Çoğunlukla 30’lu
yaşlardan sonra görülen kulak kireçlenmeleri,erken dönemde ilaçla tedavi edilebiliyor. Memorial Ataşehir Hastanesi Kulak Burun Boğaz
Bölümü’nden Doç. Dr. Engin Acıoğlu, kulak kireçlenmeleri ve tedavisi hakkında
bilgi verdi.
Kireçlenme en çok orta kulakta meydana gelir
Daha çok 30-40’lı yaşlarda
görülen kulak kireçlenmeleri, işitme kayıplarının en önemli nedenlerindendir. Kireçlenmenin,
kulak zarındaki basit bir kireçlenme olan miringoskleroz, orta kulak
kemikçiklerini tamamen hareketsiz hale getirebilen timpanoskleroz, iç kulağa
doğru ilerleyen ya da direkt iç kulak komşuluğunda ortaya çıkanotoskleroz gibi
türleri vardır. Kireçlenme, kulakta görüldüğü bölgeye göre isimlendirilse de en
çok orta kulakta ortaya çıkmaktadır.Kulak kireçlenmelerinde çoğunlukla ortak
belirtiçınlama ve işitme kayıplarıdır.
Her 10 kişiden birinde kulak kireçlenmesi görülebilir
Kulak kireçlenmesinin en
sık rastlanan türü olan “otoskleroz”, her 10 kişiden birinde görülebilmektedir.
Kadınlarda ve genetik geçmişi olan kişilerde daha çok görülen ve geçirilen
hamileliklerle deortaya çıkma olasılığı artan kulak kireçlenmesi,işitme kaybı
ve kulak çınlaması gibi belirtilervermektedir. Hastalar bazen şiddetli
çınlamanın yarattığı rahatsızlıktan işitme kaybının farkındabile varamayabilir.
Kulak zarı delik kalabilir
Orta kulak kemikçilerini
tamamen etkisiz hale getirebilen “timpanoskleroz”daha öncegeçirilmiş orta kulak
hastalıkları ve enfeksiyonlarından kaynaklanabilmektedir. Kimi zaman kulak
zarının delik kaldığı bu hastalık çekiç, örs ve üzengi kemiklerinde kireçlenmeye
yol açabilir.Kulak zarında delik olsa bile, genelde tekrarlayan kulak akıntıları
olmadığı için hastalar kulak zarlarındaki delikten habersiz olabiliyorlar. Klasik
orta kulak iltihabında kulak akarken, timpanoskleroz hastalarında akıntı daha
az veya hiç olmayabilir.Basit bir kulak zarı deliğine oranla daha fazla işitme
kaybı meydana gelir.
Tedavide iç kulak protezi uygulanabiliyor
Kulak kireçlenmelerinde öncelikle
fiziksel muayene, işitme testi ve gerekirse radyolojik incelemeler yapılır.
Ardından kireçlenmenin durumuna göre tedavi planlanır.Kulak zarında herhangi
bir hasar yaratmayan miringoskleroz; yani basit kulak zarı kireçlenmelerinde cerrahi
bir müdahale yapılmaz. Timpanoskleroz denen ve orta kulak kemikçiklerini tutan
tipinde çekiç, örs ve üzengi kemiklerinin kireçlenme durumuna göre cerrahi
uygulanır. Etkilenen kemikçikleroperasyon sırasında tespit edilip çıkarılır ve buna
uygun orta kulak protezleriile işitme tekrar normal seviyelere getirilir. Bu
protezler titanyum, floroplastik, teflon ya da teflon floroplastik olabilir.
Hangisinin tercih edileceği, kullanılacağı yere ve amacına göre
belirlenmektedir.
Kireçlenme iç kulağa ilerlemeden müdahale edilmeli
Kulak kireçlenmesinin
özel bir tipi olan “otoskleroz”un tedavisierken ve geç evre olarak ikiye ayrılır.
Erken dönemde henüzkireçlenme tam oluşmamıştır. Yumuşak evre olarak da bilinen
bu dönemde hastayasodyum florür içerikli tabletler verilip hastalığın
ilerlemesi yavaşlatılabilir. Ancak kireçlenmenin ilerlediği ve geç evre olarakbilinen
durumda tedavi yöntemi cerrahi olmaktadır. Genel ya da lokal anestezi
altındagerçekleştirilen ameliyatta kireçlenmiş kemikçik çıkarılarak yerine
piston yerleştirilir. Bazen otoskleroz, iç kulak kireçlenmesine kadar
gidebilir. Kireçlenmenin iç kulağa kadar gitmesi durumunda ameliyat yapılsabile
işitme kaybı düzeltilemez hale gelebilir.Çünkü kireçlenme iç kulağa ilerledikçe
hastanınsinirsel işitme kaybı başlar.Bunun için erken dönemde tedavi sağlanması
önemlidir.
Operasyon sonrası dikkat edilmesi gerekenler
Operasyon sonrası
hastaların iki gün dinlenmesi yeterli olur. Ancakameliyatı takip eden ilk üç hatta
altı ay önem taşımaktadır. Hastanın bu sürede kulakta pozitifbasınca yol
açacakağır kaldırma, ıkınma, dalış ya da uçak yolcuğu gibi durumlardankaçınması
gerekir. Otosklerozun her iki kulakta ortaya çıkma ihtimali daha fazla bu tür
hastalarda her iki kulağa aynı anda müdahale yapılmaz, en az 6 ay beklemek
gerekir. Cerrahi sonrası hastaların işitmeleri hemen düzelir ve buna paralel
olarak da duydukları kulak çınlamaları azalır, hatta kaybolur. Hastalar daha önce kullanmak zorunda
kaldıkları işitme cihazlarını ve getirdiği sıkıntıları bırakıp normal
yaşantılarına geri dönebilir.



YORUMLAR