EN DÜŞÜK MUTLULUK SEVİYESİ
Türkiye İstatistik Kurumu, (TÜİK) 2014 Yaşam Memnuniyeti Araştırması’nın istatistiklerini açıkladı. Açıklamaya göre; mutlu olduğunu beyan eden bireylerin oranı 2013 yılında yüzde 59 iken 2014 yılında yüzde 56,3’e düştü. Bu seviye, 2008-2009 küresel kriz yıllarından bugüne görülen en düşük mutluluk seviyesi olarak gözlemlendi. Mutsuz olduğunu beyan eden bireylerin oranı ise yüzde 10,8’den yüzde 11,7’ye yükseldi. Kadınlarda mutluluk oranı, 2013 yılında yüzde 61,9 iken 2014 yılında yüzde 60,4’e düşerken, erkeklerde bu oran yüzde 56,1’den yüzde 52’ye geriledi. Yaş gruplarına göre mutluluk düzeyine bakıldığında, en yüksek mutluluk oranı yüzde 62,8 ile 65 ve yukarı yaş grubunda, en düşük mutluluk oranı ise yüzde 51,5 ile 45-54 yaş grubunda gerçekleşti. Evli bireylerin, evli olmayanlara göre daha mutlu olduğu görüldü. Evli bireylerin 2014 yılında yüzde 58,9’u mutlu iken, evli olmayanlarda bu oran yüzde 50 olarak gerçekleşti.
KAHRAMANMARAŞ’TA DA DÜŞÜŞ VAR
Kendi geleceklerinden umutlu olduğunu beyan eden bireylerin oranı, 2013 yılında yüzde 77 iken 2014 yılında yüzde 73,8’e düştü. Kendi geleceklerinden umutlu olan kadınların oranı, 2013 yılında yüzde 77,5 iken 2014 yılında yüzde 74,7’ye, erkeklerde ise bu oran yüzde 76,5’den yüzde 72,9’a düştü. Bir önceki yıla göre; bütün kamu hizmetlerinde memnuniyet kaybı yaşandı. Bu hizmetlerden en düşük oran adli hizmetlerde görüldü. Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2013 Yaşam Memnuniyeti Araştırması’nda, adli hizmetlerden memnuniyetin oranı Türkiye genelinde yüzde 52,8 olup bu oranın en yüksek olduğu il yüzde 84,5 ile Kahramanmaraş, en düşük olduğu il ise yüzde 28,8 ile Burdur olarak açıklanmıştı. 2014 yılında yapılan araştırmada ise Türkiye genelinde adli hizmetlerden memnuniyetin oranı, 2 puan gerileyerek yüzde 50,8 olarak gerçekleşti. Sivil Toplum Kuruluşlarından Eğitim Sen Kahramanmaraş Şube Başkanı İsmail Tekardıç, bu düşüşü, uygulanan yanlış politikalara bağlarken; Büyük Birlik Partisi Kahramanmaraş İl Başkanı Hayati Bakdur ise adalet mekanizmasının adil çalışmamasına bağladı.
Yaşam Memnuniyeti Araştırması, TÜİK tarafından, 2003 yılında, Hanehalkı Bütçe Anketi’nde ek bir modül olarak uygulanırken; 2004 yılından itibaren düzenli olarak gerçekleştirilmeye başlandı. 2013 yılında da ilk defa il düzeyinde yapıldı. Bireylerin, genel mutluluk algısını, toplumsal değer yargılarını, temel yaşam alanlarındaki genel memnuniyetini ve kamu hizmetlerinden memnuniyetini ölçmek, memnuniyet düzeylerinin zaman içindeki değişimini takip etmek amacıyla TÜİK tarafından yapılan Yaşam Memnuniyeti Araştırması, kapsamında 2014 yılında 7 bin 984 kişi ile görüşüldü. Daha önceki yıllarda asayiş, eğitim ve sağlık hizmetlerinden memnuniyet soruları için “Fikrim yok” seçeneği sorulmazken, 2014 yılından itibaren, 18 ve üzeri yaştaki tüm fertlerin konuya ilişkin görüşlerinin alınabilmesi için bu sorulara; “Fikrim yok” seçeneğini eklendi.
Mutluluk azaldı, umutsuzluk ve memnuniyetsizlik arttı
TÜİK’in Yaşam Memnuniyeti Araştırması’nda 2013 yılına göre Türkiye’nin mutluluk ve memnuniyet tablosunda düşüşler yaşandı. Araştırma, bir önceki yıl ile kıyaslandığında, mutlu olduğunu beyan eden bireylerin oranında 2,7; kendi geleceklerinden umutlu olduğunu beyan eden bireylerin oranında 3,2 düşüş yaşandı. Kamu hizmetlerinden ulaştırma alanında 4,6; asayiş alanında 4,3; eğitim alanında 4,1; sağlık alanında 3,5; adli hizmetlerde 2; SGK alanında ise 1,2 oranında düşüş gözlemlendi. İstatistiğe göre en fazla memnuniyetsizlik 50,8’lik oranla adli hizmetlerde yaşanırken; en az memnuniyetsizlik 75,1’lik oranla asayiş alanında yaşandı. 2013 yılına kıyasla kamu hizmetlerinden duyulan memnuniyet oranında en fazla düşüş ulaşım alanında gözlemlenirken; en az düşüş SGK hizmetlerinde gerçekleşti.
Aileler mutluluk kaynağı oldu
Kendilerini en çok ailelerinin mutlu ettiğini ifade edenlerin oranı yüzde 73,3 olurken, bunu sırasıyla; yüzde 13,4 ile çocuklar, yüzde 5 ile eş, yüzde 3,1 ile anne/baba, yüzde 1,9 ile kendisi, yüzde 1,4 ile torunlar ve yüzde 2,1 ile diğer nedenler takip etti. Mutluluk kaynağı olan değerlerde sağlık ilk sırayı aldı. Kendilerini en çok sağlıklı olmanın mutlu ettiğini ifade edenlerin oranı yüzde 68,8 olurken, bunu sırasıyla; yüzde 15,4 ile sevgi, yüzde 8,5 ile başarı, yüzde 4,2 ile para, yüzde 2,2 ile iş ve yüzde 0,9 ile diğer nedenler takip etti. Eğitimli insanlarda mutluluk düzeyi daha fazla mezunu olanlarda mutluluk oranı yüzde 60,2 iken, bunu sırasıyla; yüzde 57,9 ile bir okul bitirmeyenler, yüzde 55,8 ile ilköğretim veya ortaokul, yüzde 55,1 ile lise ve dengi okul, yüzde 54,8 ile ilkokul takip etti.
Memnuniyetsizliğin nedenleri çok yönlüdür
Yaşam Memnuniyeti Araştırması’nda yaşanan düşüşü ve Kahramanmaraş’ın bu araştırmadaki yerinin Eğitim Sen Kahramanmaraş Şube Başkanı İsmail Tekardıç’a sorduk. Tekardıç, gazetemize yaptığı açıklamada; son dönemde genelde ülkemizde, özelde Kahramanmaraş’ta insanların yaşamdan duyduğu memnuniyetinin azaldığına işaret ederek artan memnuniyetsizlikle ilgili şu açıklamalarda bulundu: “Bunun nedenleri elbette çok yönlüdür. Eğitimci olduğumuz için bu konuyu ele alırsak; eğitimin bir yazboz tahtası gibi defalarca sistemin değiştirilmesi, insanlarda bir kuşkuya, bir bıkkınlığa ve ümitsizliğe neden olmaktadır. Yıllarca çocuğunu okutan bir ailenin daha sonra KPSS gibi bir sınava tabi tutulması ve bu sınavda 70 ile 100 arasında bir puan alma zorunluğu gençleri ve aileleri karamsarlığa itmektedir. Hele hele bir de istisnaiyi memurluk denilerek siyasi gücü elinde bulunduranlara yakın kişilerin KPSS’ye girmeden devlet memuru olmaları, halkta hoşnutsuzluk yaratmış durumdadır.” Adli konularda ise adalet mekanizmasının hak ve adalet ölçülerinden ayrılarak, siyasi erkin isteklerine göre karar vermesini, adalete duyulan güvensizliği gün geçtikçe arttırdığına değinen Tekardıç, “Sağlık hizmetlerinde artık insanlar kolay kolay özel hastanelere gidemiyorlar. Çünkü hastalardan talep edilen fark çok yüksek boyutlarda. Devlet hastanelerinde ise katkı payı adı atında yine vatandaşlardan hatırı sayılır ücret talep edilmektedir. Hâlbuki vatandaşlar, zaten devlete vermesi gereken vergisini ödüyor. Tüm bu giderlerin vatandaştan talep edilmesi haksız bir durumdur. Yukarda geçen bu bilgiler ışığında gün geçtikçe devlet hizmetlerinde bir memnuniyetsizlik olduğu göze çakmaktadır” dedi.
Toplumun adalete olan güveninin zedelendi
Kahramanmaraş olarak 2014 yılına kadar adli hizmetlerde memnuniyet oranı en yüksek il olmamızın, Kahramanmaraş’ta adli olayların az yaşanmasından ve otokontrol mekanizmasının iyi çalışmasından kaynaklandığını ifade eden Büyük Birlik Partisi Kahramanmaraş İl Başkanı Hayati Bakdur, şöyle konuştu: “Türkiye genelinde kamu hizmetleri alanında memnuniyetsizliğin en fazla yaşandığı adli hizmetlerde, 2014 yılında düşüş yaşanması, toplumun adalete olan güveninin zedelenmesindendir. Biliyorsunuz Muhsin Yazıcıoğlu davası Kahramanmaraş’ta görülmeye devam ediyor. Bu dava, adil bir şekilde kapanmadığı sürece her zaman sesimizi yükselteceğiz. Gücümüzün yettiği kadar, sesimizin çıktığı kadar bu davanın takipçisi olacağız. Davanın, her celsesinin trajikomik bir şekilde tiyatro gibi geçmesini, halkımız da görüyor. Kahramanmaraş halkı da bu davayı yakından takip ediyor. Bu durum da Kahramanmaraş’ta adalete olan güvenin düşmesine neden oluyor. Toplum, günden güne daha sıkıntılı bir hal alıyor. Hani bu yaşadığımız süreç, tüm Türkiye üzerinde adalete ve kamuya güvende bir zedelenme oluşturdu. Bunu, 17-25 Aralık sürecinde gördük.” Adalet mekanizmasının, topluma hizmet etmekten çıktığına işaret olarak Muhsin Yazıcıoğlu davasını gösteren BBP Kahramanmaraş İl Başkanı Bakdur, “Biz, Muhsin başkanın davasıyla da gördük ki; davanın sonuçlanmadan kapanmasını isteyenler var. Sonuca ulaştırmak istemeyen, her el atanın terfi ettirildiği bu davanın, önünü açmak üzere davaya el atan da tenzih ettirilip cezalandırıldı. Bu yaşananlar, sadece bizim bildiğimiz şeyler değil, tüm toplumun nezdinde oluyor. Burada, davayı kapatan düz savcı, Çorluya Başsavcı olarak atanıyor. Gaziantep’te ‘bu dava kapatılamaz’ diye tekrar davayı açan Ağır ceza hâkimi düz hâkim olarak atanıyor. Yani davayı kapatanlar, ödüllendirilirken; davanın devam etmesini isteyenler cezalandırılıyor” şeklinde konuştu. Bakdur bunların, tüm toplumun gözünün önünde olan şeyler olduğuna dikkat çekerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunlar tabi ki toplumun, adalete olan güvenini etkiliyor. Tüm Türkiye genelinde yaşanan rüşvet, adam kayırmacılık ve buna benzer tutumlar, toplumun adalete olan güveni zedeliyor. Uygulanan eğitim politikaları, eğitime olan güveni sarsıyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2014 yılı Yaşam Memnuniyeti Araştırma sonuçlarında; toplumun kamu hizmetlerinden duydukları memnuniyetin azalması normal. Çünkü artık kurumlar, kendi özgül ağırlıkları ile değil de etkilenme nezdinde iş yapıyorlar.” (KENAN ONARAN)



YORUMLAR