrekans enerji kullanılarak kollajen dokuda uyarılma sağlanır. Kanser, reflü komplikasyonu olarak gelişen Barrett özofagusu adı verilen doku değişiklikleri zemininde gelişmektedir. Bu durumda hasta henüz kanser olmadan, kanser öncesi değişiklikler (displazi) geliştiğinde ameliyatsız olarak endoskopik yöntemlerle (ablasyon) tedavi edilmekte ve kansere dönüşüm engellenebilir.”

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
İnternetin Olmadığı Ortamdan Yükselen Yemek Sipariş Sitesi
İnternetin Olmadığı Ortamdan Yükselen Yemek Sipariş Sitesi