Toplumun
artan yaş ortalamasının yanı sıra; sigara kullanımı, yanlış beslenme
alışkanlıkları, obezite, yüksek tansiyon, diyabet gibi çoğu kontrol edilebilir
faktörler, kalp ve damar hastalıklarının temel nedenleri olabilmektedir. Koroner
arter hastalığının tedavisi ise ilaç kullanımının yanı sıra yaşam tarzı
değişikliği ve cerrahi müdahale de gerektirebilmektedir. Memorial Ankara
Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Cem Yorgancıoğlu,
koroner arter hastalığı ve tedavi yöntemleri ile ilgili bilgi verdi.
Sol kola vuran ağrı damar tıkanıklığı
habercisi olabilir
Koroner
arter hastalığı, kalp adalesini besleyen ve “koroner arterler” olarak
adlandırılan atardamarların sıklıkla “ateroskleroz” adı verilen damar sertliği
sonucunda daralma veya tıkanması sonucu kalbin kan ihtiyacı ile gelen kan
miktarı arasındaki dengesizlikten dolayı ortaya çıkan tablodur.Daralma
sonucunda gelen kan miktarındaki azalmaya bağlı olarak yorgunluk, göğüste
gerginlik, baskı hissi, yanma, genellikle sol kola vuran ağrı, çeneye doğru
yayılan ağrı hatta bazen mide ağrısı şeklinde yakınmalar gözlenir. Egzersiz ve
stres gibi kalbin kan ihtiyacını artıran durumlar bu yakınmaları başlatabilir.Bu
yakınmalar genellikle dinlenildiğinde geçer.
Tanı kalp damarlarının
görüntülenmesiyle konuluyor
Koroner
arter hastalığının kesin tanısı “koroner anjiyo” olarak adlandırılan kalbin
damarlarının görüntülenmesi ile konulmaktadır. Son yıllarda bilgisayarlı
tomografi ile de görüntü alınsa da “altın standart” kasık yada kol
atardamarından girilerek yapılan klasik anjiyodur.Tanısal anjiyo sonucunda
hastaya tedavi seçeneklerinden uygun olanı önerilmektedir.
· Tıbbi tedavi:Bu tedavi seçeneği genellikle hastanın
damar yapısının herhangi bir girişimsel müdahaleye gerek olmadığı ya da cerrahi
veya stent işlemlerinden yeterli faydanın sağlanamayacağı hallerde
önerilmektedir.
· Balon veya stent: Böyle bir girişim, genellikle
hastanın damar yapısındaki darlığın bu tedavi yöntemine uygun olduğu ve yeterli
kazanımın sağlanacağı durumlarda ya da cerrahi tedavi riskinin çok yüksek
olduğu vakalarda önerilmektedir
· Koroner bypass: Cerrahi tedavi ise genellikle hastanın
damar yapısına bir girişimin gerekli olduğu ve hastanın en düşük riske karşın
en yüksek kazanımının cerrahi tedavi ile olduğu durumlarda önerilmektedir. Koroner
bypass, darlık olan bölgenin daha ilerisine kanı götürmek amacı ile yapılan bir
köprüleme işlemidir. Bu işlem bir açık kalp ameliyatı olarak yani kalbi
durdurarak yapılabileceği gibi, kalbi durdurmadan çalışan kalpte de
yapılabilmektedir. Kesi klasik olarak her iki meme arasından orta hatta
olabileceği gibi küçük ya da yandan da olabilmektedir. Yöntem seçiminde temel
hedef, hastanın genel durumuna ve riskine uygun olarak en faydalı aynı zamanda da
en risksiz ameliyatı gerçekleştirmektir. İşlem sonrasında hastaların büyük bir
çoğunluğu, 5-7 gün içinde taburcu olarak sağlıklı bir şekilde gündelik
hayatlarına dönebilmektedir.



YORUMLAR