"Çin, küçük üreticisini dünyaya açtı; biz neden açmayalım?" diyen Eskikılıç, Çin’in mikro ihracatı nasıl bir stratejiye dönüştürdüğünü örneklerle anlattı:
“Çin devleti küçük üreticisini destekledi, posta teşkilatını devreye soktu, kargo fiyatlarını düşürdü, bürokrasiyi sadeleştirdi. Sonuçta, bir köyden çıkan ürün kahve parasına Amerika’ya gönderilir hale geldi. Bu sayede hem küçük üretici dünya pazarına açıldı hem de Çin’in döviz rezervleri güçlendi.”
Türkiye’nin de benzer bir potansiyele sahip olduğunu vurgulayan Eskikılıç, ancak sistemsel eksiklikler nedeniyle bu potansiyelin hayata geçirilemediğine dikkat çekti. “Üretim bizde de var” diyen Eskikılıç, Anadolu’nun dört bir yanında, atölyelerde, evlerde, mahalle aralarında üretilen kaliteli ürünlerin dış pazara ulaşamadığını belirtti.
“Kargo pahalı, gümrük işlemleri karmaşık, sistem küçük üreticiye ‘gel’ diyemiyor. Halbuki bir ‘gel’ desek, arkası çorap söküğü gibi gelecek,” diyen Eskikılıç, mikro ihracatın önünü açacak adımların büyük yatırımlar gerektirmediğini, mevcut kurumların küçük düzenlemelerle bu süreci başlatabileceğini ifade etti.
PTT gibi köklü kurumların, bakanlıkların, birliklerin ve odaların bu konuda devreye girmesi gerektiğini belirten Eskikılıç, önerilerini şöyle sıraladı:
Küçük kargolar için sabit ve düşük taşıma ücretleri
Gümrükte sadeleştirilmiş dijital işlemler
İlk gönderimlere yönelik teşvik uygulamaları
Küçük üreticilere yazılım ve dijital pazarlama desteği
Bu sistemin hayata geçirilmesiyle birlikte, evde üretim yapan kadınlardan genç girişimcilere kadar birçok bireyin ihracat zincirine katılabileceğini vurgulayan Eskikılıç, bu modelin ülke ekonomisine güçlü bir katkı sağlayacağını belirtti.
“Çin yaptı, başardı. Biz neden yapmayalım? Yeter ki küçük üreticiye ‘sen de yapabilirsin’ diyelim. Gerisi kendiliğinden gelir,” sözleriyle çağrısını sonlandıran Eskikılıç, isim ve parti ayrımı yapmadan tüm milletvekilleri, bürokratlar ve devlet büyüklerine seslendi.
YORUMLAR