Yaşın ilerlemesiyle
birlikte omurgada ortaya çıkabilecek problemlerin çözümü de zorlaşıyor.
Özellikle 65 yaş üstünde olup farklı nedenlere bağlı olarak omurga cerrahisi
gereken kişilerde diyabet, kalp gibi kronik hastalıklarının da eşlik etmesiameliyatı
neredeyse imkansız kılabiliyor. Elbette bu durumdaki hastaların da tedavi
edilemeyeceği düşüncesiyle umutsuzluğa kapılmaması ve yakınları tarafından da hayattan
soyutlanmaması gerekiyor. Çünkü deneyimli ekip ve muttidisipliner tedavi
yaklaşımıyla bu zor vakalar hareket özgürlüğüne kavuşarak tekrar hayata
bağlanabiliyor. Tıpkı 67 yaşındaki Güner Naharcı’nın örnek olacak hikayesinde
olduğu gibi...
Önemsemediği
düşme onu tekerlekli sandalyeye muhtaç hale getirdi
Henüz 14 yaşındayken bir
kolunu kaybeden emekli bankacı Güner Naharcı’nın hareketlerini sınırlayan
sorunları 7 sene önce dengesini kaybedip düşmesiyle başlamış. Ancak başlangıçta
omuriliğinde kırılmaya neden olan olayın ciddiyetinin farkına varamamış ve
tedavi için de hekime başvurmamış. Ta ki 2 yıl önce denge problemi nedeniyle
tekrar düşüp vücudunun pek çok fonksiyonunu yitirinceye kadar. Güner Naharcı,
hem omuriliğindeki kırılma hem de yaşa bağlı omurilik daralmasına bağlı olarak
yürüme yetisini yavaş yavaş kaybetmiş ve sonunda yürüyemez hale gelip
tekerlekli sandalyeye muhtaç olmuş.
Adana’da yaşayan üç çocuk babası Güner Naharcı,her geçen gün hareket
kabiliyetini yitirip tekerlekli sandalyeye bağlı, acıyla geçirdiği günleri
neredeyse ölümle bir tutmuş. İki yıl boyunca tedavi olabilmek için tüm
uğraşıların boşa gitmesi ve ameliyatla ilgili kapıların da kapanması Güner
Naharcı’nın hayattan bezmesine ve umutlarını yitirmesine neden olmuş.
Tedavi için kırık-çıkıkçıya kadar her
yolu denedi
Tedavi olmak için
profesyonel sağlık kurumlarından kırık-çıkıkçıya kadar her yolu denediğini anlatan
Güner Naharcı, Acıbadem Adana Hastanesi ve Prof. Dr. Orhan Şen’le tanışana
kadar geçen sürede sağlığına kavuşmak için maddi manevi çok büyük kayıp
yaşadığını söylüyor. Günlerini kabusa çeviren bu süreci şu cümlelerle
anlatıyor:“Omuriliğimdeki kırık ve daralma nedeniyle yürüme yeteneğimi her gün
biraz daha kaybettim. Gittiğim birçok uzman, diyabet ve kalp hastası olduğum
için gerekli ameliyatı yapamayacaklarını söyledi. Kırık-çıkıkçıya kadar her
yolu denedim ama yapılanlar beni daha da kötü bir hala getirdi. Ağrıyı gidermek
için defalarca uygulanan enjeksiyontedavileri de ancak kısa vadeli çözüm
getirebildi. Sıkıntılarım giderek arttı. Yürüyememek bir yana, tuvalet,
beslenme gibi temel ihtiyaçlarımı bile tek başıma gideremez hale gelmiştim.
Hayatım gerçekten çekilmez olmuştu...”
Acıbadem Adana Hastanesi ve
Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Orhan Şen'le tanışmalarının kendisi
için adeta bir dönüm noktası olduğunu söyleyen Güner Naharcı, “Gerçekleştirilen
ilk muayene ve yapılan incelemeler sonrasında ameliyat yapılabileceği söylendiğinde
önce inanamadım. Yaşadıklarımdan kurtulmak için artık her şeye razıydım. Ben
inandım ve tekerlekli sandalyeyle girdiğim hastaneden yürüyerek çıktım” diyor.
“Zor
vakalar multidisipliner yaklaşım ve deneyim gerektirir”
Güner Naharcı'nın
tekerlekli sandalyeye mahkum kalmasının yanı sıra şiddetli ağrı da yaşadığını
anlatan Prof. Dr. Orhan Şen, uyguladıkları tedaviyle ilgili şu bilgileri
veriyor:
“Hastanın omurgasında iki
yerde kırık ve üç yerde de omurgada darlık vardı. Hasta yürümek bir yana ayakta
bile durmakta zorlanıyordu. Ancak asıl sorun hastanın hipertansiyon, KOAH ,
diyabet ve kalple ilgili sorunlarından dolayı anestezi için yüksek riskli
grupta yer almasıydı. Ancak biz bu vakada da anestezi, kardiyoloji, dahiliye,
göğüs hastalıkları gibi ilgili tüm tıbbi bölümlerimizle yaptığımız
değerlendirmeler sonrasında gerekli tedbirleri alarak ameliyatı
gerçekleştirdik. Omurgadaki darlıkları açtık, çökme ve kırığı olan yerlere
gerekli müdahaleleri yaptık ve omuriliğin üzerindeki baskıyı kaldırarak,
titanyum yerleştirdik. Hasta şu an tek başına ihtiyaçlarını karşılayabiliyor,
yürüyebiliyor. Üstelik ağrısız bir yaşam sürüyor.”
65
yaş üstü kişiler de başarıyla ameliyat edilebiliyor
Özellikle bu vakada olduğu
gibi omurga cerrahisine ihtiyaç duymasına karşın eşlik eden hastalıkları
nedeniyle ameliyat riski taşıyan kişilerin de doğru yaklaşımla tedavi
edilebildiğinin unutulmaması gerektiğini hatırlatan Prof. Dr. Orhan Şen,
“Kaliteli yaşama adına şansları varsa, hastalara bu şansı tanımak gerekiyor”
diyor. Prof. Dr. Orhan Şen, yaptığı cerrahi operasyon sayesinde umutsuzluğa
kapılan pek çok hastaya ışık tutacak şu bilgileri aktarıyor:
Omurga cerrahisi
ameliyatlarının 65 yaşın üzerinde olup kronik hastalıkları bulunan hastaları da
kişiye özel yaklaşımla tedavi ettiklerini söyleyen Prof. Dr. Orhan Şen, “Toplumda
'yüksek risk' taşıma konusu yanlış anlaşılıyor. Biz burada ezbere karar
vermeden multidisipliner yaklaşımla verileri doğru bir şekilde tespit ettikten
sonra gerekli tedbirleri alıyoruz. Uygun vakalarda da ameliyatı
gerçekleştiriyoruz”
YORUMLAR