İnsanlığa ve Müslümanlığa emanet olan bir anne ve
çocuğunun vahşi bir şekilde katledildiğini belirten Ünal, "Her şeyden önce
bu bir insanlık suçu, insanlığın üzerinde yükseldiği değerlere yapılan bir
ihanet, öncelikle bunu görmemiz gerekiyor ve bizim her bir ferdimizin de
kullandığımız dile son derece dikkat etmemiz gerekiyor.
İnsanlığın, Allah'ın bize emaneti olan kardeşlerimizle
ilgili bir nefret dili kullanmasını buradan hep birlikte kınıyoruz. Özellikle
ölümden, vahşetten, katliamdan kaçmış ve bize sığınmış olan bu mazlumlarla
ilgili Türkiye'nin tarih boyunca tavrı hep bellidir." diye konuştu.
Ünal, her zaman zalime karşı dik durduklarını, mazlumun
ahından korktuklarını dile getirerek, şöyle devam etti: "O yüzden bize
emanet olan kardeşlerimizle ilgili sosyal medyada, medyada, siyasetçi, sanatçı,
sorumluluk sahibi her kesimden insanın kullandığı dil konusunda daha hassas
olması gerektiğini buradan bir kez daha dile getirmek istiyoruz. Toplumda
nefreti, düşmanlığı arttırmanın özellikle birilerinin kasıtlı olarak Suriye'den
bize sığınan bu mazlumlara karşı bir nefret suçu işlemelerini kınıyorum ve
artık bu dili terketmelerini onlardan rica ediyorum."
Bu konuda sorumluluk hissettiklerini ve herkesi sorumluluğa davet ettiğini dile getiren Ünal, "Daha fazla da bu konuda söylenecek bir şey bulamıyorum. Vicdanlarımızı, sorumluluklarımızı, kardeşliğimizi bir kez daha gözden geçirelim ve şunu unutmayalım ki onlar bize insanlığın, Allah'ın emanetidir. Biz tarih boyunca mazlumlara her zaman kucak açtık. Bu, millet olarak en önemli vasfımızdır." dedi.
YORUMLAR