Mersin, Tarsus’ta 11 Şubat günü evine gitmek üzere bindiği minibüsün şoförü Suphi Altındöken tarafından vahşice öldürülen üniversite öğrencisi Özgecan Aslan cinayetiyle ilgili açıklama yapan Kahramanmaraş Esnaf ve Sanatkarları Odaları Birliği ve Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanı Ahmet Kuybu şehirdeki toplu taşımalarda bir dizi önlemler alacaklarını söyledi.
Özgecan cinayetinin, kendilerini tedbir almaya yönelttiğini belirtten Kuybu, şu açıklamayı yaptı: “Bütün toplu taşıma araç şoförlerinin takipten geçirilmesi ve özellikle bunların sabıka kaydının bakılması, bir taraftan psikolojik olarak kontrol edilmesi ve aynı zamanda kan örnekleri alınarak, şoförlük yapacak kişilerin uyuşturucu kullanıp kullanmadığı yönünde de bir tespit yaptırma düşüncemiz var. Dolayısıyla rastgele kişinin toplu taşıma araçlarında şoför olarak çalışmasının önüne geçeceğiz. Aynı zamanda bütün şoförlerin kayıtlarının daha hassas olunacağını söyleyen Kuybu, kararımızı zaman zaman kontroller yaparak uygulamaları da sürdüreceğiz”
“EKSİKLİKLERİ TAMAMLAMAYAN ARAÇLAR TRAFİKTEN MEN EDİLECEK”
Özgecan Aslan cinayeti için “Canice” diyen Kuybu, “Bütün toplu taşıma araçlarına panik butonu koyduracağız. En kısa sürede toplu taşıma araçlarına online takip edilen kamera sistemini yerleştireceğiz. Toplu taşıma araçlarına bu mecburiyeti getireceğiz. Belli bir süre zarfında bu eksiklikleri tamamlamayan araçları da trafikten men edeceğiz” dedi.
MİNİBÜSLERDE PANİK BUTONU DÜĞMESİ DÖNEMİ BAŞLIYOR
Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyon (TŞOF) Başkanı Fevzi Apaydın, Özgecan Aslan cinayetinin şoför camiasını karalamaya yetecek bir konu olduğunu ancak bunu tüm şoför camiasına genellememek gerektiğini ve minibüslerde uygulamaya yönelik bir takım çalışmalar içerisinde olduklarını söyledi.
TŞOF Başkanı Apaydın, Özgecan Aslan cinayetiyle birlikte gündeme gelen dolmuşlarda panik butonu ve kamera uygulamaları hakkında konuştu. Özgecan cinayetini kınadıklarını belirten Apaydın, “Böyle bir şeyi anlatmak insanın kanını donduruyor. Canice bir cinayettir. Bu konu şoför camiasını karalamaya da yeten bir şeydir. Bütün şoför camiası bunu haketmiş değildir. Biz bir dizi tedbirler almak için çalışıyoruz. Bunların başında acil çağrılarda kullanılmak üzere buton, araçların içerisindeki insanların hareketlerini, aracın sevk ve idaresini dışarıdan kontrol etmek için bir kamera sistemi veya taksilerde ve minibüslerde olduğu gibi araç takip sistemleri kullanmak istiyoruz” dedi.
“İSTANBUL’DA UYGULANAN KAMERA SİSTEMİ ÜZERİNDE ÇALIŞIYORUZ”
Yakın bir zamanda yaptıkları çalışmaları uygulamaya koymak istediklerini ifade eden Apaydın, “Bu ay içerisinde yaptığımız çalışmalar neticesinde panik butonu mu olacaktır, kamera sistemi, araç takip sistemi mi olacaktır bunun için bir karar vereceğiz. Bugünlerde İstanbul’da uygulanmakta olan ve verim aldığımız bir kamera sistemi var. Bu kamera sistemi üzerinde çalışıyoruz. Kamera sistemi araç içindeki insanların hareketlerini kontrol eden, şoförün insanlarla insanların şoförlerle münasebetlerini görüntüleyen bir sistemdir. Bunların araçlara takılması için devletten veya o bakanlıklardan tabiki destek almamız gerekecektir, görüşlerini almamız gerekecektir. Bunlarla da irtibatlarımızı sürdürüyoruz” diye konuştu.
MİNİBÜSÇÜLER PANİK BUTONUNA SICAK BAKMIYOR
Minibüs şoförleri gündemde olan panik butonu ve kamera sistemi hakkında şunları söyledi:
“Panik butonu falan boş. Kamera sistemi uygundur. Zaten çoğu arabalarda kamera sistemi var. Ama panik butonuna binen çocuklar falan basar. Taksilerde panik butonu var. O kadar taksici katledildi. Hiç zamanında yetişeni gördünüz mü? Her şey insanın önce kendinde bitiyor. Müşteriyi ailen gibi görürsen sorun bitiyor. Binenlerin hepsi anamız, bacımız, kardeşimiz.”
“Bu olayların olmaması için şoförlerin bir yere kayıtlı olması lazım. Çoğunun oda kaydı yok. Hafta sonu çalışanlar var. Kim kime denk gelirse veriyor. İstersen buton tak adam onu da iptal eder, fişini çeker. Adamın içi kötüyse o çözüm değil. Bu ülkede adam hırsızlık yapıyor, kameraya el sallayarak gidiyor. Adamın içi kötüyse dolmuştan indikten sonra yapar. Bu oda kimliklerini bize dernek veriyor. Polisin bunu da sorması lazım. Polis bizden ehliyet, ruhsat istediğinde bu kimlikleri de istesin. Bunu almayan kişileri çalıştırmasınlar arabada. Denetim yok. SRC Belgesi ve bu yaka kartı olmayan adamlara araba veriyorlar.”
Minibüsleri kullanan yolcular ise, kadınların savunmasız olduklarını ve destek çıkan birilerinin olmadığını ifade ederek, panik butonu ve kamera sistemlerinin olmasının iyi olacağını söylediler.
NELER OLMUŞTU?
Üniversiteli Özgecan Aslan yakılarak öldürüldü
Mersin'in Tarsus ilçesinde 3 gündür kayıp olan üniversiteli genç kız, yakılarak öldürülmüş halde bulundu.
Çağ Üniversitesi'nde Psikoloji bölümünde okuyan Özgecan Aslan (20), 11 Şubat 2015 günü okuldan çıktıktan sonra Tarsus’ta bir alışveriş merkezinde arkadaşıyla gezdi. Alışveriş merkezinde arkadaşından ayrılan ve ikamet ettiği Mersin'e gitmek isteyen Özgecan Aslan, iddiaya göre şehirlerarası sefer yapan minibüse bindi. O saatten sonra Özgecan Aslan’dan haber alınamayınca, ailesi tarafından kayıp başvurusu yapıldı.
Bunun üzerine polis ve jandarma çalışma başlattı. Dün Özbek Mahallesi yakınlarında trafik kontrolü yapan jandarma trafik ekipleri, durdurdukları minibüs içinde kan izlerini gördü. Jandarma, polis ile birlikte yaptığı çalışmada araçta bulunan N.A. (50), oğlu A.S.A. (26) ve F.G.'yi (20) gözaltına aldı.
Gözaltına alınan 2 kişi, genç kızı benzin döküp yakmaya çalıştıklarını, Çamalan Mahallesi Alman Mezarlığı yakınındaki Cin deresine attıklarını itiraf ettiler. Olaya karıştığı iddia edilen bir kişi de aranıyor. Genç kızın cenazesi otopsi için Adana Adli Tıp Kurumu'na kaldırıldı.
KATİL JANDARMANIN DİKKATİYLE YAKALANDI
Mersin’in Tarsus ilçesinde 3 gündür kayıp olan üniversite öğrencisi genç kızı yakarak öldürdükleri iddia edilen şüpheliler yakalandı. Şüpheliler, sağlık kontrolü için götürüldükleri hastanede vatandaşlar tarafından linç edilmek istendi.
Çağ Üniversitesi Psikoloji Bölümü 1'nci sınıf öğrencisi Özgecan Aslan (20), 11 Şubat günü okuldan çıktıktan sonra Tarsus’ta bir alışveriş merkezinde arkadaşıyla dolaştı. Genç kız, daha sonra Tarsus-Mersin-Adana arasında yolcu taşımacılığı yapan S.A.’nın (26) kullandığı minibüse bindi. Genç kızdan bir daha haber alınamazken, Özbek Mahallesi yakınlarında trafik kontrolü yapan jandarma ekipleri minibüsü tesadüfen durdu. Şüpheli hareketlerde bulunan minibüs sürücüsü jandarmanın dikkatini çekti. Jandarma, takip ettiği minibüsü yol kenarında durdurup arama yaptı. Sürücü S.A. ile babası N.A. (56) ve F.G.'nin (20) bulunduğu minibüste kan izlerine rastlandı. Şoför S.A., müşteri olarak minibüse aldıkları 2 yolcunun kavga ettiğini ve kan izlerinin o yüzden olduğunu ileri sürdü. Gözaltına alınan 3 şüpheli, yapılan işlemlerin ardından serbest bırakıldı. Araştırmasını sürdüren jandarma, üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın kayıp olduğu bilgisi üzerine tekrar minibüsü aramaya başladı. Jandarma ve polis ekipleri, ortak yaptıkları çalışmada gündüz saatlerinde N.A. ve F.G.’yi birlikte yakaladı. Suçlarını itiraf eden 2 şüpheli, genç kızı öldürdükten sonra benzin dökerek yakıp Çamalan köyü Alman Mezarlığı yakınındaki Cin Deresi’ne attıklarını itiraf ettiler. Çalışmalarını sürdüren polis ve jandarma ekipleri, akşam saatlerinde S.A.’yı da bir alışveriş merkezinin arkasında yakaladı. Gözaltına şüpheliler, sağlık kontrolü için hastaneye getirildi. Jandarma ve polis ekipleri çevrede geniş tedbir alırken, şüpheliler hastanede bulunan vatandaşlar tarafından linç edilmek istendi. Sağlık kontrolü sonrası şüpheliler, yoğun güvenlik önlemleri altında hastaneden çıkartıldı.
S.A.’nın genç kızı minibüste öldürdükten sonra babası N.A. ile arkadaşı F.G.’den yardım istediği iddia edildi. Öldürülen üniversite öğrencisinin daha sonra 3 şüpheli tarafından Çamalan Mahallesi Cin Deresi mevkiinde yakıldığı öğrenildi. Minibüs sürücüsü S.A.’nın evli ve bir çocuk babası olduğu öğrenildi.



YORUMLAR