Dulkadiroğlu ilçesi Gazipaşa mahallesinde bulunan Şeyh Nazım el Kıbrısi Dergâhının Kahramanmaraş vekili Şeyh Mustafa El Maraşi, hizmet verdikleri dergâhın içinde 100’e yakın Türk ve Suriyeli çocukların olduğunu ayrıca dergâhın çatısının olmadığından bu çocukların yağmur altında kuran okumaya çalıştıklarını gazetemize şu şekilde anlattı:
“Yaklaşık 15 yıldan bu yana biz bura da, bu şekilde Şeyh Nazım el Kıbrısi Dergâhın vekili olarak, Allah rızası için insanlara hizmet vermekteyiz. Daha önce burası inşaattı, biz bir ara Kocabaş Konağı’nda faaliyet gösterdik. Orası önce madde bağımlıların mekanıydı, orada barınıyorlardı. Biz dedik ki sizi çıkarmamız gerekiyor, burada hizmet vereceğiz. Her yeri temizledik, boyadık, döşedik. Madde bağımlısı olan çocukları da dışlamadık hiçbir zaman. Onların çorbalarını, yemeklerini hatta hırsızlık yapmasınlar diye de cep harçlıklarına varıncaya kadar verdik. Hani olur ya burada kuran okuyan, namaz kılan çocukları görürlerse efendimin de himmetiyle belki bu kötü alışkanlıklarından vazgeçerler tövbe ederler diye onları da bu şekilde bağrımıza bastık. Çok şükür içlerinden birçoğu öylede oldu. Dergâhımızı bu güne kadar kendi maddi imkânlarımız el verdiği doğrultusunda 15 yıldan beri bu şekilde yürüttük. Halende bu şekilde hizmet vermeye devam ediyoruz.”
GÜCÜMÜZÜN YETTİĞİNCE ‘KARINCA KARARINCA’
Şeyh Mustafa El Maraşi, konuşmasında sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Burada biz kendi çapımızda ibadetimizi, zikirlerimizi yaparız. Gücümüzün yettiğince ‘karınca kararınca’ elimizden geldiği kadar dışardan yardıma muhtaç olan insanlara da biz yemeyiz onlara yardımlarımızı esirgemeyiz. Kim düşkünse onun imdadına koşmaya çalışırız. Herkes gelir burada derdini anlatır, dua eder, derman ve şifa bulur. Burada fırınımız var, ekmek çıkarıyoruz ve ihtiyaç sahiplerine dağıtıyoruz. Bazen günde 3bin ekmek çıkardığımız olmuştur. Suriyeliler ilk geldiğinde buraya sığınanlar oldu. Onlar kendi ekmeğini yapıp pişiriyorlardı fırında. İlk başta biz sahip çıktık, buraya aldık, burada yatıp kalkıyorlardı. Ekmeklerini, sebzelerini, etlerini buradan veriyorduk bazen. Bazı marketlerle anlaşmamız vardı, sebzeler ve gıda yardımı oradan geliyordu ama anlaşma fes oldu. Birtakım şeyleri de kendi imkânlarımla alıyordum. Kurbanlarımızı kesiyorduk, kesemeyenlere, muhtaçlara dağıtıyorduk. Dergâhımızı manevi duyguları kuvvetli olanlar bilir zaten, burası izinli, mühürlü bir dergâh. Medresenin ve Kur’an kursunun görevi farklı, dergâhın görevi farklıdır. Dergâh her bölgede bir tane olur. Burası Şeyh Nazım El Kıbrısi Hazretlerinin izniyle kurulmuş bir dergâhtır. Onun makamını da temsilen buraya yapacağız inşallah.
Dergâhımıza bugüne kadar hayırsever vatandaşlardan yardımlar oldu elbette. Ancak kendi yağımızda kavruluyoruz genel olarak. Bir Ali Ayhan Demir beyimiz var, sağ olsun. O yardımlarda bulundu. Ben de çalışıyorum. Çalıştığımda ise aldığım parayı da buraya yani dergâha veririm. Şimdi bypass ameliyatı olduğum için çalışamıyorum. Kıbrıs’ta merkez dergâhımız da bizim gelirimiz var, oradan da buraya yardımlar gelir. Orda dergâhımız da mandıramız, çiftliğimiz var.”
DERGÂHIMIZ “YEDİ GÜZEL ADAM” DİZİSİNE KONU OLDU
Dergâhımızda ‘Yedi Güzel Adam’ dizisinin bir bölümünü de çektiler. Geçenlerde çekim yapmak için izin istediler, biz de tabi neden olmasın, hatta çok memnun oluruz dedik. Çekimler için geldiler, elimizden gelen yardımı da yapmaya çalıştık. İnsanlar görsün, tanısın ve daha çok faydalansın diye. Dergâhımızın bir an önce yapılmasında fayda vardır. Bu yüzden yetkililerin veya hayırsever iş adamlarının burayı daha kullanışlı hale getirmesinde memleketimiz ve burada kuran okuyan çocuklarımız açısından da faydalı olacaktır diye düşünüyorum. Bu güne kadar dergâhımıza, Kahramanmaraş Milletvekillerimiz, Büyükşehir Belediye Başkanımız Mehmet Fatih Erkoç ve Dulkadiroğlu Belediye Başkanımız Necati Okay’da, geldi. Onun haricinde buraya yardıma muhtaç, dul, yetim, Suriyeli, yaşlı ve mazlumlar gelir. Allah’ın izniyle de buradan faydalanır.
Masum insanlar katlediliyor, bu çok kötü bir durum. Zamanında şeyhimiz anlatmıştı bu olayların geleceğini. Biz Şeyhimizle beraber Suriye’ de Şam’ daydık daha önce, bir müddet orada kaldık. O derdi buralar hep kan gölü olacak, zulüm görecek bu topraklar. Oralar çok güzel yerlerdi ama şimdi savaş bölgesi olduğu için eski hali kalmadı tabi. Bu zulme yazıklar olsun, gerçekten çok üzülüyorum. Biri “La ilahe illallah” diyor, diğerini katlediyor. Öldüren de kafir, ölen de kafir. Nedeni ise o onu öldürmese ,o onu öldürecek. İslam’da kesinlikle zulme yer yoktur. Cihat vardır ama o da zulme karşıdır. Zulme karşı göğüs gerersin ama masum insanları öldüremezsin. Ama Allah’ın izniyle dünya düzelecek. Allah-ü Teala’nın vaadi var, Mağrib’den Maşrik’e kadar tevhid dinine girecek. Biz Peygamberimizin müjdelediği, vaat ettiği Mehdi Aleyhisselam’ı bekleriz. O gelince yeryüzünün Asr-ı Saadeti yaşanacak, altın çağı yaşanacak. Tabi zulümler ve cebarit dönemi olacak, bu zulümler yaşanacak ama bu da imtihan. Biz asla kan dökülmesini istemeyiz, inşallah Mehdi a.s. çıktığında kimsenin burnu dahi kanamayacak. Vahşi hayvanlar, kurt ile kuzu bile yan yana yaşayacak. Kalbinizde Mehdi a.s’ı tutun, inşallah o sizi bulacaktır.”
“DEVLETİMİZE HELAL OLSUN”
Şeyh Mustafa El Maraşi, Şeyh Nazım El Kıbrısi Hazretleri hayattayken bana demişti, devletin ve hükümetin yanında ol diyerek sözlerine şöyle devam etti: “Onlara şerri önlemede yardımcı ol diye. Savaşın ülkemize girmemesi için birlik olmamızı, dua ve yardım etmemizi istemişti. Ben bu savaşı bu ülkeye sokmamak için çaba gösteren devletimize helal olsun diyorum. Cumhurbaşkanımız da başbakanımız da bu konuda çok hassas davranıyor, çok büyük çaba gösteriyor. Onlara çok teşekkür ediyorum. Savaştan uzak durmak en büyük zaferdir. Allah o masumların canına kıyanlara akıl fikir versin. Cihat adı altında masum canları katlediyorlar, kesinlikle bu cihat değildir. Allah ülkemize ve güzel memleketimiz Kahramanmaraş’a zeval vermesin” diye konuştu.
HEPİMİZ GÖNÜLLÜYÜZ
Dergâhta eşiyle çocuklarıyla birlikte gönüllü olarak hizmet eden Leman Müezzinoğlu, ise dergâhın içeriği ve yapılan hizmetleriyle ilgili şöyle konuştu: “Ben Kahramanmaraş’lıyım,7 yıldır ailece bu dergahta hizmet veriyoruz. Eşim ve çocuklarım burada gönüllü olarak yardım ve hizmet ediyor. Burada görünen ne varsa, yemek, çay, bulaşık, temizlik, elimizden geldiğince yapmaya çalışıyoruz. Burası bir Nakşibendi aile dergahı zaten, buraya gelen herkes gönüllü olarak burada hizmet eder.
Burada önceden pazartesi günleri sohbetlerimiz vardı, sohbetlerimizden sonra gelen kişilere sebze dağıtırdık. Zaman zaman kurban keser, fakir fukaraya dağıtırız. Ekmeğimiz çıkar burada günlük, yemeğimiz olur, ihtiyaç sahipleri gelir götürür. Cuma günleri burada cuma namazı kılınır, namazdan sonra cuma cemaatine yemek çıkarırız.3 aylar girdiği günden itibaren de Ramazan ayı bitene kadar günlük ekmeğimiz çıkar, yemeğimiz çıkar, erzak dağıtırız, iftar hazırlarız. Buradaki fırında günlük yaklaşık 30-50 kişilik iftar yemeği hazırlarız. Buraya gelip giden yaklaşık 300’e yakın fakir aile var, buraya gelenler buradan istifade ediyor. Gelemeyenlerin evine götürüyoruz, dul kalmış, yetim kalmış ihtiyaç sahibi insanlara ulaşmaya çalışıyoruz.”
DIŞARIDAN GELEN BİR YARDIM YOK
Müezzinoğlu, dışarıdan herhangi bir yardım alamadıklarını belirterek konuyla ilgili şunları söyledi: “Kıbrıstaki merkez dergahımız dan gelen yardım ve Şeyh efendimizin kendi imkanıyla çark dönmeye çalışıyor. Fakat yardımlar gelse daha fazla insan bundan faydalanır, daha fazla insana ulaşırız.
Gördüğünüz gibi dergahın tadilatı devam ediyor. Ama imkanlar kısıtlı olduğu için çok yavaş ilerliyor. Ortadaki toprak alan yağmurdan ve kardan etkileniyor, her yer çamur oluyor. Yağmur yağınca her tarafı su basıyor, halılar ıslanıyor, eşyalarımız mahvoluyor. Geçen kış dergahımız da Kur'an kursu açmıştık, soğuktan bayanlar ve çocuklar üşüdüler. Dergahın tadilatı bitmiş olsa, haftalık sohbetlerimiz devam eder, tam bir ibadet ve yardım yeri haline gelir. İnsanlar buraya gelince gitmek istemiyor, burada huzur buluyorlar.
Ben Kahramanmaraş'ımızın duyarlı işadamlarının, milletvekillerinin ve vatandaşların bu duruma bir çözüm bulacaklarına inanıyorum. Böyle güzel bir dergahın faaliyet göstermesine yardım edip hayra vesile olsalar ne güzel olur. Daha fazla insanın buradan haberdar olup faydalanması için maddi ve manevi desteklerini bekliyoruz” şeklinde konuştu.
ŞEYH NAZIM EL KIBRISİ HAZRETLERİ KİMDİR
Muhammed Nazım Adil, Kıbrıs’ın Larnaka şehrinde bir Cuma günü dünyaya geldi.
Soyu anne tarafından Kaytazzade Mehmet Nazım Efendi ile Mevlevi tarikatı kurucusu Mevlana Celaleddin Rumi’ye, baba tarafından ise Kadiri tarikatı kurucusu Abdülkadir Geylani’ye dayanır. 1940’larda İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesinde okudu. İstanbul’da bulunduğu dönem içerisinde Nakşibendi Şeyhi Süleyman Erzurumi’ye bağlandı. Bir müddet kendini yetiştirdikten sonra şeyhinin izin ve işareti ile Şam’a gidip Şeyh Abdullah Dağıstani’ye bağlandı ve onun manevi terbiyesine girdi. Şeyh Abdullah Dağıstani’nin emri ile insanlara tasavvuf terbiyesini vermeye başladı.1973’te şeyhinin vefatı ile onun yerine geçti.2011’de oğlu Şeyh Mehmet Adil Efendi’nin halifesi olarak kendi yerine geçip silsileyi devam ettireceğini ilan etti. 1941’de Hacı Emine Hanım ile olan evliliğinden dört çocuğu bulunmaktadır. Türkçe, Arapça, Farsça, İngilizce, Almanca, Kıbrıs Rumcası ve biraz Kürtçe olmak üzere birçok dil bilmekteydi. Lefke’de yaşamakta iken dünyanın pek çok ülkesinden müridleri ziyaretine gitmekteydi. Akciğer ve böbrek yetmezliği teşhisiyle Yakın Doğu Hastanesi’nde bir süre tedavi gören 92 yaşındaki Şeyh Nazım Kıbrısi, 7 Mayıs 2014 Çarşamba günü yaşamını yitirmiştir. Dergâha defnedildiğinden makamına da ziyaretçiler gitmektedir. (YADİGAR JİRA)
YORUMLAR